bağışıklık sisteminin yardımcıları olan antikorlar sizlere tanıdık geliyor elbette. | TED | وأنتم تعرفون بالطبع أن الأجسام المضادة هي عصابة النظام المناعي |
bağışıklık sistemimizin kötülere de ihtiyacı vardır böylece neyi arayacağını bilir. | TED | يحتاجُ نظامنا المناعي إلى السيء كذلك، فإنه يعرفُ ما يبحثُ عنه. |
Virüs ve bakterilerin bağışıklık sistemimizle olan bitmek bilemeyen savaşını düşünün. | TED | أعني، فكروا بتلك المعركة المفتوحة بين الفيروسات والبكتيريا، ونظام المناعة لدينا. |
Vücuda girdikten sonra, HIV virüsü bağışıklık sistemindeki hücreleri etkiler. | TED | عندما يدخل الفيروس الجسم، فانه يصيب خلايا تابعة لجهاز المناعة. |
Yani, eğer bin kişiden oluşan bir topluluğumuz varsa ve o topluluğa bir patojene karşı bağışıklık kazandırmak istiyorsak. herkesi bağışık hale getirmemiz gerekmez. | TED | لذا ، إذا كان لدينا سكان من ألف شخص و نريد أن نجعل السكان لديهم مناعة من مسببات المرض ليس علينا تحصين كل شخص |
bağışıklık sisteminin enfeksiyona saldırısı sona erdiğinde omuriliğe saldırmaya devam eder. | Open Subtitles | و عندما يهاجم الجهاز المناعي العدوى يهاجم الحبل الشوكي بدلاً منها |
Sinir hasarına neden olmamış ancak kesinlikle bağışıklık sistemini çökertmiş. | Open Subtitles | ربما تكون سببت ضرر بالأعصاب لكن دمر هذا جهازه المناعي |
Bu yüzden bağışıklık sistemin bir işe yaramıyor, ...yüzüne biri hapşırsa hasta oluyorsun. | Open Subtitles | لذا فأنت مريض لأن جهازك المناعي كله متعطل و هناك من عطس بوجهك |
Eğer beyin iltihabı varsa, steroidler bağışıklık sistemini zayıf düşürebilir. Foreman. | Open Subtitles | إلا إن كان لديه التهاب بالدماغ عندها سيضعف الستيرويد جهازه المناعي |
Ancak, insanlar kalan hayatları boyunca, bağışıklık sistemlerini baskılayan ilaçlar almak zorunda kalacaklar. | TED | ولكن المرضى سيكون عليهم تعاطي العقاقير هذا سيقمع نظامهم المناعي لبقية حياتهم. |
Nick'in bağışıklık sisteminin yemekteki birşeye karşı tepki verdiği tahmin ediliyor. | TED | وبالتالي النظرية كانت أنه كان لديه نوع من رد الفعل المناعي مع الذي يحصل أساسا للطعام، |
bağışıklık sistemi uyanır, kurda saldırır, ve herşey şişmeye başlar. | Open Subtitles | يستيقظ جهاز المناعة و يهاجم الدودة و كل شئ يتورم |
bağışıklık sistemini güçlendirmek için hastayı yüksek basınçlı oksijen çadırına koymak nerede yazıyor? | Open Subtitles | لا يوجد قانون يقول أنه يجب وضع المريض أكسجين لعلاج مشاكل جهاز المناعة |
Lupus, bağışıklık sistemini hiperaktif hâle getirir ve normal dokulara saldırır. | Open Subtitles | الذئبة الحمامي يزيد من نشاط جهاز المناعة بشدة فيهاجم النسيح العادي |
bağışıklık sistemi çökmeden ameliyatı yapabilmesi için ona yeteri kadar zaman veremedim. | Open Subtitles | لم أعطها الوقت الكافي لإجراء العملية قبل أن ينهار نظام المناعة لدية |
Ve mikroplarımız, onlara bağışıklık kazanmamış insanları silip süpürdüğünde ne kadar sorumluysak, bundan da o kadar sorumluyuz. | TED | وليس ذلك بقدر خطأنا مثل ما هو بقدر خطأنا في إنتشار فيروسات الحيوانات الأليفة.. للذين التي لم تكن لديهم مناعة منها. |
Bir süre sonra, onları korkutan sese bağışıklık kazanıyorlar. | TED | فإنهم يكونون مناعة من الأصوات التي تخيفهم بعد مدة. |
Hayır, eğer kelno'reem yapmazsan bağışıklık sistemin savunmasız kalabilir. | Open Subtitles | لا. إذا لم تقم الكلنوريم جهاز مناعتك سيكون ضعيفا |
Bunlar solunum yollarındaki bağışıklık hücrelerini harekete geçiriyor. Bu konuda bir şey biliyor musun? - Biraz. | Open Subtitles | ينشطون خلايا المناعه لكم هل تعلمين اى شىء عن هذا الامر؟ |
Öpüşme hastalığı için biraz fazla yaşlısın. Tabii bağışıklık sistemin tehlikede değilse. | Open Subtitles | أنتَ أكبر قليلاً على داء التقبيل، ما لم يكن جهازكَ المناعيّ معطوب |
Kan ve bağışıklık sisteminin iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalarak tahrip olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لماذا؟ نظن ان دمها وجهاز مناعتها قد دمرا بسبب تعرضها لأشعاع مؤين |
bağışıklık güçsüzleşir ve sonuçta Diğer bütün hastalıklara maruz kalınabilir. | Open Subtitles | فتضعف مناعته ويظل معرضاً لكافة أنوع الأمراض |
...ama bir sebepten dolayı vücudunun içinde, bağışıklık sisteminden cevap yok. | Open Subtitles | لكن لبعض الأسباب داخل جسدها لا توجد أي استجابة مناعية البتة |
Doktor, senin denek açısından gümüşe bağışıklık konusunda herhangi bir gelişme var mı? | Open Subtitles | أيها الدكتور، طبقاً لموضوع إختبارك هل مازال هُناك حصانة مُثبتة لي ضد الفضة؟ |
bağışıklık sistemimiz bir miktar aşı içeriyor, ama o yıIlardan sonra doğanlarda hiçbir koruma mevcut değil. | Open Subtitles | لذا أجهزة مناعتنا حتى الآن تعمل أثر للمصل لكن أي شخص مولود بعد ذلك لا حماية لة |
Hamile olman işini güvence altına alabilir Meredith Grey ama ağzına çarpacağım tokada karşı bağışıklık kazandırmaz sana. | Open Subtitles | الطفل الذي تحملينه قد يمنحك تأمينا لعملك,ميرديث غراي و لكنه لا يجعلك محصنة من ضربة الى الفم |
bağışıklık sistemini zayıflatarak iyileşme yeteneğine darbe vurmuş ve organlarına zarar vermeye başlamış. | Open Subtitles | إلى حساسية خطيرة؟ يضعف جهازها المناعي، يمنع قدرتها على الشفاء و تهدئة أجهزتها |
Üniversiteli çocuk yaz tatilinde yani bağışıklık sistemi biraz yalama olmuş. | Open Subtitles | فتى جامعى فى أجازة الربيع لذا فإن نظامه المناعى مرهق كثيرا |