"doğruluk" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحقيقه
        
    • للحقيقة
        
    • الدقة
        
    • الصدق
        
    • الحقيقةِ
        
    • الصلاح
        
    • الصراط
        
    • يهديني
        
    • الحقيقة أم
        
    • حقيقة أم
        
    Sevindim ama onlar doğruluk granülleri değildi. Open Subtitles حسناً، فأنا مسروره ولكنها لم تكن رذاذ الحقيقه
    Genel Vali, tutsak doğruluk Kılıcını kullanan biri tarafından kurtarıldı. Open Subtitles ايها نائب، لقد تم انقاذ السجين من قبل رجل يحمل سيف الحقيقه.
    Hikâyene az da olsa doğruluk payı katabilirdi. - İdama devam edin. Open Subtitles من المؤسف، كان من الممكن أن يضيف الخاتم بريقاً للحقيقة في قصتك
    'Jiffy doğruluk, yüzde yüz saf doğruluk, eser miktarda sert gerçeklik. Open Subtitles "الحقيقة الفوريه" "مئة في المئة "حقيقة نقيه كميات قليلة للحقيقة المره
    Ve teknoloji ile tabii ki kesinlik ve doğruluk kazanıyoruz. TED والذي توفره لنا هذه التكنولوجيا الحديثة هو بالتأكيد الدقة والإنتظام
    İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. TED بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة.
    Geçmişte yaptıklarını düşününce, doğruluk payı olduğunu kabul etmelisin. Open Subtitles مع الاخذ في الاعتبار سجل نجاحاتكَ أنا لا أعتقد أنني بعيد عن الحقيقةِ
    Sonrasında ruh ne mi yapar? doğruluk için özlem duyar. TED وما تفعل الروح هو أنها تتوق إلى الصلاح.
    Daha yüksek bir benliğe kavuşmak için doğruluk yolu. Ne? Open Subtitles الصراط المستقيم إلى حالة من الوجود الأسمى
    doğruluk Kılıcını da koleksiyonuma eklemek büyük bir onur. Open Subtitles و ياله من شرف ان اضم سيف الحقيقه .الي مجموعتي الخاصه
    Hiç "doğruluk mu cesaretlik mi" oynadın mı? Open Subtitles إذن هل جربتي لعبة الحقيقه أو الجَرأه من قبل ؟
    doğruluk bebeğini tutan kişi doğruyu söyleyecek. Open Subtitles حسناً أياً كان من يحمل طفلة الحقيقه عليه أن يخبر بالحقيقه
    Görünen o ki Eric Kahn hala doğruluk mu cesaret mi oynuyor. Open Subtitles يبدو أن إيريك خان لا زال يلعب الحقيقه أو الجرأه
    Tamam, Cece. Teke tek doğruluk oynuyoruz. Open Subtitles حسنا سيسي ، نحن نلعب واحد ضد واحد حول الحقيقه
    Buralarda bir doğruluk serumu vardır. Open Subtitles لابد أن لديكم نوع من مصلٍ للحقيقة يقع في مكان ما هنا
    Hikâyene az da olsa doğruluk payı katabilirdi. Open Subtitles من المؤسف، كان من الممكن أن يضيف الخاتم بريقاً للحقيقة في قصتك
    Bu zamana kadar güzel bir hikayenin içinde aslında doğruluk payı olduğunu öğrendim. Open Subtitles لقد تعلمت أن كل مخيلة جيدة تحمل نواة للحقيقة
    Sistemimi kullanıyorlardı ve ben doğruluk yerine hızlı olması için tasarlamıştım. Open Subtitles كانوا يستخدمون نظامي، ولقد صمّمته للتركيز على السرعة بدلاً من الدقة.
    Kement atmada en önemli hüner doğruluk ve mesafeyi hesaplama. Open Subtitles أهم المهارات عندما تشد الحبل هي الدقة و تقييم المسافة.
    doğruluk ve güzellik ister ve çok mutluyum ki bundan burada bolca konuşuluyor. TED يحتاج الصدق والجمال, وانا سعيد ان ذلك ذكر هنا كثيرا هذا اليوم,
    "Onun çizdiği doğruluk yolunda bana kılavuzluk eder. Open Subtitles يهديني الى سُبُل البرِّ من اجل اسمه.
    Daha önce hiç doğruluk ve cesaret golfu oynadınmı? Open Subtitles هل لعبتِ من قبل "جولف الحقيقة أم التحدي"؟
    Tamam. doğruluk mu, cesaret mi? Kim bir erkekle sonuna kadar gitti? Open Subtitles حسناً، حقيقة أم تحدي، من سيستمر طوال الليلة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more