"bir anlamı" - Translation from Turkish to Arabic

• يعني شيئاً
• فائدة من
• تعني شيئاً
• يعني شيئا
• جدوى من
• تعني شيئا
• يعني شيء
• يعني أي شيء
• لها معنى
• تعني شيء
• يعني شيئًا
• معنى لها
• يعنى شيئاً
• ذات معنى
• تعنى شيئاً

Bir kadın sana böyle baktığında... genelde özel bir anlamı vardır.
عندما تنظر إليك إمرأة على هذا النحو فإن ذلك يعني شيئاً

Evet, arefleksi Miller Fisher anlamına gelebilir, ama refleksleri kayıp değil zayıf olduğuna göre, hiç bir anlamı yok.
نعم، انعدام المنعكسات قد يعني متلازمة ميلر فيشر لكن بما أن المنعكسات ضعيفة لا غائبة فهذا لا يعني شيئاً

Demek istediğim, iş işten geçtikten sonra önlem almaya çalışmanın bir anlamı yok.
أعني لا فائدة من تعطيل قنبلة بعد أن000 بعد أن تكون قد إنفجرت

Bir öpücüğün iyi olması için, özel bir anlamı olmalı.
لكي تكون القبلة جيدة حقاً فأنتِ تريدينها أن تعني شيئاً

Seçimler hakkındaydı bu. Önceki cümle olmadan bir anlamı yok.
ذلك بشأن الانتخابات إنه لا يعني شيئا قبل الجملة السابقة

Kahramanı oynamanın bir anlamı yok. Bana megafonu verin.
لا جدوى من تقمص شخصية البطل، سلّمني مكبر الصوت

Sence ikimizin de solak olmasının bir anlamı var mı?
هل تعتقد إن هذا يعني شيئاً بأن كلانا أعسران ؟

Sanki bir anlamı vardı. Sence bir anlamı var mıydı?
وكأنه يعني شيئاً , هل تعتقدين أنه يعني شيئاً ؟

Daha da tahmin yürütürüm, ama elinde kelepçe, üzerinde de turuncu zıbın olmadığına göre bunun bir anlamı olmalı.
لا زلتُ أتوسقع حدوث المزيد لكنك لست مقيداً بالأغلال ولا تلبس الزي البرتقالي فهذا يعني شيئاً ما على الأقل

Ancak o kadar kadın ortaya çıktı ki yaptığımın bir anlamı olduğunu fark ettim.
لكن كثير من النساء أدلوا بشهاداتهن، وهذا جعلني أدرك أن ما فعلته يعني شيئاً.

Eğer bunu bilmiyorsan, O zaman bu konuşmanın bir anlamı yok.
إن كنت لا تعرف هذا فال فائدة من خوض هذا الحديث

Evet ama yarı yolda onlarla iş yapmanın bir anlamı yok.
نعم لا فائدة من ان أكون منخرطا بأعمال معهم بشكل جزئي

Sadece bir kaç güzel kelime ve bir bardak çaydan daha fazlasının gerekeceğini düşünüyorum, hayatımın bir anlamı olduğunu anlamamı sağlamak için.
أنا أعتقد أنه يوجد الكثير لأتلقاه منكِ أكثر من مجرد بعض الكلمات اللطيفة وفنجان من الشاي لجعلي أصدق أن حياتي تعني شيئاً

Bu rozetin bir anlamı olmalıydı ama sen üstüne tükürdün.
تلك الشارة من المفترض أن تعني شيئاً ما، ولكنك احتقرتها

bir anlamı yoktu. Zaten sadece bir kere oldu.
لقد حدث مرة واحدة فقط، إنه لا يعني شيئا.

Eğer zaman onlara sırf acı veriyorsa... o halde mükemmeliyetlerinin bir anlamı yok demektir.
إذا كان الزمن يشكل محض ألم بالنسبة لهم فالكمال بالنسبة لهذا المكان لا يعني شيئا

Uygun zamanda karşılaşırsam hoşlanacağım biriyle, geçici olarak çıkmamın bir anlamı yok.
لا جدوى من مواعدة أحد قد يروقني لو إلتقيته في الموعد المناسب لكنه الآن لن يمثّل لي شيئاً سوى مرحلة إنتقالية

Hayır, bence bu adam için hortumun özel bir anlamı var.
كلا أعتقد أن العاصفة في الواقع تعني شيئا ما لهذا الشخص

Ve sanki hiç bir anlamı yokmuşçasına, şimdi tekrar bir araya geliyorlar.
وهما الآن يعودان لبعضهما وكأن الأمر لا يعني شيء

Devlete parasını verdim. Ama buralarda bunun bir anlamı yok.
لقد دفعت حقها للحكومة لكن هذا لا يعني أي شيء

Hayatımın öyle büyük bir anlamı yok... büyük bir amacım yok, ama mutluyum.
انظري إلي, حياتي ليس لها معنى كبير أو اتجاه أو غرض.. ولكني سعيدة

Hayatlarının bir anlamı olduğuna inanmaları lazım.
الحاجة إلى المعرفة أن حياتهم تعني شيء ما

Kalp ve beyin mükemmel uyumu yakalayamazsa tutkunun bir anlamı yok demektir.
إذا لم يجد القلب قافية مثالية مع الرأس، فإن شغفكم لا يعني شيئًا.

Örgütün harekete geçemediği müddetçe yaptığım hiçbir listenin bir anlamı yok.
أي قائمة أضعها لا معنى لها ، مالم تتحرك المنظمة بموجبها

Emirdeki mantık çok açık, başka bir anlamı olamaz.
الأمر واضح جداً لا يمكن أن يعنى شيئاً آخر

Lakin son kalan kertenkele kendisi olduğundan bunu düşünmenin bile bir anlamı kalmamıştır artık."
حتى إنّ فكرة العيش مع الأعداء لم تعد ذات معنى عندما تكون السحلية الأخيرة

Hiçbir fikrim yok, ama bir anlamı olmalı ki buraya yazmışlar.
ليس لدى فكرة.ولكن أعتقد أنها تعنى شيئاً ما وإلا ما كتبوه هنا