| Ancak dünyada erkeklerin kadınlar kadar uzun yaşadıkları bir yer var. | TED | ولكن هناك مكان واحد في العالم يُعمر فيه الرجال مثل النساء. |
| Pekâlâ, buralarda özel konuşabileceğimiz bir yer var mı? Hayır! | Open Subtitles | حسناً، هل هناك مكان حيث نستطيع التحدث على إنفراد ؟ |
| Bu yakınlarda seninle birlikte gitmek istediğim bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان بالقرب من هنا اريد ان اذهب اليه معك |
| Nadiren doğru çıkar. Özel olarak konuşabileceğimiz bir yer var mı? | Open Subtitles | ونادراً ما يكن صحيح هل هنالك مكان خاص يمكننا التحدث به؟ |
| Eğer açsan, ilerde, muhteşem biftek yapan bir yer var. | Open Subtitles | لو كنت جائع ، يوجد مكان رائع هناك للطعام الجيد. |
| İsterseniz şehir merkezinde size uygun bir yer var. Ödeme cazip olabilir. | Open Subtitles | ثمة مكان لك في الشركة إن أردت، إنهم يدفعون بسخاء |
| Baksana, bütün bunlardan uzaklaşabileceğim bir yer var mı buralarda? | Open Subtitles | أنظر, هل هناك مكان يمكنني فيه التخلص من كل هذا؟ |
| Sizden korkacakları ve size saygı gösterecekleri uzak olmayan bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان ليس بعيدًا عن هنا حيث أنتم يمكن أن يخشونكم ويحترمونكم |
| Eğer gerçeği öğrenmek istiyorsak gidilebilecek tek bir yer var. | Open Subtitles | لو أردنا أن نكتشف الحقيقة، هناك مكان واحد نذهب إليه |
| Cehennemde birbirini kollamayan kadınlar için özel bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان مميز في الجحيم للمرأة التي لا تدعم المرأة |
| Ve benim inandığım şu ki cehennemde birbirine yardımcı olmayan kadınlar için özel bir yer var. | TED | وشعاري هو .. هناك مكان خاص في جهنم لكل أمرأة تتقاعس عن مساعدة إمرأة أُخرى |
| Çitin arkasında yemek yiyebileceğiniz bir yer var. | Open Subtitles | و هناك مكان وراء الشجيرات حيث يمكنكما تناول غداؤكما |
| Burda makyaj yapacak bir yer var mıdır sence? | Open Subtitles | حسناً، أفترض فترة قليلة أطول هل تفترض أن هناك مكان ما بالجوار من هنا |
| Şu anda gidebileceği tek bir yer var: | Open Subtitles | هناك مكان واحد يستطيع الذهاب اليه الأن منزله |
| Kuzey Kutup Dairesi'nin yakınlarında Laponya diye bir yer var. | Open Subtitles | أتعلم أن هنالك مكان قرب "الدائرة القطبية الشمالية" يدعى" لابلاند" |
| Bu evin en altında, bu iş için çok güzel bir yer var. | Open Subtitles | إذا لم أكن مخطئة, في أسفل هذا المبنى, يوجد مكان مناسب لنقوم بذلك. |
| Ve Atlantik'in diğer kıyısında köle alabilecekleri bir yer var. | Open Subtitles | وفي الجانب الآخر من الأطلسي، ثمة مكان يمكنهم شراء عبيد منه. |
| Buraya geldiğin ilk geceden beri seni götürmek istediğim bir yer var. | Open Subtitles | لدي مكان كنت اريد ان اخذك اليه منذ الليلة الاولى لقدومك هنا |
| Gerçekten çabuk konuşabileceğimiz özel bir yer var mı? | Open Subtitles | هل ثمّة مكان نستطيع التكلم فيه على انفراد؟ |
| Anne, Sevgililer Günü kartlarımı koyabileceğim bir yer var mı? | Open Subtitles | هل من مكان لأضع فيه جميع البطاقات الغرامية التي بحوزتي |
| Görüşmeye kadar babanın kalabileceği gözden uzak bir yer var mı? | Open Subtitles | هل لديك مكان يبعد والدك عن الخطر حتى يحدث هذا ؟ |
| Güvenliğiniz açısından onu yakalayana dek gidebileceğiniz herhangi bir yer var mı? | Open Subtitles | حتى نقوم بإعتقاله ، هل هناك أي مكان تستطيعون الذهاب إليه ؟ |
| Aslında, çok güzel... bir yer var. | Open Subtitles | , أتعلم , في الحقيقة . . لديّ مكان رائع |
| Yolun on mil yukarısında, Fairvale'ın dışında büyük bir yer var. | Open Subtitles | هناك مطعم كبير علي بعد عشرة اميال علي طريق فير فالا |
| Ama ilk önce gitmem gereken bir yer var, tamam mı? | Open Subtitles | أريد الذهاب لمكان ما أولاً ، حسناً ؟ |
| Olmaz, piliçler. Gitmemiz gereken bir yer var, tamam mı? | Open Subtitles | غير ممكن ايتها السيدات لدينا مكان نكون به , حسناً؟ |
| Seni de bekleyen birileri var. Senin de ait olduğun bir yer var. | Open Subtitles | ،لديكِ أحد ينتظرك أيضًا لديكِ مكان تنتمين له |