| Genelde bavulları yukarı gönderirim, bara girerim biraz rahatlarım tabii sen buna karşıysan... | Open Subtitles | عادةً أرسل الحقائب للغرفة أذهب للحانة أخفّف الضغط قليلاً مالم تعترض على ذلك |
| Dün gece bavulları indirmek için fazla mesai yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجبَ عليّ أن اعملَ نوبةً إضافية في إنزال الحقائب ليلةَ أمس |
| Gelip o bavulları görmesini ve o dakika gerçekte neyi kaybettiğini anlamasını istiyorum. | Open Subtitles | أريده ان يأتي ويرى تلك الحقائب ويدرك فى تلك اللحظة ما فقده بالضبط |
| bavulları bulacak başka birini al işe, böylece sahneyle ilgilenebilirsin. | Open Subtitles | أحضرشخصاً آخر ليجد الأمتعة المفقودة, وأنت ركز على المسرح. |
| Daha bavulları açamadan bizi kapı dışarı ederler. | Open Subtitles | يأتينا القيت وتا هنا قبل حقائبنا وتفكيك. |
| Düşmeden önce, para dolu bavulları atmışlar. | Open Subtitles | عمرو محمد محمود قبل أن يصتدموا بالأرض أوقعوا حقائب بها نقود |
| Toplandıktan sonra, bavulları taşımamıza yardım edebilirsin. | Open Subtitles | عندما ننتهي من حزم أمتعتنا، ربما يمكنك مساعدتنا في نقل الحقائب |
| bavulları istasyona götürmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | كان يتعين علينا أن نجد طريقة لإيصال تلك الحقائب إلى محطة القطار؟ |
| Aynı zamanda bavulları sınırdan sürükleyerek geçirebiliriz. | Open Subtitles | ربما تكون افضل من تهريب الحقائب عبر الحدود |
| Burayı görünce Silvio'yu aradım ve bavulları getirmesini söyledim. | Open Subtitles | الآن بأنّني أرى هذا، أدعو سيلفيو وأخبره إجلب حقّ الحقائب. |
| Delirdin mi sen? Benim için çalışıyorsun? O bavulları derhal arabanın içine koy. | Open Subtitles | هذه سيارتي، وأنت تعمل عندي أعيد تلك الحقائب الى السيارة الآن |
| İşte, her şeyi alın. Ellis, bavulları alır mısın? | Open Subtitles | هذا، خذ كل شيء إلى سيلنتم أليس، تأخذي الحقائب |
| Tamam, herkes bir işi halletsin. Ben bavulları hallederim. | Open Subtitles | حسناً، حسناً هيا لننقسم ونتجمع وأنا سأتحقق من الحقائب |
| bavulları satmak istiyorsan pozitif davranmalısın. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك تصرف إيجابي إذا أردت بيع هذه الحقائب |
| Kimyasal Madde Birimi yolda ve şu bavulları toparlayıp, Merkez'e götürmemiz lazım. | Open Subtitles | ونحن سَنَحتاجُ لحَزْم أولئك الحقائب وتَأْخذُهم مَعنا. |
| bavulları hiç sevmiyorum efendim. Çok hüzünlü şeyler. | Open Subtitles | أحسنت، أدركت فورًا ما أردتُ التعبير عنه، أنا لا أحب الحقائب |
| - bavulları çıkarayım mı? | Open Subtitles | هل هذه كل الحقائب التي يجب أن أخذها لسيارة ؟ |
| Buraya birisinin indiğine dair bir belirti olmadığından bütün bavulları araştırmadık. | Open Subtitles | لم نسحب جميع الحقائب بسبب عدم تواجد إشارة لأي أحد كان في الأسفل هنا |
| Bu arada bütün bavulları ara, bir silah ya da silah gibi kullanılabilecek bir şey bul. | Open Subtitles | في نفس الوقت، أبحث فى الأمتعة عن سلاح أو شيء ما يمكننا أن نستعمله مثل هذا |
| Bavul taşıyanlar, bavulları etiketlemek için kullanır onu. | Open Subtitles | الخدم هنا يستخدمون الشارات لتحديد هوية الأمتعة |
| - Biz zaten bavulları hazırlamıştık | Open Subtitles | -أجل، ولكننا حزمنا كل حقائبنا . -أجل، أرى هذا. الجميع مُستعد |
| Vedalaşmak, bavulları hazırlamak. | Open Subtitles | أنت تعلم , الأحذية الجديدة و حقائب الظهر |
| bavulları John'a bırak Corrine. Sonra da çocukları yukarı çıkar. | Open Subtitles | أتركى كل أمتعة ألآولاد مع جون يا كورين وخذى ألآطفال الى ألآعلى |