"basit bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • بسيط
        
    • بسيطة
        
    • البسيط
        
    • بسيطا
        
    • بسيطه
        
    • البسيطة
        
    • بساطة
        
    • ببساطة
        
    • بسيطًا
        
    • أبسط
        
    • من مجرد
        
    • في غاية البساطة
        
    • كانت مجرد
        
    • بسيطاَ
        
    • بسيطاً
        
    Sonra geri geliyoruz, eğer bir telefonunuz yoksa, size basit bir telefon satıyoruz ve birkaç hafta sonra ona para yolluyoruz. TED بعد ذلك نعود، فنبيعك جهاز هاتف بسيط إن لم يكن لك جهاز من قبل، وبعد أسابيع قليلة، نبعث لك المال عبره.
    Ayrıca dünya değiştiren değerleri cep telefonu gibi basit bir şeyde görebiliriz. TED و بإمكاننا معاينة قيم العالم المتغير في شيء بسيط ، كالهاتف الخليوي.
    Resif nasıl çalışır? Çok ama çok basit bir şekilde. TED كيف تعمل الشعاب المرجانية؟ حسنا ، انها بسيطة جدا جدا.
    basit bir blok şekli dışında başka hiç birşey yapamayacaklar. Open Subtitles لن يكونوا قادرين على فعل أي شيئ بخلاف الاغلاق البسيط.
    basit bir soru sormama izin verin: dikdörtgenin alanı kaçtır? TED الآن دعني أسألك سؤالا بسيطا: ما مساحة المستطيل؟
    basit bir kardeşlik ortamı aslında. Kadın karşıtı değiliz yoksa, kesinlikle değiliz. Open Subtitles حسناً , أنها أخويه بسيطه سيدتي نحن لسنا ضد النساء على الاطلاق
    basit bir öykü anlatmayı bırak en sıradan sorulara bile yanıt veremeyebilirim. Open Subtitles او الاجابة عن الاسئلة البسيطة لن استطيع ان اتمكن من اجراء حوار
    Bu işi çok basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım, tamam mı? Open Subtitles الآن ، انا ذاهب لشرح هذا لكم بكل بساطة ، بخير؟
    en ilginç şeylerden birisi bir soruya karşılık olarak verilen bir cevaptan gelmedi onun yerine basit bir misafirperverlik jestinden geldi. TED وواحدة من اكثر الامور اثارة للاهتمام لم تأتي من الاختبار نفسه بل جاءت من تصرف بسيط كنا نقوم به لنرحب بالمتطوعين
    Gerçekte çok basit bir soru olsa da bazen cevaplaması çok zor olabiliyor. TED هذا السؤال حقا بسيط. و أحيانا يصبح بطريق ما، من الصعب الإجابة عليه.
    Fakat sana çok basit bir soru soruyorum ve bana doğru cevabı veremiyorsun. Open Subtitles لكنى أسألك سؤال بسيط للغايه و أنت لا تستطيع أن تعطينى إجابة صحيحة
    Mahalledeki basit bir evcil hayvan dükkanında ne bulmayı umduğunu bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف ماذا تتوقّع أن تجد، في متجر حيوانات أليفة بسيط.
    Oh, o magazin haberi çok yanlış. Ben çok basit bir adamım. Open Subtitles أوه، مقالة تلك المجلة كانت رديئة، في الواقع أنا رجل بسيط جداً
    Bu basit bir hata çünkü telaffuzunda çok ince bir fark var. Open Subtitles لقد كان خطأ يمكن حدوثه بسهولة لأنه هناك اختلاف بسيط في الحروف
    Steve ve ben , matematiksel analizden yararlanarak, aslında bunun kökeninin beynimizdeki çok basit bir fenomen olduğunu düşündük. TED قمنا أنا و ستيف من خلال التحليل الرياضي، باقتراح وجود ظاهرة بسيطة لتفسير ذلك، و التي تكمن في عقولنا.
