Bu olayla, Amerikan Yerlileri tarihinde yeni bir dönem başladı. | TED | مع هذه الواقعة، بدأ عصر جديد في تاريخ السكان الأمريكيين، |
Bu gece buraya gelmeden önce kızlarımdan bir tanesi bağırmaya başladı. | TED | فقط، قبل مجيئي إلى هنا هذه الليلة، بدأت إحدى بناتي بالصراخ. |
Roma Katolik Kilisesi'nde, kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı. | TED | وبالكنيسة الرومانية الكاثوليكية، أصبح يتعارف على شكل القلب كأنه قلب يسوع الأقدس. |
Ama Afrika sanayisi bir büyümeye başladı mı, muazzam bir potansiyeli var. | TED | ولكن بمجرد أن تبدأ الصناعة الأفريقية في التوسع، فإن الإمكانات ستصبح هائلة. |
Nijerya bir ülke olmadan önce içlerdeki derelerin balıkçıları Lagos lagununa gelmeye başladı ve kıyı boyunca köyler kurdular. | TED | قبل أن تصبح نيجيريا دولة، بدء الصيادون من الجداول المائية النزول إلى بحيرة لاغوس وأنشأوا القرى على طول الساحل. |
Bu şirketler müşterimiz olmaya başladı, sigorta ve kredinin birleştiğinde, ilginç şeyler olabilir. | TED | تلك المنظمات أصبحت عملائنا وحين تجمع بين القرض والتأمين أشياء شيقة يمكن حدوثها |
Ne zaman Mr. Blonde ateş etmeye başladı, o zaman ortaya çıktılar. | Open Subtitles | لم يظهروا إلا بعد أن بدا السيد بلوند بإطلاق النار على الجميع. |
Her şey annem Max'ın video dükkanında işe girince başladı. | Open Subtitles | كُلّة بَدأَ عندما أمَّي ذَهبَت للعَمَل في مخزنِ فيديو ماكس |
Canlı ördek ölü ördeğin üstüne çıktı ve çiftleşmeye başladı. | TED | البطّ الحيّ صعد فوق الميّت، و بدأ في التزاوج معه. |
Takip eden hafta, oldukça yüzeysel kas resiztansı göstermeye başladı. | TED | في الأسبوع التالي بدأ بشكل طفيف يظهر بعض المقاومة العضلية. |
Sonra anlatmaya başladı. Fareler de insanlar gibi yavrularını farklı şekillerde yalıyorlardı. | TED | ثم بدأ بإخباري بأن الجرذان، كما البشر، تلعق صغارها بطرقٍ مختلفةٍ للغاية. |
Her nesil, isteksizce veya bazen sökemediği bir anıt inşa eder. Fakat benim yazdığım hikaye değişmeye başladı ve benden kopmaya başladı. | TED | كل جيل يبني صرحًا يكره هدمه أو غير قادر على ذلك أحيانًا لكن أثناء الكتابة، بدأت حكايتي للقصة تتغير وكانت منفصلة عني |
Ve – blogum hakkında sadede gelecek olursak: 2001’de başladı. 23 yaşındaydım. | TED | و .. قصة مدونتي باختصار بدأت في 2001. كنت في الثالثة والعشرين. |
Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. | TED | إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء. |
Eğlence olarak başladı, korkunçlaştı ve sonra sadece bir ihtiyaç oldu. | TED | لقد بدأ الأمر كتسلية، لقد أصبح مخيفاً، وبعد ذلك، صار ضرورياً. |
Limanlar bloke edildi ve taze ringa balığı temini giderek zorlaşmaya başladı. | Open Subtitles | فالمواني قد أُغلقت. فشحنات السمك المملح الفرنسية أصبح من الصعب الحصول عليها. |
Çünkü bu savaş başladı mı, ki başlayacak... Kıçımı sana emanet etmek istemem. | Open Subtitles | لأنه فور اندلاع هذه الحرب و سوف تبدأ لا أريد منك أن تحميني |
Şöyle bir tur attı ve suya saçılan kolileri toplamaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدء افراد طاقمها فى جمع الصناديق الطافيه على سطح الماء |
Alkol tek zevkim olmaya başladı ve her dakikanın tadını çıkardım. | Open Subtitles | أصبحت الكحول هي بهجتي الوحيدة وكنت احتاج إليها في كل ثانية |
-Her şey mükemmel görünüyordu ama sonra kötü hissetmeye başladı. | Open Subtitles | بدا الذهاب مثالياً فى اول الامر ولكننى اصبت بالغثيان بعدها |
Daha sonra düşlerinden yokolmasından ve nasıl gitgide yaşlandıklarından konuşmaya başladı. | Open Subtitles | ثمّ بَدأَ يَتخلّى عن أحلامهَ ومثل كل شئ تَقَدُّم في السنَّ. |
Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı. | TED | هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط |
80lerde başladı ama başlangıçta, makineler bir köpük bloğundan çok çok kırılgan bir model oyuyorlardı ve bu modelin gerçek hayatta hiçbir kullanışlılığı yoktu. | TED | بدأت في الثمانينات، لكن في البداية كانت جهاز ينحت في كتلة من الفوم نموذج كان هش و ضعيف جدا و غير صالح لأي استخدام |
Derslerimiz bu hafta başladı ve şimdiden Ticaret Okulu yöneticiliğine seçilmeye adayım. | Open Subtitles | سألعب أولاً. فقد بدأنا أسبوعنا الأول من الدراسة. وبالفعل رُشجتُ أن أخدم |
Çoğu özenti düşkünü gibi, hızlı başladı ve hızlı yükseldi. | Open Subtitles | و كما الاثرياء بدا الامر بسرعه و اصبح اكثر سرعه |
Enerji ve endüstri komitesinin olağan gözden geçirme toplantısı başladı. | Open Subtitles | بإشراف وكالة حماية البيئة ستبدأ جلسة سماع لجنة الطاقة والصناعة |
Ve oldukça uzun süre önce ilk başarılı bilgisayar virüsünü yazdığımda başladı. | TED | وبدأ منذ فترة وجيزة عندما كتب أحدهم أحد أنجح فيروسات الحاسب الاَلي |
Çalışma saatleri sonrası beni aramaya başladı. Bazı zamanlar, çiçekler gönderiyordu. | Open Subtitles | بداء فى الاتصال بى بعد ساعات العمل واحياناً يرسل لى زهور |