| bir bilim insanı olarak, her zaman bu yansımayı ölçmek istedim; ötekini anlamaya dair olan bu anı, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen hissiyatı. | TED | كعالم, لطالما أردت قياس هذا الصدى, هذا الإدراك للآخر الذي يحدث سريعا جدا, في غمضة عين. |
| Hatırlattığın gibi ben bir bilim adamıyım, o yüzden bilimsel bir şekilde davranmalıyım. | Open Subtitles | كما ذكرتني أنت , أنا عالم, لذا فيجب أن أكون عالماً فى هذا. |
| Şöyle ki ben oldum olası iğrenç şeyler dikkatini çekmiş bir bilim gazetecisi ve multimedya yapımcısıyım. | TED | حسنًا، أنا صحفية في مجال العلوم ومنتجة وسائط متعددة، التي دائمًا ما كانت مفتونة بالأشياء المقززة. |
| Bu İnsan Genom Projesine eşdeğerde büyük bir bilim projesi olmalı. | TED | وينبغي أن يكون هذا مشروع علمي كبير مكافئ لمشروع الجينوم البشري. |
| Sade bir inzivai hayattan başka arzusu olmayan basit bir bilim adamının, birdenbire kendini ona hizmet etmeye şiddetle kararlı bir insan ordusunca kuşatılmış halde bulması ne gariptir. | Open Subtitles | يا للسخرية، كيف لعالم بسيط لا طموح له أكثر من مجرد القليل من العزلة أن يجد نفسه محاطا بجيش من الأشخاص |
| bir bilim insanı, savaşçıydı hem de tüm o görünüşüne rağmen. | Open Subtitles | أقصد، كانت عالمة ومُحاربة، وكلّ ذلك ألهم الطريقة التي تبدو بها. |
| Bu hastalığı tedavi etmek isteyen bir bilim insanı iseniz hangi aşamada müdahale etmeniz ideal olur? | TED | إذاً لو كنت عالمًا يحاول علاج هذا المرض، فعند أي مرحلة ستريد التدخل بالوقت المناسب؟ |
| İş arayan bir bilim insanı olarak son teknoloji bir araştırma yapmak... yani daha iyisi olamazdı. | TED | اقصد بحقكم كعالم يبحث عن عمل، فالقيام ببحث عصري، لا يمكنك القيام بأفضل من ذلك. |
| bir bilim adamı ve mühendis olarak, yıllarca verimlilik üzerine odaklandım. | TED | كعالم ومهندس، ركزت على الفعالية لسنوات عديدة. |
| bir bilim insanı ve bir baba olarak çocuklarımıza ve benim beş torunum gibi torunlarımıza arkamızda ne bırakacağımız konusunda çok endişeliyim. | TED | كعالم وأب أصبحت قلقاً جداً حيال ما نتركه خلفنا لأبنائنا وأحفادي الخمسة |
| Nobel ödüllü bir bilim adamına mı, ucuz bir porno yıldızına mı? | Open Subtitles | عالم حائز على جائزة نوبل ام بطلة افلام اباحية درجة ثانية ؟ |
| Gerçek bir bilim adamı gibi işimi iyi yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا عالم وقور أحاول بحيرة ان أؤدي واجبي قدر المستطاع |
| Ve, şimdi hemen hemen unutulmuş, ama o zaman etkili olmuş bir Amerikalı, bir bilim adamı tarafından ortaya çıkarıldı. | Open Subtitles | ولقد كُشفت من قبل أمريكيّ, عالم, على الأغلب أنّ الجميع نسوا أمره الآن, لكن بذلك الوقت, كان له تأثير بالغ. |
| Bu biraz sağduyu gibi gelebilir ki zaten öyle fakat bunun ötesinde mekansal hafızanızın çalışma yöntemine dayanan büyük bir bilim var. | TED | يبدو هذا منطقيا وهو كذلك ولكن هناك الكثير من العلوم لدعم هذه الفرضية بناءً على طريقة عمل الذاكرة المكانية لدينا |
| ve, aslında, onu anlayabilmek için, Sonunda farklı bir bilim yaratmak zorunda kaldım. | TED | وفي الحقيقة، لأفهم هذا الأمر، قمت باختراع مجال جديد في العلوم |
| Bu icat yeni bir bilim doğurdu, elektrokimya ve yeni teknolojilere hayat verdi, elektro kaplama gibi. | TED | أنجب ابتكاره حقل علمي جديد، الكيمياء الكهربائية، و تقنيات جديدة مثل الطلاء الكهربائي. |
| Çılgın bir bilim adamı insan zihninden ne anlar? | Open Subtitles | كيف لعالم غاضب أن يعلم ماهو عقل الإنسان؟ |
| Açıkçası teknolojiyi her gün kullanıyorum; bir bilim insanıyım. | TED | ومن الواضح أني أستخدمها كل يوم، فأنا عالمة. |
| Üstelik neden sanatçı değil de bir bilim insanı olduğumu da gösteriyor. | TED | وهي توضح أيضًا سبب كوني عالمًا وليس فنانًا. |
| Önemli bir noktaya temas ettin ama neden radyasyona maruz kalmış ve kulakları Elvis'e benzeyen manyak bir bilim adamına güveneyim? | Open Subtitles | قمت بايضاح ذلك. ولكن قل لي، لماذا يجب أن أثق بعالم مجنونا مثلك |
| Akademik politikadan anlarım ve saygı duyulan bir bilim insanıyım. | Open Subtitles | بالطبع سيكون انا بالواقع متمرسة بالسياسات الأكاديمية و كعالمة محترمة |
| Sahip olduğunuz birçok ekonomist, alanlarının objektif bir bilim olduğuna inanırlar. | TED | العديد من الاقتصاديات ستجعلك تعتقد أن مجالهم هو علم موضوعي. |
| Baloncukların arkasında inanılmaz bir bilim yatıyor, sorun çözmeye yarayan araçlar mesela. | TED | علاوة على أن هناك الكثير من العلم المدهش عن الفقاقيع، مثل استخدامها كأدوات حل للمشاكل. |
| Doktor Tanaka adında bir bilim adamı, genetik araştırmalarıyla ilgili bilgi verecek. | Open Subtitles | أحد العلماء ، دكتور تاناكا يقدم ورقة عن الأبحاث الجينية |
| Eğer raporları saklamasaydım ne çeşit bir bilim adam olurdum? | Open Subtitles | أي نوع من العلماء أكون إذا لم احتفظ بالتقارير؟ |
| Ama eğer sicim teorisini doğrulayan ekibin içerisinde yer alırsak iyi bir bilim altyapısı olan her üniversitenin yer aldığı her şehirde, istediğimiz barda bedava içebiliriz. | Open Subtitles | و لكن، إن كنا ضمن الفريق الذي يثبت نظرية الخيط فسنستطيع أن نشرب بالمجان في أي حانة في بلدة تضم جامعة ذات برنامج عِلمي قوي |