Bu iyi bir şey; ancak bu para değil. | Open Subtitles | الآن، هذا أمر جيد. هذا هو جيدة كما يأتي، ولكن هذا ليس المال. |
- Bu iyi bir şey olacak. - Sahne arkasına gidebilecek miyim? | Open Subtitles | هذا أمر جيد أيمكننى رؤية ما فى الكواليس؟ |
Hayır, fakat bu, Bu iyi bir şey. Hayır, değil. Kavga etmemişsen kendini ne kadar tanıyabilirsin ki? | Open Subtitles | ـ لا ، لكن هذا شئ جيد ـ لن تستطيع معرفة نفسك إذا لم تقاتل |
Aman Allahım! Yo, yo, yo. Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | لا لا لا ذلك شيء جيد ذلك يعني ان حالتها مستقرة |
Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi? | Open Subtitles | هل هذا أمر جيّد أو سيء؟ |
Bu bir hataydı sadece, ve Bu iyi bir şey çünkü kimsenin zarar görmediği anlamına gelir. | Open Subtitles | كانت غلطة وهذا أمر جيد لأنه يعني أن أحداً لم يتأذّ حقاً |
Her gün daha çok insan geliyor, Bu iyi bir şey ama burada geçici olarak konakladığımız için sorun teşkil ediyor. | Open Subtitles | كلّ يوم يفد الكثير من الناس، يعني هذا جيّد لكنّهم يتخذون هذه العيشة مؤقتاً، بينما هي عكس ذلك |
Bu iyi bir şey. Şimdi hayatını düzene koyabilirsin. | Open Subtitles | لكن هذا أمر جيد لأن الآن لديك الوقت للاهتمام بحياتك |
Bu iyi bir şey. Haftalardır ilk kez beni arıyorsun. | Open Subtitles | هذا أمر جيد ، هذه هي المرّة الأولى التي تتصلين بي خلالها منذ أسابيع |
Bak. Diyelim ki Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | حسناً، دعنا نفترض بأن هذا أمر جيد |
Bu... demek istedğim, eğer hamile kalmışsam, Bu iyi bir şey, değil mi? | Open Subtitles | لكنلوكنتحامل, هذا أمر جيد , صحيح؟ |
Bu iyi bir şey değil mi? Bu Vennett isimli adam yanılmıyor demek? | Open Subtitles | هذا شئ جيد ، هذا يعني أنه هذا الرجل غير مخطئ |
Hamileyim ve Bu iyi bir şey çünkü bu bebeği istiyorum. | Open Subtitles | , أنا حامل و هذا شئ جيد لأنني أريد طفلاً لطالما رغبت في أن يكون لديّ طفلاً |
Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | أنا أعني أنهم يدافعون بضراوة و هذا شئ جيد |
Bu iyi bir şey çünkü o sözünü ettiğin koyun var ya. | Open Subtitles | حسناً ذلك شيء جيد لأن تلك الشاة التي كنت تتحدث عنها |
Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi? | Open Subtitles | هَلْ ذلك شيء جيد أَو شيء سيئ؟ |
Bu iyi bir şey mi, ondan pek emin değilim. | Open Subtitles | "لستُ متأكداً من أنّ هذا أمر جيّد" |
-Anladığım kadarıyla bu, iyi bir şey. | Open Subtitles | إذاً هل أعتبرَ بأنّ هذا أمر جيّد ؟ . |
Şey, bundan sonra ben sizin saflarınızdayım ki Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | حسناً، من الآن فصاعداً سأكون معكم وهذا أمر جيد |
Ve Bu iyi bir şey, Robin Hood gibi, değil mi? | Open Subtitles | و يقولون : هذا جيّد, هذا مثلَ (روبن هود) , صحيح؟ |
" Kan örneği uyuşmadı. " Bu iyi bir şey değil, galiba? | Open Subtitles | لا يوجد تطابق لنوعية الدم لا يمكن ان يكون هذا شىء جيد,ها |
Ama Bu iyi bir şey çünkü zaten basıncı azaltmak istiyoruz. | Open Subtitles | ولكن هذا امر جيد هذا شيء جيد لأننا نريد تخفيف الضغط |
Kız kardeşlik dernekleri okuldayken eğlenmek içindir. Bu iyi bir şey ama benim buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | نوادي النساء كلّ شيء عن قضاء الوقت الممتع بينما تكوني في المدرسة وهذا جيد وليس لدي وقت لهذا |
Bu iyi bir şey çünkü, insanların inandıklarının aksine mısır kendi kendine yetişmiyor. | Open Subtitles | إنه أمر جيد فكما يقول الناس ليس فقط القمح الذي ينمو |
Jürinin dörtte üçü kadın. Bu iyi bir şey mi? | Open Subtitles | ثلاث أرباع هيئه المحلفين نساء هل هذا شيء جيد ؟ |
Sessiz görünüyor. Şu ana kadar hiç kurt gelmedi. Bu iyi bir şey olabilir. | Open Subtitles | يبدو الوضع هادئاً، لا ذئاب حتى الآن يمكن أن يكون هذا جيداً |
Bu iyi bir şey mi? | Open Subtitles | وهل ذلك شيءٌ جيد ؟ |
Bizim için... ...Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | بطريقة تتماشى مع مصالحنا |
Bu iyi bir şey gibi Oh, ve bu diyorsun? | Open Subtitles | أوه ، وأنت تقولين هذا وكأنه شيئاً جيداً ؟ |