"bir alan" - Translation from Turkish to Arabic

    • منطقة
        
    • مساحة
        
    • مجال
        
    • حقل
        
    • مكان
        
    • فضاء
        
    • المساحة
        
    • المجال
        
    • نصف قطرها
        
    • كحقل تكوني
        
    • أتعني الذي يصعب تفسيره
        
    • مجالاً
        
    • بتطويق هذه
        
    Yaklaşık on yaşındaydım ve babamla beraber New York eyaletinin kuzey kısmında vahşi bir alan olan Adirondack dağlarında bir kamp gezisindeydik. TED كنت فى العاشرة من العمر فى رحلة تخييم مع أبي فى جبال الاديرونداك وهي منطقة برية فى الجزء الشمالي من ولاية نيويورك.
    Terk edilmiş koca bir alan görebiliriz, ve biraz zaman ya da biraz yardımla yeniden verimli hale getirilebilir. TED يمكننا أن نرى منطقة كاملة مهجورة / مقفرة، ويمكن أن تعود مرة أخرى للإزدهار، مع مرور الوقت أو العون.
    Burası vatandaşların mutsuzluklarını dillendirebilecekleri ve güçlerini gösterebilecekleri bir alan. TED أنها مساحة حيث يمكن للمواطنين التعبير عن سخطهم وإظهار قوتهم.
    Ve daha da iyisi, çok büyük bir alan içerisinde, üç haftalığına herkesin bu ilacı alması durumunda neler olabileceğini hayal edin. TED و أفضل من ذلك، تخيلوا ماذا سيحدث إذا فى مساحة واسعة، كل شخص سيتناول هذه العقاقير، هذا العقار، لمدة ثلاثة أسابيع فقط.
    Yakın zamana kadar nispeten bir şekilde marjinal kalmış bir alan, ama olgunlaştı. TED وهو مجال بقي مهمشًا إلى حد ما حتى عهدٍ قريبٍ نسبيًا لكنه تطور.
    İleride yeterli boyda bir alan var ama sert olacak. Open Subtitles هناك حقل متسع بما يكفي أمامنا ولكن الهبوط سيكون وعراً
    Atlas okyanusunun bu yosunlu bülümü aynı zamanda bu denizin yaşama alanını taklit eden eşsiz türleri bir araya getirmek için harika bir alan. TED فبحر الطحالب مكان رائع لتكتلات هذه الفصائل النادرة التي تطورت لتمثل البيئة الطحلبية الطبيعية
    Bu büyük bir kısmı incelenmemiş bir alan ama burada size gösterebileceğim biraz veri mevcut. TED هذه منطقة غير مستكشفة بشكل كبير لكن هناك قليل من البيانات يمكنني عرضها عليكم
    Okyanuslarda bir alan var, mercan resifleri TED هناك منطقة في المحيط ,الشعاب المرجانية.
    Alacakaranlık bölgesi hakkında çok az şey biliyoruz, çünkü çalışılması zor bir alan. TED معرفتنا المحدودة عن منطقة الغسق يعود إلى صعوبة دراستها.
    Yani, son derece yoğun bir alan olan uçağın içinde mekana ihtiyacımız var. TED إذاً ما نحتاجه هو مساحة داخل الطائرة، داخل منطقة كثيفة جداً.
    Çünkü bence bu sadece kültürel bir alan veya evlerle ilgili değil; ekonomik tabanın da baştan yaratılması gerekiyor. TED لأنني أعتقد أنها ليست مساحة ثقافية أو مشروع إسكان؛ يجب أن يكون هناك نوع من إعادة البناء للجوهر الاقتصادي.
    Bize yaklaşmaya hakkı yoktu. Onun suçu. Burası kutsal bir alan. Open Subtitles ليس لديه حق للإقتراب منا إنها غلطته ، هذه مساحة مقدسة
    Oldukça geniş bir alan, yani insanlar gelebilir ve katılmadan önce neler olduğunu anlayabilirler. TED يوجد مساحة كبيرة بحيث يستطيع الناس أن يفهموا الأمر قبل أن يشاركوا فيه.
    Bu ipler, mahalleden çok daha büyük bir şeylere katkı koyabileceğimiz bir alan yaratıyorlardı. TED أحدثت هذه الحبال مساحة حيث كنا قادرين على المساهمة بشيء ما الذي كان أكبر بكثير من الحي والجيرة.
    Eğitim, laik dünyanın gerçekten inandığı bir alan. TED التعليم هو مجال يؤمن به العالم العلماني
    Çoğu insan, bilimin kapalı karanlık bir kutu olduğunu düşünür. Aslında o hepimizin önünde açık bir alan. TED العديد من الناس يعتقدون أن العلم مغلق، صندوق أسود، لكنه في الواقع مجال مفتوح
    yapay bir elektrik alanı oluşturmak için bir alan jeneratörüne eklenen harici olarak yerleştirilmiş transdürler kullanılır. Hücresel uzay istasyonu TED الحقول المعالجة للورم تستعمل محولات طاقة موضوعة خارجيا موصولة بموّلد حقل لتخلق حقل كهربائي اصطناعي في محطة الفضاء تلك.
    Bugün, çoğumuzun inanmak istediği şey İnternetin özel bir alan olduğudur; değil. TED واليوم، الكثير منا يود أن يعتقد أن الإنترنت هو مكان خاص؛ هو ليس كذلك.
    Normalde hiçbir şeyin, çünkü burada sadece açık bir alan var. Open Subtitles عادة لا شيء ، لأنه مجرد فضاء مفتوح هناك في الخارج
    Buradaki bu küçük uygulama size iyi bir alan bilgisi kavramı verir. TED ويعطيك هذا الاختبار البسيط قكرة أولية جيدة لمفهوم المساحة.
    Bu kadar kolay. Biyoteknoloji çok kontrolsüz bir alan. TED إنها بهذه البساطة. وهذا المجال لايزال بدون رقابة بشكل كبير.
    En çok kısıtlanmış alan teleskop çevresinde yarıçapı 10 millik bir alan. Open Subtitles المنطقة الأكثر انخفاضاً تقع داخل دائرة نصف قطرها عشرة أميال من التلسكوبات
    Psycellium'dan morfojenik bir alan olarak bahsediyor sinapslar arasında nasıl iletişim kurduğundan, onları hatıralar gibi sakladığından söz ediyordu. Open Subtitles تحدثت عن "سايسيليم" كحقل تكوني وكيف حقق اتصالات مثل نقاط الاشتباك العصبي في الدماغ، وتخزينها كما يتم تخزين الذكريات.
    Bu çalkalanan sıvı metal uzaya doğru uzanan manyetik bir alan yaratır. Open Subtitles هذا المعدن الممخّض المذاب يصنع مجالاً مغناطيسياً يصل للفضاء. كمجال قوة ..
    Bu yüzden köşeleri biraz daha yuvarlaklaştırıp geniş bir alan yarattım. Open Subtitles لذا هذا السبب لم قمت بتطويق هذه الحواف قليلاً و قمت بفتحها أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more