| Saniyeler de sürebilir, saatler de. ehliyeti alırken öbür parmak izini vermiş olabilir. | Open Subtitles | قد يستغرق ثوان، أو ساعات إذا إستعمل الإبهام الآخر من أجل رخصة القيادة. |
| Aslında taksi sürücüsü ehliyeti almak için ne gerekiyor onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حتى أنني لا أعلم ما يتطلبه الحصول على رخصة قيادة سيارة أجرة |
| Şimdi bir Norveç ehliyeti al. Ne kadar zor olabilir ki? | Open Subtitles | فقط إذهب وأحصل على رخصة نرويجية لنفسك ما مدى صعوبة ذلك؟ |
| ehliyeti aldığından bu yana belki kilo vermiştir. | Open Subtitles | حسنا، فقدت وزن من المحتمل منذ الرخصة أصدرت. |
| İçkili araba kullandığı için ehliyeti askıya alındı sanıyordum. | Open Subtitles | مهلاً, أظن أن رخصته معلقة بسبب قيادته ثملاً |
| Yüzünü dijital olarak tekrardan oluşturdum ve birisinin ehliyeti ile eşleşti. | Open Subtitles | قمت بإعادة إصدار رقمي على وجهها و حصلت على رخصة قيادة |
| Milletle kamyon süreceğim diye kavga ediyor ve daha ehliyeti bile yok. | Open Subtitles | يقاتل معهم على القيادة وليس معه حتى رخصة ليس لك رخصة قيادة |
| Ve uyku mahrumu, ehliyeti yeni almış ergenin direksiyonun başına geçmesinde risk var. | TED | كما أن هناك خطر اعطاء مراهق يعاني من نقص النوم رخصة قيادة جديدة، ووضعه خلف عجلة القيادة. |
| Ne ehliyeti, ne cüzdanı, ne kredi kartı var. | Open Subtitles | ولا رخصة قيادة ولا محفظة ولا بطاقة إئتمان |
| Bilirsiniz. Sürücü ehliyeti, kredi kartı, yada onun gibi şeyler. | Open Subtitles | أقصد رخصة القيادة , بطاقة الإئتمان أو شيء من هذا القبيل |
| Zamaninda borsaci ehliyeti almaya ugrasmis miydin? | Open Subtitles | هل حاولت أن تحصل على رخصة سمسار بورصة فيما مضى؟ |
| - Evet. Borsaci ehliyeti almaya ugrastigini söyleyen beyefendi ayni zamanda dürüstlük timsali oldugunu da söylemisti. | Open Subtitles | نفس الرجل الذي قال لي أنك حاولت أن تحصل على رخصة سمسار بورصة |
| ıçinde hiç para yoktu, ama ehliyeti vardı ve üç dört tane de fotoğraf. | Open Subtitles | لم يكن فيها أي مال فقط رخصة قيادة مع 3 أو 4 صور |
| Hiçbir adrese ait olmayan bir posta kodu vermiş, sürücü ehliyeti yokmuş. | Open Subtitles | أعطى صندوق بريد الذي يطفئ إلى يكون مزيّفا. هو ما كان عنده رخصة السائق. |
| Ölen adamın cüzdanı vardı, parası, ehliyeti hatta video kulübüne üyelik kartı bile, ama anahtarı yoktu. | Open Subtitles | الرجل الميت كان معه محفظة بها نقود وكروت صرف و رخصة قيادة و بطاقة عضوية بنادي فيديو .. لكن ليس معه ولا مفتاح واحد |
| Zamaninda borsaci ehliyeti almaya ugrasmis miydin? | Open Subtitles | هل حاولت أن تحصل على رخصة سمسار بورصة فيما مضى؟ |
| On iki ceza puanım var, alkollü araç kullanmaktan ehliyeti de kaptırdım. | Open Subtitles | انا لدي نقطتين ومخالفة علي الرخصة بالفعل |
| Vay anasını. ehliyeti, ruhsatı ve sigortası tamamen sahte. | Open Subtitles | يا للهول,ان رخصته و أوراق تسجيله و تأمينه كلها مزيفة |
| On altı ay önce üçüncü kez alkollü araba kullandığı için ehliyeti alınmış. | Open Subtitles | تم سحب رخصتها منذ 16 شهر بعد القيادة تحت تأثير الكحول للمرة الثالثة. |
| Ehliyetimi almak için tek şansım ve o ehliyeti alacağım tamam mı? | Open Subtitles | لا, لا هذه فرصتي الوحيدة لأحصل على رخصتي و أنا سأحصل عليها |
| 17 yaşında, tuttuğunu koparan ehliyeti olan ve üniversiteye girme ihtimali bulunmayan biri gibi? | Open Subtitles | شخص عُمره 17 سنة، ذو رُخصة شرعيّة وليس لديه أيّ أمل لدخُول الجامعة؟ |
| ehliyeti olan her salak işe yarar. | Open Subtitles | أى أحمق لديه رخصه قياده يمكنه أن يقوم بهذا |
| - Sadece askeri kimliği ve ehliyeti var. - Soyulmuş. | Open Subtitles | فقط هويته العسكرية ورخصة السياقة - لقد تمّت سرقته - |
| ehliyeti yok. Bilgisayar kullanmıyor. | Open Subtitles | روبي) لا تستطيع القيادة) و لا تمتلك حاسوب |
| Para veya kredi kartı yok. Sadece ehliyeti var. | Open Subtitles | لا مال و لا بطاقات ائتمانية الجاني ترك رخصة قيادته |