Herşeyi anlattığına dair yemin etmişti. Meğer hâlâ yalan söylüyormuş. | Open Subtitles | لقد اقسمت انها تخبرني كل شيء ولكن ما زالت تكذب |
Annem hayatım boyunca ölü birini görmeyeceğime dair yemin ettirmişti. | Open Subtitles | لقد اقسمت لى امى انى فى خلال حياتى سوف ارى امواتا. |
Evlilik derhal yerine getirilmeli ve şahitler odanın içinde değilse de binada olduklarına dair yemin etmeliler. | Open Subtitles | يجب إتمام الزواج فوراً والشهود عليهم القسم بأنهم كانوا حاضرين في المبنى إذا لم يكن في الغرفة نفسها |
Onu asla aramayacagima ve bir kizim oldugunu asla düsünmeyecegime dair yemin ettirdi bana. | Open Subtitles | جعلتني اوعدها بأنني لن ابحث عنها لذلك اعتبر بنفسي بانني لم ارزق بطفلة |
Müvekkillerini en iyi şekilde savunacağına dair yemin ettin. | Open Subtitles | لقد أقسمت على أن تدافع عن موكليك بكل ما تستطيع. |
Bize ne olursa olsun, birlikte göğüs gereceğimize dair yemin ettik, üzgünüm. | Open Subtitles | لقد أقسمنا بأن أيًا كان ما يحدث لنا، سنمر به معًا، آسف |
O mahkum, Barnett'in sağ elinin kesildiğini gördüğüne dair yemin ediyor. | Open Subtitles | هذا الصديق يقسم أنه رأى يد " بارنيت " اليمنى مبتورة |
Sizin huzurunuzda and içip krala karşı yapılan herhangi bir hain komployu yeneceğime dair yemin ettim. | Open Subtitles | سآخذ عهدًا في حضورك و أقسم بمقاومة أي تمردات خائنة ستقوم ضد الملك |
Ben, Hal Jordan bataklıkta ölen mor bir uzaylıdan aldığım bu fenere sadık kalacağıma dair yemin ederim. | Open Subtitles | أنا (هال جوردن). أعهد بالقسم الجليل، إلى وعد الولاء تجاه "فانوس". والذي أخذته من فضائي أرجواني محتضر.. |
Hayır, asla çocuk doğurmayacağıma dair yemin ettim! Bebeklerle filan hayatta işim olmaz. | Open Subtitles | لا، أقسمت ألا أنجب أطفال ابداً |
Bir denizci olarak Amerika Birleşik Devletleri'ni iç ve dış düşmanlara karşı koruyacağıma dair yemin ettim. | Open Subtitles | و بصفتي جنديّ بحريّة، أقسمت أن أدافع عن الولايات المتحدة من الأعداء في الداخل و الخارج. |
Bu yüzden beni unutacağına dair yemin iç ve bir daha asla konuşmayalım. | Open Subtitles | اريد منكَ ان تقسم لي بأنك ستنساني, ولن نقوم بالتحدث مع بعضنا مرّة أُخرى. |
Her nerede olursam olayım, kiminle uğraşıyor olursam olayım Birleşik Devletler yasalarına her koşulda bağlı kalacağıma dair yemin etmiş durumdayım. | Open Subtitles | لقد اقسمت على تنفيذ دستور الولايات المتحدة بغض النظر عن مكاني او عن مع اتعامل معه |
Bu ülkeyi, içte ve dışta, bütün düşmanlara karşı koruyacağıma dair yemin ettim. | Open Subtitles | لقد اقسمت علي حمايه بلادي ضد كل اعدائها في الداخل و الخارج |
İlgisi olmadığına dair yemin etti. | Open Subtitles | ما الذي قالته؟ اقسمت كثيرا ان ليس لها علاقة بالموضوع |
Evlilik derhal yerine getirilmeli ve şahitler odanın içinde değilse de binada olduklarına dair yemin etmeliler. | Open Subtitles | يجب إتمام الزواج فوراً والشهود عليهم القسم بأنهم كانوا حاضرين في المبنى إذا لم يكن في الغرفة نفسها |
Onu asla aramayacağıma ve bir kızım olduğunu asla düşünmeyeceğime dair yemin ettirdi bana. | Open Subtitles | جعلتني اوعدها بأنني لن ابحث عنها لذلك اعتبر بنفسي بانني لم ارزق بطفلة |
Huzur Vadisindeki herkesten öcünü mutlaka alacağına dair yemin etti. | Open Subtitles | وقد أقسمت على الثأر الأبدى . من أى شخص من وادى السلام |
Bu gücü başka amaçlar için kullanmayacağıma dair yemin ettim. | Open Subtitles | "لقد أقسمت على ألّا أستخدم هذه القدرة لأيّ غرض آخر" |
Bir daha hiçbir erkeği ısırmayacağımıza dair yemin ettik ki bu özellik bizde kalsın. | Open Subtitles | أقسمنا بأنّ لا نُمرر أبدًا الهدية إلى ذكر آخر |
Uzun zaman önce, asla kullanmayacağımıza dair yemin ettiğimiz başka bir güç kaynağını, kullanmalı mıyız? | Open Subtitles | هل يجب أن نستغل مصدراً آخر للطاقة؟ المصدر الذي أقسمنا زمناً طويلاً ألاّ يستخدم. |
O mahkum, Barnett'in sağ elinin kesildiğini gördüğüne dair yemin ediyor. | Open Subtitles | هذا الصديق يقسم أنه رأى يد " بارنيت " اليمنى مبتورة |
Dün gece öldürdüğümüz vampir. Neden yapmadığına dair yemin ediyordu? | Open Subtitles | ،مصاص الدماء الذي قتلناه ليلة أمس لماذا كان يقسم أنه لم يفعلها؟ |
Krala hizmet için yemin ettiğine dair yemin ediyor. | Open Subtitles | أخذ عهدًا للملك و هو أقسم عليه |
Ben, Hal Jordan bataklıkta ölen mor bir uzaylıdan aldığım bu fenere sadık kalacağıma dair yemin ederim. | Open Subtitles | أنا (هال جوردن). أعهد بالقسم الجليل، إلى وعد الولاء تجاه "فانوس". والذي أخذته من فضائي أرجواني محتضر.. |
Ailem Sara'nın sağlık harcamalarını karşılıyor endişelenmemesi için her şeyi ayarlıyorlar beni hapisten uzak tutmak için de yargıca rüşvet verdiler karşılığında ben de onu bir daha görmeyeceğime dair yemin ettim. | Open Subtitles | تكفّل والداي بعلاج (سارة) ومصاريفها حتى لا تكون لديها مخاوف، وقدّما رشوة للقاضي لكي يجنّبني الحبس وفي المقابل أقسمت ألا أراها ثانيةً. |
Sana bir daha bunları yaşatmayacağıma dair yemin etmiştim. | Open Subtitles | لقد أقسمت أن لا أضعك في هذا المقف مرة أخرى |
Bunun her daim sır olarak kalacağına dair yemin etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقسم لي بأنك سوف تبقي قسمك |