"bir sır" - Translation from Turkish to Arabic

• سراً
• بسر
• سرا
• سرّ
• سرّاً
• لغز
• هناك سر
• بسرّ
• على سر
• غامضاً
• سرًا
• معرفة سر
• سِرّ
• سرنا
• لغزاً

Bu bizim küçük sırrımız, tamam mı? Aramızda kalacak. Askeri bir sır bu.
,ولكن يجب أن يبقى الأمر سراً بيننا .لا نخبر أحداً , سر عسكري

Herkesi etkileyecektir, bu yüzden bir sır olarak tutmaya çalışıyordum.
انه صعب على الجميع لهذا اردت ان ابقي ذلك سراً

Sana bir sır vereceğim. Burası bir avukat bürosuna benzemiyor.
سأخبرك بسر عظيم هذا المكان لا يمت بصلة لمكاتب المحاماة

Aslında Todd'un Jill'i dövdüğü, ...pekte büyük bir sır değil.
حسنا.. فعليا لم يكن هذا سرا تود كان يضرب جيل

Sen zeki birine benziyorsun. Sana küçük bir sır vereceğim.
الآن، أنتَ تبدو لي حصيفًا، لذا سأطعلكَ على سرّ صغير.

Ne bileyim, bir hikâye ya da bir sır gibi.
مثل، لا أعرف، أن نُعلنُ سرّاً أو قصّة عن أنفسنا.

Daha iyi haber ise, testler sonucu, yeni dostunla paylaşabileceğin bir sır öğrendim.
الأخبار الأفضل بأنّ الفحوصات كشفت سراً صغيراً سوف ترغب بمشاركتها مع زميلك الجديد

Evet, bunu söyleyeceğini biliyorduk. Bu yüzden bir sır olarak sakladık.
نعم ، نعلم أنك كنت ستقولي هذا ولهذا أبقينا الأمر سراً

Bu geceyi hayatım boyunca hatırlamak istiyorum ve bu bir sır olsun istemiyorum.
أريد أن أتذكر هذه الليلة لبقية حياتي ولا أريد لهذا أن يكون سراً

Kendini de böyle riske atınca bir sır sakladığını düşünüyorum.
ووضع نفسك في مرمى النيران يشعر بأن أحدهم يخفي سراً

İşte bir sır: Bir mühendis olarak, bir şeyi bir kalıba indirgediğim her an heyecanlanırım.
سأخبركم بسر: كمهندس، يحمسني أي شيء في الواقع يمكنني أن أختصره ليكون مصفوفة.

Bu sıfatla da görevim, bakın bu vesileyle size küçük bir sır vermekten zevk duyacağım.
انه في حد ذاته عملي.. وسأدعك تعلم بسر صغير وهو من دواعي سروري

Sana bir sır vermemi istersen Onlar beni takip etti
دعني اقول لك سرا يا صديقي. هم ليسوا اتباع لي

Onun hayat tarzı bir sır değildi, çoğu kişi de bunu bilirdi.
وأن طريقتها في تلك الحياة لم تكن سرا وأن الكثيرين يعرفون بذلك

Bunun bunun gizli bir sır olması gerekiyor ama onlara denediğimizi, önceden söylemiştim.
انة يفترضَ لِكي يَكُونَ سرّ أسود لَكنِّي أخبرتُهم بأنّنا كُنّا بنُحاولُ

Sanki kadınların rahim kapaklarını yanlarında taşımaları büyük bir sır.
وكأنه سرّ عظيم... أن النساء يحملن معهن... رقاقات منع الحمل.

Yahudilerin kaderinin gizli kalması gerekiyordu ama bu büyük bir sır değildi.
مصير هؤلاء اليهود كان مُفترض أن يكون سرّاً

bir sır daha: O havluyu üzerinde tutabilen şey ne?
،هناك لغز أخر ما الذي يُمسك هذه المنشفة بحق الجحيم؟

Peki benimle paylaşmak istediğin başka bir sır var mı?
و هل هناك سر أخر تريدين أن تشاركيه معي. ؟

Size bir sır vereceğim: gerçi bunu biliyorsunuz ama, bazen insanlar
سأقوم بأخباركم بسرّ صغير. رغماً عن أنكم تعرفوا هذا، لكن يستخدم الناس

- Sana bir sır versek? - Sır mı? Kimin?
لا تفعلي هذا بنا يا سكارليت ماذا لو أطلعناكِ على سر ؟

Bu bir zincir testere adam değildi. Hâlâ benim için bir sır.
هذا لم يكن رجل سلسلة المنشار هو لا يزال غامضاً بالنسبة إلي

Yani, dekanın oğluyla çıkıyorum. Bu... Bu bir sır olarak kalamazdı.
أنا أواعد ابن عميدة الكلية لم يكن ليبقى هذا سرًا للأبد

bir sır bilmek ister misin? Ben de pek petrol hayranı sayılmam.
أتريدين معرفة سر ؟ لست من كبار المعجبين بالنفط أيضاَ

Babamın ölümünü bir sır olarak saklayabileceğimizi hiç sanmıyorum.
أنا لا أعتقد اننا يُمْكِنُ أَنْ نَبقي موت أبي سِرّ

Onunla aramdakilerin mükemmel olmadığı bir sır değil.
كيف ذلك ؟ إنه سرنا لم تجري الأمور وقتاَ بخير

Geçmişte yapılmış tanıtım değerlendirmeleri de hala bizim için bir sır.
وماذا يدور في ماضيهم تلك التقييمات المبدأية، التي بقيت لغزاً لنا