"dünya'nın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأرض
        
    • العالم
        
    • للأرض
        
    • الكرة الأرضية
        
    • الارض
        
    • مراكز مراقبة
        
    • في قيادة عالم
        
    • كوكب أرض أنها
        
    • دوران
        
    • العوالم بأن
        
    Aynı zamanda, gelecekteki teknolojiyi düşünürken, Dünya'nın başlangıcıyla başlıyoruz. Temelde, Dünya'da yaşamın oluşması TED كذلك، نفكر حول التكنولوجيات المستقبلية. نبدأ ببداية الأرض. استغرق الأمر أساسا، مليار سنة
    Bizler, tabi ki, şu anda Dünya'nın yer çekimi alanındayız. TED طبعا جميعنا عالقون في حقل جاذبية الأرض في هذه اللحظة.
    On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. TED تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض.
    Bir insan denizinde yüzüyoruz -- -- Ortanca Dünya'nın sosyal versiyonu. TED نسبح في بحر من البشر.. نسخة إجتماعية معدلة من العالم الوسط.
    Kulaklık yok. Dünya'nın tümü Cybus Endüstrilerinden yükleme yaparken, biz özgür kaldık. Open Subtitles لا سماعات أذن، بينما بقية العالم يقومون بتنزيل البيانات من شركة سايبس
    Manyetik kalkanımız olmadan her koronal kütle atımı Dünya'nın atmosferini soyardı. Open Subtitles دون واقينا المغناطيسي لعَمِل كلّ انبعاثٍ على تدمير الغلافِ الجوي للأرض
    Ne yaparlarsa yapsınlar, Dünya'nın direnci insanın verdiği zararları kısa sürede düzeltebiliyordu. TED أياً كان ما استطاعوا فعله، فإن مرونة الأرض ستشفي الأنشطة البشرية قريباً.
    Sonra Dünya'nın Evren'in hareket etmeyen merkezi olduğunu düşündük, yine çünkü öyle gözüküyordu. TED قم فكرنا بأن الأرض هي المركز الثابت للكون أيضا لأنها تبدو لنا كذلك
    Bazı bilim insanları yer altında yaşayan mikrop kütlesinin Dünya'nın yüzeyinde yaşayan canlı kütlesine eşit olduğunu tahmin ediyor. TED إذ يقدّر بعض العلماء أنّ كتلة الجراثيم التي تعيش عميقًا تحت سطح الأرض تساوي كتلة جميع الأحياء فوق سطحها.
    Bu da Dünya'nın evrenin merkezinde olduğu kuramını boşa çıkarmış oldu. TED وأدى هذا الاكتشاف إلى استبعاد نظرية أن الأرض هي مركز الكون.
    Şili'nin kuzeyinde bulunan çöl, Dünya'nın en eski ve kuru çölü. TED تقع في شمال تشيلي، إنها الصحراء الأقدم والأكثر جفافاً على الأرض.
    Burada Dünya'nın yörüngesinde dönen 26.000 nesneyi görebilirsiniz. Birden çok kaynak var ve bunlar, gerçek zamanlı olarak güncelleniyor. TED في هذه الصّورة، يمكنكم رؤيةُ ستةٍ و عشرينَ ألف جسمٍ يدورُ حولَ الأرض اراءٌ متعددة، و تتحدّثُ الصورةُ اّنيّاً.
    Siyah gemi dört bir yana Dünya'nın yüzeyini dönüştürecek sinyaller gönderecek. Open Subtitles السفينة السوداء كانت سترسل النبض حول العالم ، ليشكل قشرتها ثانية
    Ne kadar insan kurtarırsam kurtarayım, Dünya'nın sorunları ile hiç ilgilenemeyeceğim. Open Subtitles ،مهما كان عدد الناس الذين أنقذهم لا يمكنني حلّ مشاكل العالم
    Dünya'nın bu bölgesindeki koşullar birçok yönden Mars'taki koşullarla benzerlik gösteriyor. Open Subtitles الظروف في هذا الجزء من العالم تشبه كثيرا الظروف على المريخ
    Dünya'nın bütün büyük sıradağları bu şekilde kıtaların çarpışmasıyla oluşur. Open Subtitles جميع جبال العالم العظيمة تشكّلت بهذه الطريقة عندما تتصادم القارات.
    Dünya'nın her yanından dikkatlice seçilmiş öğrencileri eğiten özel bir okul. Open Subtitles مدرسة خاصة، يدرس فيها تلاميذ تم اختيارهم من كل بقاع العالم
    Bu, Dünya'nın gerçek yaşına ilişkin yapbozdaki kayıp parçanın bulunmasını sağlayacaktı. Open Subtitles وسيوفر هذا القطعة المفقودة الأخيرة في لغز إيجاد العمر الحقيقي للأرض
    Dünya'nın Kuzey kutbu gökyüzündeki başka bir yeri işaret edecek. Open Subtitles القطب الشمالي للأرض سوف يشر إلى مكان آخر في السماء.
    Evet, Dünya’nın içine ettiğimiz gibi Mars’ın da içine edeceğimizden korkuyorum. TED وأشعر بالقلق بأننا سندمر المريخ كما أسأنا للأرض من قبل.
    Bil bakalım dört saniye içinde Dünya'nın en şanslı adamı kim olacak? Open Subtitles خمني من سيكون أكثر الشباب حظاً على الكرة الأرضية بعد أربع ثوان؟
    Hücrelerin Dünya'nın sarı yıldızından yeterince radyasyon emdiği zaman güçlerin geri gelecek. Open Subtitles بمجرد استعادة خلاياكي باشعاع كافي من نجم الارض الاصفر قواكي سوف تعود
    İşimize koyulalım. Dünya'nın çevresindeki sensörler sistemin dışına çıkmış bir warp sinyali tespit etmemişler. Open Subtitles مراكز مراقبة الحدود لم تسجل أية اختراق في منظومتنا
    Nedeniyse, sunduğu herşeyi yüzüne geri fırlatan hayat boyu sahip çıktığı her şeye zarar vermeye çalışmış biri için Dünya'nın gözü önünde yas tutma konusunda kararsız kalması! Open Subtitles كل ذلك لأنها تكافح في قيادة عالم في الحداد على أحد رمي في وجهها كل شيء عرضته عليه وكانت في السنوات الأخيرة ملتزمة24ساعةيومياً...
    Dünya'nın var olmadığı ve sizin bunu uydurduğunuz dedikodusunda gerçeklik payı var mı? Open Subtitles هل توجد أي حقيقة عن الإشاعة أنه لا يوجد كوكب أرض أنها ليست موجودة وأنك قد أخترعت الأمر كله ؟
    Bu deprem Dünya'nın tektonik hatlarını değiştirdi ve gezegenimizin kendi ekseni etrafında dönüşünğ hızlandırıp, günlerimizi kısalttı. TED وكيف غيرت من وضعية اللوحات التكتونية مما سرع دوران الكرة الارضية وقصر من زمن يومنا
    Bu, bütün diyarlara, Dünya'nın daha üst seviyede bir savaşa hazır olduğunun sinyalini verdi. Open Subtitles إنه إشارة لكلّ العوالم بأن الأرض مستعدة لأيٍّ حربّ كانت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more