Bizim balayımız olması gereken zamanda oraya gittiğimde çok güzeldi. | Open Subtitles | عندما ذهبت هناك لماكان من المفترض ان يكون شهر العسل |
balayımız başlamadan bitebilir. - özür dilerim hayatım - hayır | Open Subtitles | فسينتهي شهر العسل قبل أن يبدأ انا اسف عزيزي لا |
-Ah, keşke balayımız sonsuza dek sürebilseydi, Maxim. Ah, bozuldu! | Open Subtitles | آجل كنت أتمنى أن يدوم شهر العسل إلى الأبد |
Bu bizim balayımız olsun ya da olmasın bunu aslına uygun şekilde yapmalıyız. | Open Subtitles | سواءً أحببنا أم لا فنحن في شهر عسلنا ويجب أن نتصرف وفقاً للعرف |
İkici balayımız birincisinden daha iyi olabilir. Alo. | Open Subtitles | شهر عسلنا الثانى قد يكون افضل من الأول الو |
Neden balayımız gibi olmadığını anladım. | Open Subtitles | عرفت السبب بكوننا لم نحصل على شهر عسل |
- Ah, hatırladın mı bunu? - Evet. - Ah, keşke balayımız sonsuza dek sürebilseydi, Maxim. | Open Subtitles | آجل كنت أتمنى أن يدوم شهر العسل إلى الأبد |
Çıplak sahilleri yüzünden balayımız için | Open Subtitles | لا أصدّق أنك ترفض أن نقضي شهر العسل في شاطئ الريفييرا الفرنسي |
Yani, o maraton koşar. Bu bizim macera balayımız. | Open Subtitles | أقصد , انها تمارس الماراثون هذه مغامرة شهر العسل خاصتنا |
Haklısın. Düğünümüz, balayımız ve düz ekran televizyon için para biriktirmemiz lazım. | Open Subtitles | انت على حق , اعتقد اننا نحتاج الى نقود من اجل الزفاف و من اجل شهر العسل |
Selam bebeğim. Hâlâ balayımız için kayağa gitmeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | أهلا عزيزتي أما زلتي تفكرين بالذهاب للتزلج في شهر العسل ؟ |
En azından balayımız bitene kadar seni kimsenin korkutmayacağını umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل بأن لا يخيفكِ أحدٌ على الأقل ليس قبل شهر العسل |
balayımız için Palm Beach'e gittiğimizde ise ayağıma kum girmesin diye ekmek torbası geçirmek zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | و عندما ذهبت لبالم بيتش لأجل شهر العسل توجب علي تغطية قدماي لأمنع الرمل عنهما |
balayımız dışında hiç ayrı kalmadığınızı hatırlatayım dedim. | Open Subtitles | ما أقوله فحسب، الوقت الوحيد الذي لم تكونا فيه معا هو شهر عسلنا |
Ama balayımız, aybaşıma denk gelecek diye ödüm kopuyor. | Open Subtitles | ولكني أخاف عندما نكون في شهر عسلنا انه سوف يكون ذلك اليوم من الشهر |
- balayımız bu. Gerçek bir balayı. | Open Subtitles | هذا هو شهر عسلنا هذا هو شهر العسل الحقيقي |
balayımız bile jüri görevinden çok daha eğlenceliydi. | Open Subtitles | شهر عسلنا كان أكثر مُتعة من العمل في هيئة المحلفين. |
balayımız heyecan dolu büyülü bir geceydi. | Open Subtitles | شهر عسلنا كان ليلة مليئة بالإثارة والسحر |
Çünkü bu bizim balayımız ve, Uyuya kalmanı istemem. | Open Subtitles | لأن هذا شهر عسلنا وأكره أن يصيبك الدوار |
balayımız olmuş olur-- üç aylık bir balayı. | Open Subtitles | جميع سيتعين علينا هو شهر العسل... شهر عسل لمدة ثلاثة أشهر. |
Bunun balayımız olması gerekiyordu! | Open Subtitles | ! كان مُفترض أنْ يكونَ شهرُ عسلنا |
Ve 4'ünde de düğünümüz olur, memleketimiz Delhi'de ve aynı gece... balayımız için Avustralya'ya uçarız. | Open Subtitles | وفي اليوم الرابع, سنتزوج في المحكمة في مدينتنا دلهي, بعدها سوف نسافر في نفس الليلة إلى أستراليا لقضاء شهر العسل |
Mesela balayımız... Kızarmayan yerim kalmamıştı! | Open Subtitles | عسلنا شهر ، أعني أنا محروقة سجادة كثيراً كان |