Çünkü onun başına bir şey geldiyse ve bir şekilde buna karıştıysan... | Open Subtitles | لأنه إن كان قد حدث لها شيء وكنت متورطاً فيه بأي شكل |
başına bir şey gelirse açıklasın diye rahibe verir. | Open Subtitles | مع الكاهن، لإعلانهم لو حدث أي شئ إلى روكى |
Eğer içeride onun başına bir şey gelirse seni asla affetmem. | Open Subtitles | إذا حدث له أي شيء بالسجن لن أقوم بمسامحتك على ذلك |
Burada başına bir şey gelirse ona cevap vermesi gereken ben olurum. | Open Subtitles | إن حدث أي شيء لك هنا أشعر أنه علي أن أرد على أسئلته |
Araba başına bir polis. Tamam, rotalar bunlar. | Open Subtitles | شرطي واحد لكل سيارة حسناً ، و هذه هي الطرق |
Olur. Kişi başına bir şişe viski yeterli gelir mi? | Open Subtitles | بالتأكيد، لكن هل قنينة ويسكي واحدة لكل فرد ستكون كافية؟ |
başına bir şey gelirse mezarımdan çıkar gelirim bilmiş ol. | Open Subtitles | لو حدث لها مكروه، فسأخرج من قبري وسأعثر عليك |
O an, kızkardeşimin başına bir şey gelmiş olabileceğini ilk farketmemdi, ve sonra evime, plandığımızı günde gelmedi. | Open Subtitles | عندها عرفت أنه حدث لها مكروه و عندما لم تصل للمنزل في موعدها |
Ve eğer onun başına bir şey gelirse, başımız gerçekten belaya girebilir. | Open Subtitles | وإن حدث لها مكروه ، سنكون في ورطة حقيقية |
Eğer onun başına bir şey gelirse, seni bulurum ve seni öldürürüm. | Open Subtitles | و إن حدث أي شيء لها فإنني ساعثر عليك و سأقتلك |
Ama onun başına bir şey gelirse yemin ederim beni bir daha göremezsin. | Open Subtitles | لكن إذا حدث أي شئ له أقسم بالله بأنك لن تراني ثانية |
Kocanızın başına bir şey geldiğine inanmamız için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | ..لدينا سبب لنعتقد بأن بإن ربما شيء ما حدث له |
başına bir şey geldiğinde çocuklarına haber vermemi istemişti. | Open Subtitles | وكانت أمنيته أن يتجمع أبناءه إذا حدث له مكروه |
Bak, başına bir şey geldi, ve hiçbir kızla ilişkisi olmadı. | Open Subtitles | انظر، شيء ما حدث له وهو لم يواعد بعض الفتيات |
Kişi başına bir çuval pirince izin veriyorlar. Kalanına, 10.000 Yen gümrük vergisi istiyorlar. | Open Subtitles | كيس واحد لكل شخص مجانا، أما البقية فيريدون عليهم 10 آلاف يوان كرسوم واجب |
Kiracı başına bir yer. İkisi hariç hepsi kiralı. | Open Subtitles | مساحةٌ واحدة لكل مُستأجر كُلها عدا وحدتين مؤجرتين |
Ama bu büyüklükteki binaları hızlıca gezinmek başlı başına bir mücadele. | TED | لكن التنقل بسرعة داخل بنايات بهذا الحجم يُشكّل تحديًّا في حد ذاته. |
Yaşlı ve mutsuz olmakla başına bir tabanca dayamak arasında büyük fark var. | Open Subtitles | فرق كبير بين أن تكون عجوز وحزين وبين أن تضع مسدس على رأسك |
başına bir şey gelmiş olsaydı bu harika çocuğun varlığını bilmeyecektim. | Open Subtitles | لو حصل لها شيء لم اكن سأعرف ابداّ بأمر هذا الصبي الرائع |
Seni onlar kaçırmadıysa, o kadın niye adamın başına bir tüfekle vurdu? | Open Subtitles | إذا لم يخطتفوكى لماذا على وجه الأرض هذة المرأة ضربت هذا الرجل على رأسه بالبندقية |
başına bir darbe almış. | Open Subtitles | اقتربت من النضد وتم ضربها بقوة على رأسها |
Sana ne yaptı bilmiyorum. Ama başına bir iş gelirse senin peşine düşerim. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ماذا فعل .. ولكن أذا حدث أى شيئ له |
işlerini kaybetmeyecekler, ki bu krizde, bu zaten başlı başına bir ikramiye sayılır. | Open Subtitles | حسناً، عليكم الحفاظ على وظائفكم، وهي، في هذا الإقتصاد، تعتبر كعلاوة بحد ذاتها. |
- Müşteri başına bir kupon geçerli dedim ya. - Sesini yükseltme. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أنّ لكل زبون كوبون واحد فق - اخفضِ صوتك - |
başına bir şey gelirse bağır, tamam mı? | Open Subtitles | إن تورطت في مشكلة، فأصرخ، اتفقنا ؟ |