    Hükümetlerin, doğal kaynaklardan elde ettikleri gelirleri vatandaşa rapor ettikleri basit bir girişim. TED إنها فكرة بسيطة للغاية حيث ينبغي على الحكومات إبلاغ مواطنيها بالإيرادات التي لديها.
    Ancak herhangi başka bir robotla başlarsa basit bir talimatlar dizisi takip ederek sıfır-robotuna doğrudan ulaştıracak bir yol bulabilir. TED ولكن إذا بدأ بأي آلي آخر، لايزال بإمكانه إيجاد طريق يقود مباشرةً للآلي الصفري من خلال إتباع سلسلة تعليمات بسيطة.
    Bir çiçeğin kokusu gibi basit bir şeyin kuvvetli anıları tetiklemesinin sebebi nedir? Open Subtitles لماذا, هذا الأمر البسيط مثل رائحة الورد يمكن له أن يحفز ذكريات قوية؟
    Size basit bir soru sorayım çok basit de bir cevabı var. En yüksek TED واسمحوا لي ان اطرح عليكم سؤالا بسيطا مع إجابة بسيطة جدّا. من الذي يملك أكبر ميزانية عسكرية؟
    Filmi yapmak için yola çıktığımda faillerin ve mağdurların basit bir hikayesi olacağını umuyordum. TED وعندما قررت أن أصنع الفيلم كنت أتوقع أن تكون قصة بسيطه عن الجناة والضحايا
    Şimdi buna basit bir cevap şudur ki genler dil gibi çok karmaşık şeylerin ortaya çıkmasını yalnız başlarına değil, hepsi beraber belirlerler. TED الإجابة البسيطة لهذا أن الجينات، لا تستطيع لوحدها، أن تحدد النتيجة لأشياء معقدة مثل اللغة.
    Ve degisim zamanlarinda, bizim bu yeni seceneklere ihtiyacimiz var cunku mevcut cozumler basit bir ifadeyle ise yaramiyor. TED وفي أوقات التغيير هذه, نحتاج أن نجدد خياراتنا لأن الحلول الموجودة أصبحت بكل بساطة قديمة الطراز.
    Bana hepsinin basit bir kaza olduğuna inanmak zor geliyor. Open Subtitles أجد من الصّعوبة تصديق بأنّ هذا كان كلّ ببساطة حادث.
    Ebeveynlerime göre, şu an kolsuz bir üst giymem kadar basit bir şey olan omuzlarımın görünüyor olması, beni değersiz yapıyor. TED وبالنسبة لوالدي، فكوني أفعل شيئًا بسيطًا كارتدائي لثوب بلا أكمام يظهر كتفي، كما الآن، ذلك يجعلني غير جديرة.
    basit bir şekilde bile yazabiliriz, 1,3 veya 1,6 gibi. TED ويمكن حتى أن نكتبه بشكل أبسط مثل 1.3 أو 1.6.
    Genç adam, suçlandığın "güvenlik kameralarını çalma" fiili basit bir vandalizmden fazlasıdır. Open Subtitles إيها الشاب سرقتك لآلات التصوير تلك كانت أكثر من مجرد فعل تخريبي
    bu cok basit bir biyoteknoloji. Ve bunu isterseni milyarlarca kere yapabilirsiniz. TED وهذه تكنولوجية حيوية في غاية البساطة. ويمكن أساسا القيام بهذا مليار مرة.
    basit bir at arabasıydı. Karnım aç. Open Subtitles ولكن هذه كانت مجرد مركبة الرجاء كنت جائعا
    Kararı sana bırakmıyorum. Sana basit bir soru soruyorum. Open Subtitles لست أضعه على عاتقك أنا أسألك سؤالاَ بسيطاَ
    Böylesine basit bir soruyla seksenlerdeki gibi... dalga mı geçiyorsunuz? Open Subtitles لقد سأل سؤالاً بسيطاً وأنت تردي عليه بتهكم من الثمانينيات؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more