"denilen" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسمى
        
    • تدعى
        
    • يُدعى
        
    • يسمى
        
    • تُدعى
        
    • المدعو
        
    • يُسمى
        
    • يسمونه
        
    • دعا
        
    • يدعى
        
    • تُسمى
        
    • تسمّى
        
    • يسمّى
        
    • يُطلق
        
    • يسمون
        
    Bu madde diş taşı denilen... ...fosilleşmiş bir çeşit diş plağıdır. TED إنها نوع من بلاك الأسنان المتحجر .والتي تسمى رسميا جير الأسنان
    Beyaz çizgiler gelişmiş yakıt devresi denilen ilerleme kaydettiğiniz şey. TED الخطوط البيضاء تسمى دورة الوقود المتقدمة، حيث يتم إعادة المعالجة
    Bu bileşen melanosit denilen deri hücrelerinden gelir ve iki temel form alır. TED تأتي هذه التدرجات من خلايا الجلد التي تدعى الخلايا الصباغية وتأخذ شكلين أساسيين.
    Benimkisi Nevada'da Silver Springs denilen küçük bir kasabada başladı. Open Subtitles و قصتى تبدا فى مدينة صغيرة تدعى سيلفر سبرينج بنيفادا
    Ablamın en son nereye gittiği öğrendim. Dae Gwang Kereste denilen bir yer. Open Subtitles لقد وجدت آخر مكان ذهبت إليه أختي إنه مكان يُدعى أخشاب داي غوانغ
    Delici-emici ağız parçası gaga denilen, uzun, tüpe benzer bir yapıdan oluşur. TED الجزء الفموي الثاقب الماص يتكون من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى المنقار.
    Trepanasyon denilen bu dehşet verici yöntem baş ağrısına genellikle çok daha kalıcı bir sorun ekliyordu. TED هذه التقنية الرهيبة، تُدعى النَّقب، وغالبًا ما استبدلت الصداع بحالة أكثر ديمومة.
    Merle denilen bu adamı tanımıyorum. Ne iş yaptığını da bilmiyorum. Nasıl bir insan olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف هذا المدعو ميريل و لا أعرف عملة أو مصدر رزقة
    Fotosentezin bir parçası olarak, stoma denilen gözenekler açılır ve kapanır. TED كجزء من عملية التركيب الضوئي، تفتح الأوراق وتغلق مسامًا تسمى الثغور.
    Veya yıldırım arama denilen şey için sekiz kat arama hesabı öderdiniz. TED أو بإمكانك أن تدفع ثمان أضعاف سعر الاتصال لمكالمة تسمى مكالمة برق.
    Salvador'a gittim ya da saldırıdan önce öyle denilen yere, Open Subtitles ذهبت إلى السلفادور او ما كانت تسمى كذلك قبل الغزو
    Buradaki insanlar Michigan'daki bir mahkumdan konuşuyorlar DNA denilen bir şey sayesinde salıverilmiş. Open Subtitles الناس تتكلم عن سجين في ميشيغان تم اطلاقه بسبب حاجه تدعى الحمض النووي
    Ve konum hücreleri bu tip bir yol entegrasyonu girdisini kılavuz hücresi denilen bir çeşit hücreden alırlar. TED والخلايا المكانية تحصل كذلك على هذا النوع من المدخلات من نوع من الخلايا تدعى خلايا شبكية.
    Derin Öğrenme denilen olağanüstü bir algoritma kullandılar. TED أستخدموا لوغاريتمات فائقة تدعى التعلم العميق
    Pekala, denge artış sistemi denilen bir şeye erişim sağladım. Open Subtitles حسناً ، لقد اخترقت شيئًا ما يُدعى نظام تعزيز الإستقرار
    Bunun için12 inç gibi bir yüksekliğe erişmiş bodur ayçiçeği denilen bir şey kullanılır. TED وهي تستخدم شيئا يُدعى زهرة عبّاد الشمس الصغيرة, والتي تنمو إلى مايقارب 12 إنش ارتفاعا.
    Umumi denilen tuvaletleri kullanmasını kontrol etme gücünü o yaşta kendilerinde buluyorlar. TED أما هم فقد شعروا بالسلطة الكافية لمراقبة استخدامها لما يسمى بالحمامات العامة.
    Bu durum aura denilen halüsinasyonlara sebep oluyor, feneri ışığı görmek, geometrik şekiller ve karıncalanma hissi bunlardan bazıları. TED يُنتج هذا هلوسات تُدعى هالات؛ والتي يمكن أن تشمل رؤية أضواء وامضة وأنماط هندسية واختبار إحساس بالتنميل.
    Şu Zero denilen adamın yarattığı kargaşaya kapılmış olmandan koktum. Open Subtitles لقد قلقت أن يمسكك ذلك الشخص المدعو بـ زيرو
    Şimdi kaç yaşında olduğunuzu bilmiyorum, ama ben çocukken, ailem fotoğrafları, içine film denilen birşey konan özel bir tür kamera ile çekerdi ve film TED الاَ انا لا اعلم ماهي أعماركم لكن عندما كنت صغيرة التقط اباءكم صورة بكاميرا خاصة والتي تحمل بداخلها شيء يُسمى الفلم
    Peki millet. Şimdi kibbutz denilen yerde ufak bir mola vereceğiz. Open Subtitles نحن الآن سنتوقف لفترة في ما يسمونه الكيبوتز المزرعة الجماعية اليهودية
    Paget Karsinoma denilen, kişinin dış görünüşünü bozan bir hastalık. Open Subtitles غير قابل للتعامل ويشوّه بشكل مروّع دعا المرض سرطان باجيت.
    Bu bilgisayarın çalışmasını sağlayan şey stereographic projeksiyon denilen bir şey. TED والفكرة الرئيسية عن هذا الكمبيوتر وعمله هو ما يدعى الإسقاط المجسمي
    Bir kısmı salp denilen jelatin gibi bir hayvan türü tarafından üretiliyor. TED بعض منها تنتجه حيوانات هلامية تُسمى أسماك السالب.
    T hücresi denilen bir grup limposit hücre onları öldürmek için enfekte vücut hücrelerini arar. TED تبحث مجموعة من الخلايا الليمفية تسمّى الخلايا التائية عن خلايا الجسم المصابة وتقتلها بسرعة.
    Doğada, besin zinciri denilen bir şey vardır. Open Subtitles في الطبيعة ، هناك شيء يسمّى بالسلسلة الغذائية
    Ne yazık ki, Sayın Başkan, alt kanallı çip denilen bir şekilde üretilmiş. Open Subtitles لسوء الحظ, سيدى الرئيس انه مصنوع من ما يُطلق عليه شريحة قناة إحتياطية
    Kutsal adam denilen yalancılarla birlikte yaşadım, hepsiyle. Open Subtitles لقد تناجيت مع ما يسمون برجال الدين وجميعهم كاذبين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more