"dünyamı" - Translation from Turkish to Arabic

• عالمى
• عالمي
• عالَمي
• بلدي العالم

Bana dünyamı anlatma. Bana dünyamı anlatma.
لا تُخبرينى عن عالمى لا تُخبرينى عن عالمى

Neredeyse benim dünyamı yoketti ve şimdi sizinkinde başıboş.
لقد كان على وشك أن يدمر عالمى, و الآن هو طليق فى عالمكم

Ormanda gittikçe daha derinlere doğru gidiyorduk ve attığım her adımda kendi dünyamı biraz daha arkamda bırakıyordum.
لقد تعمقنا اكثر و أكثر فى الغابة مع كل خطوة أترك المزيد من عالمى خلفى

Neydi o ya, deprem mi, yoksa dünyamı mı salladın?
مهلاً أكان هذا زلزالاً أم أنكِ اقتحمتِ عالمي للتو ؟

Ben bir sanatçıyım ve duygusal dünyamı sanatım aracılığıyla hislerimi paylaşarak işlerim.
أنا فنَّانة، وأتعامل مع عالَمي الداخلي ومشاعري عن طريق مُشاركتها من خلال فنِّي.

dünyamı gemisiyle dolaşıp dibimdeki deniz analarını kazıdı ve ana yelkenimi çekti.
وقالت إنهاأنها أبحر بلدي العالم. وقالت إنهاأنها كشط البرنقيل من أسفل بلدي. يضحك

Senin dünyanı ve kendi dünyamı keşfettim Ama hala kayıplardayım.
لقد اكتشفت عالمى فى عالمك ولكنى مازلت ضائعا

Benim dünyamı bir ışık gibi aydınlatıyor ve benim eksiklerimi kapatıyor.
انه بمعنى الكلمة الضوء المرشد فى عالمى فهو يكملنى

O kitap bana kendi dünyamı nasıl yaratacağımı öğretti.
الكتاب أوضح ليّ كيف أقوم بتصميم عالمى الخاص.

Lütfen, beni rahat bırak. Benim küçük dünyamı rahat bırak.
أرجوكم، دعونى وشأنى دعوا عالمى الصغير وشأنه

Zoe Hart, dünyamı alt üst ettin ama daha iyi bir adam olmamı sağladın.
زوى هارت لقد قلبت عالمى رأساً على عقب و لكنك جعلتنى رجلاً أفضل

dünyamı altüst ettin ve iyice sallandırdın.
انت.. لقد قلبتى عالمى رأساً على عقب ومن ثم قمتى برجْه جيداً

Hot 97 dünyamı sallar.
المُثير يُسعد عالمى

Bu arada Hot 97 benim de dünyamı sallar.
المُثير يُسعد عالمى أيضاً

Sonra bir şey dünyamı değiştiriyor
إذاً هناك شئ غير عالمى

Bütün dünyamı bir kömür ocağı haline getirdiler.
لقد دمروا عالمى بالكامل

dünyamı sarsmıştı.
و لقد هز هذا عالمى

dünyamı mahvedebileceği, irtibatlarımı koparabileceği ve ikramiyemin her sentim kendisine saklayabileceği için mı?
لأنه يستطيع أن ينهي عالمي ويحرق معارفي ويحتفظ بكل فلس من علاوتي لنفسه؟

Boynumda boyunluk ve kafamın iki yanında kum torbaları vardı ve dünyamı kafamın üzerine asılmış bir ayna vasıtasıyla görüyordum.
كانت لي دعامة للعنق وأكياس على جانبي رأسي و شاهدت عالمي من خلال مرآة كانت معلقة فوق رأسي.

Şimdi sana kendi dünyamı göstermeme izin ver.
والآن اسمحا لي أنْ أريكما عالَمي

Siz benim dünyamı alırsanız, ben de sizinkini alırım.
كنت أخذت بعيدا بلدي العالم. أنا تسلب منك.