| Değer verdiğim herkesi kaybetmeden önce bunu durdurmanın bir yolunu bulsan iyi olacak. | Open Subtitles | يجب أن تجدي طريقة لإيقاف ذلك قبل أن أخسر كل من أهتم بهم |
| Hemen bir şey bulsan iyi olur, atom bombası gibi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تجدي شيئاً بسرعة كقنبلة ذرية |
| Bilmiyorum. Onlar çözülmeden önce bir cevap bulsan iyi olur. | Open Subtitles | لا أعرف من الأفضل أن تجدي جواب قبل أن يزول تجميدهم |
| Bence kendine ev bulsan iyi olur. | Open Subtitles | فمن الأفضل إذا وجدت مكان الخاصة بك. |
| Çocukları bulsan bile, onlara yardım edemeyebilirsin. | Open Subtitles | حتى لو وجدت الأطفال ، لن تكون . قادراً على فعل أي شيء |
| Eğer suçu korumalara yükleyeceksen, onların kim olduğunu bulsan iyi edersin. | Open Subtitles | لو انك ستلصقها بالحرس فمن الافضل ان تكتشف من هم |
| Bak, bu saldırganları bulsan dahi, onları teşhis etmek zorundasın. | Open Subtitles | حتى إذا عثرتِ على من هاجم (إيفا) يجب عليها أن تتعرف عليهم بإجراءات محاكمة رسمية |
| Evet, tırmanabileceğin bir ağaç bulsan iyi olur. | Open Subtitles | نعم، ربما من الأفضل أن تجدي شجرة لتتسلقيها. |
| Ama adamını yakalamak istiyorsan, bir an önce kanıt bulsan iyi olur. | Open Subtitles | ولكن ان أردتي القبض على المٌعتدي من الافضل لكِ أن تجدي بعض الادلة الاخرى، وبسـرعة |
| O zaman törene gidecek yeni birini bulsan iyi olur. | Open Subtitles | عندما , من الأفضل أن تجدي رفيق جديد للموعد |
| Gelecek hafta için kıyafetlerini seçmek istiyorsan eğer hangi cehennemde olduğunu bulsan iyi olur. | Open Subtitles | حسنا, اذا اردتي ان تختاري ملابسك للاسبوع القادم من الافضل ان تجدي اين هو |
| Bir şey bulsan iyi olur yoksa seni de bizlerle birlikte turist cinayetlerine alacağım. | Open Subtitles | -خير لكِ أن تجدي مجدافاً وإلاّ نقلتُكِ إلى قضيّة "جريمة العطلة" مع بقيّتنا |
| O bebeği bulsan iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تجدي لي تلك الطفلة |
| Gerçek Jackie Chan'i bulsan bile dövüş sanatlarını öğrenebilecek misin? | Open Subtitles | حتى إذا وجدت (جاكي تشان), الحقيقي هل ستكون قادر على تعلّم فنون الدفاع عن النفس؟ |
| Jackie Chan'i bulsan bile seni umursamayacak. | Open Subtitles | حتى إذا وجدت, (جاكي تشان) لن يهتمّ بك |
| Kameralardan kurtulacak bir yol bulsan bile koridorlarda kapana kısılırsın. | Open Subtitles | حتى لو وجدت بقعة بعيدة عن كاميراته سوف تكون محاصرا في الردهات |
| Tüm bunlardan bir şekilde kurtulmanın yolunu bulsan da sadece Brian olmaya dönmen gerekecek. | Open Subtitles | وحتي لو وجدت طريقة لتفادي كل ذلك سيكون عليك العودة لتكون براين فقط |
| O seni korumak için orada, bu yüzden onu korumanın bir yolunu bulsan iyi edersin, kahretsin Harvey, çünkü ona orada bir şey olursa ve sen hiçbir şey yapmazsan, seni asla affetmem. | Open Subtitles | هو هناك لحمايتك, لذا من الافضل ان تكتشف (طريقة لحمايته لأنه, (هارفي اذا حدث له شيئا هناك |
| Eva'ya saldıranları bulsan bile... onları daha mahkemeye bile çıkamadan, önce resmi bir ön görüşmede teftiş etmesi gerekecek. | Open Subtitles | حتى إذا عثرتِ على من هاجم (إيفا) يجب عليها أن تتعرف عليهم بإجراءات محاكمة رسمية قبل أن تتمكن من الحصول على هذه المحاكمة |
| O zaman başka bir yol bulsan iyi edersin. Bunu açabilecek birini yukarı getirt hemen. | Open Subtitles | إذن عليك إيجاد طريقة أخرى أحضر شخص ما هُنا كي يفتحه. |
| Taşları bulsan bile onları bir araya getirdiğinde olacakları hiç bilmiyoruz. | Open Subtitles | حتى إن وجدت الحجارة نجهل تماماً ما سيحدث إن جمعتها |
| O zaman bir bakıcı bulsan iyi edersin. | Open Subtitles | حسنا، إذا من الأفضل أن تعثر على مجالسة أطفال. |
| Orada bir aspirinin üstünde bile bir çizik bulsan ucunun kime dokunacağını biliyorsun. | Open Subtitles | اذا وجدتي الكثير هناك حتى مثل خدش على الاسبيرين تعرفين على من ستعود عواقبه |
| Fırtına geliyor, sığınacak bir çatı bulsan iyi edersin. | Open Subtitles | يبدو أنّ عاصفةً قادمة يجدر بك إيجاد مكانٍ يبقيك جافّاً |