| Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
| Doktor olmak için karıncık arteriyle ilgili konuları ezberlemekten daha fazlası olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن إهتمامي لكي أكون طبيب أكثر من معرفة الحقائق حول الشريان البطيني |
| İşaretler vardı, benim kaypak arkadaşım. Fısıltılardan daha fazlası da. | Open Subtitles | كانت هناك علامه أيها الصديق المراوغ و أكثر من دليل |
| Ardından daha fazlası buna katıldı ve projeyle daha fazla ilgili oldular. | TED | وثم قام المزيد منهم في عمل ذلك. وأصبحوا أكثر اهتماماً في المشروع. |
| daha fazlası var ama bir kısmını başkasına söz verdim. | Open Subtitles | ، لدي المزيد الآن لكني وعدتُ بحصة من هذه الدفعة |
| Sadece savaşta silahla ateş edebilmekten çok daha fazlası vardır. | Open Subtitles | إنه اكثر من كونك قادر على إطلاق النار في المعارك |
| Bu olayda, babasız bir çocuktan daha fazlası olduğunu duymak istiyorum. | Open Subtitles | أردتك أن تعلم أن هذا أكثر من مجرد أبن يفتقد أباه |
| Hâlâ tutulmalardan korkan bir kasabadan daha fazlası olduğumuzu gösterelim. | Open Subtitles | نثبت أننا أكثر من بلدة لا تزال تخاف من الخسوف |
| Ben senin yalnızca komşunum. Hepsi bu, daha fazlası değil. | Open Subtitles | أنا جاركِ، هناك لا شيء هناك أكثر من ذلك يقال. |
| Küçük bir kasadan birazcık daha fazlası. Açıklama yapmayacak mısınız, piskopos? | Open Subtitles | هذا أكثر من مال مخصص للمصاريف ألا ترى هذا أيها القس؟ |
| Evet, ama bir kaç kalp kırıklığından daha fazlası oldu. | Open Subtitles | نعم،ولكن كان هناك أكثر من مجرد القليل من كسرات القلب |
| Onları durdurmak için bundan çok daha fazlası gerekecek ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنهم يحتاجون أن نعمل أكثر من ذالك لإيقافهم ، وأنتِ تعرفين ذالك |
| Biliyorum ve eminim o taşlı noktada bundan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | إن أنفي يخبرني بأن هناك المزيد من الأشياء الجيدة في تلك الصخور |
| Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
| Ama daha fazla hatırlamaya çalıştıkça, daha fazlası çözülmeye başlıyor. | Open Subtitles | لكن أيضآ أحاول أن أتذكر المزيد عن كل البدايات لأكتشفها |
| Suçların vahşi ve hedef odaklı doğasına bakarsak daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | الطبيعة العنيفة و الاستهدافية لهذه الجرائم تشير الى امكانية حصول المزيد |
| Bir miktar suyumuz var ama daha fazlası da fena olmazdı. | Open Subtitles | لدينا القليل من الماء لكنّنا متأكّدين أن بإمكاننا الإستفادة من المزيد |
| Bu seyahatin "Göster ve anlat"tan daha fazlası olmasını umuyordum. | Open Subtitles | كنت اتمنى هذه الرحلة ان تكون اكثر من عروض وحديث |
| Bence bu işte basit bir aile birleşmesinden çok daha fazlası var. | Open Subtitles | الأمر أكبر من هذا لا أعتقد أن هذه حلفة لم شمل إعتيادية |
| Dişlerindeki kanı anca temizledin ve daha fazlası için açsın. Buna zayıflık de. | Open Subtitles | أنت بالكاد تغسل الدّم من أسنانك وتشتاق للمزيد |
| Dişini fırçalarken 250 dolar hayatım boyunca gördüğüm paradan daha fazlası. | Open Subtitles | د، وهو يفرش أسنانه هذا المبلغ أكثر مما رأيت طوال حياتي. |
| İnsanların anlamasını istediğim şey, tasarımın şirin sandalyelerden çok daha fazlası, hatta ilk ve en önemlisi, hayatımızın çevresindeki herşey olduğudur. | TED | أريد الناس إن تفهم إن ذلك التصميم هو أكثر بكثير من كونه كراسي جذابة, إنه أولا وقبل كل شيء،كل ماهو حولنا في حياتنا. |
| daha fazlası lazım. 50'lere ait herhangi bir kâğıt olabilir. | Open Subtitles | سنحتاج لأكثر من هذا، قد تكون .أيّ ورقة من الخمسينات |
| - Yüzüne bir bakın. Konuştuklarından daha fazlası kafasından geçiyor gibi. | Open Subtitles | من النظرةِ على وجهِه، كَانَ فى رأسه أكثر مِنْ مجرد الكلام |
| Bazı insanlar ihtiyaçları olan tedaviyi alamıyorlar fakat o insanlardan daha fazlası da gerektiğinden çok tedavi alıyor. | TED | فبعض الناس لا يتَلقّون العلاج الذي يحتاجونه، بينَما يوجد جُزء أكبر بكثير منكم يتَلقّون علاجًا أكثر ممّا تستدعي حالتهم. |
| Ama çok fazla değil, o zaman abartılı görünür ama şimdi olduğundan daha fazlası ol. | Open Subtitles | لكن ليس أفضل بدرجة كبيرة تجعلك تبدو أنك تحاول بشكل ملحوظ لكن أفضل مما أنت عليه الآن |
| Burada meydana gelen para-normal olaylardan çok daha fazlası söz konusu. | Open Subtitles | نحن الأن نمتلك ما هو اكثر بكثير من الظواهر الخارقة المعتادة |
| Size anlatmaya çalıştıklarımdan çok daha fazlası var. | Open Subtitles | هناك أشياء أكثر من هذا بكثير كنتُ أريد أن أقولها لك |