| Bununla beraber Bobby, ona erkek arkadaşı olup olmadığını sormaktan korkuyordu. | Open Subtitles | بالرغم أنه كان خائفًا جدًا ليسألها ما إذا كان لديها خليل. |
| Martha'nın şu erkek arkadaşı bu haplardan sadece bir tane mi yutmuştu? | Open Subtitles | خليل مارثا الذي اوقع تابوت ابي اخذ حبهُ فقط مِنْ هذا الشيئِ |
| Patron, şuna bak! Zengin erkek arkadaşı var diye şımarmaya başladı. | Open Subtitles | المدير أنظر اليها أنها تتصرف بتكبر لأنها حصلت على حبيب ثري |
| Sal'ın erkek arkadaşı Bugs'dı, adadaki marangozumuz. | Open Subtitles | كان باجز حبيب سال كان النجار الخاص بجزيرتنا |
| Karen'ın, erkek arkadaşı Benjamin ile seyahate çıkmasıyla ilgili ne hissediyorsun? | Open Subtitles | نعم, كيف تشعر بشأن كارين وهي ذاهبة برحلة مع حبيبها بنجامين؟ |
| O burada çalışırken, erkek arkadaşı da her erkek, kadın ve çocuk gibi peynir almak için gelir. | Open Subtitles | لا ، عندما تعمل هنا خليلها كل رجل وامرأة وطفل يأتي إلى هنا من أجل الجبن |
| - Her sene üç haftalığına, Angela hem tatile gider, hem de erkek arkadaşı vardır. | Open Subtitles | كل سنة و لمدة ثلاثة اسابيع يكون لدى انجيلا صديق حميم و عطلة |
| Cleveland Jr.'ın erkek arkadaşı burada yaşayabiliyorsa, benimki neden yaşayamıyor? | Open Subtitles | اذا عشيق كليفليند الابن يستطيع العيش هنا اذا لماذا عشيقي لا يستطيع؟ |
| Sandy'nin erkek arkadaşı olmada harika olduğunu söylemiştin ya? | Open Subtitles | تذكّر عندما قلت بأنّك كنت عظيم في كونك خليل ساندي؟ |
| Kızın birinin erkek arkadaşı olmada harika değildin, Matty. | Open Subtitles | أنت لم تكن عظيم في كونك خليل ما للفتاة يا ماتي |
| Bak, Lana'nın erkek arkadaşı daha yeni ondan ayrıldı, ve şuan aciz ve depresyonda. | Open Subtitles | إسمع، خليل لاناإنفصل معها وهي ضعيفة جدا ومكتئبة الآن |
| Çan sesleri! erkek arkadaşı ondan büyükmüş.... O yaşlarda alışılmış bir şey. | Open Subtitles | كانت في مكان آخر ، لديها حبيب أكبر منها الأشياء المعتادة التي يقوم بها المراهقون |
| Bir buluşması,bir erkek arkadaşı var mıymış? | Open Subtitles | هل كانت تواعد؟ ـ هل لها حبيب ؟ ـ حسب ما عرفنا |
| Aslında ölü bir erkek arkadaşı var. | Open Subtitles | كان لها حبيب والآن ميت خطيب بالمعنى الدقيق |
| Yeşil noktalar onun ders programı ve kırmızı noktalar da erkek arkadaşı Zane'nin. | Open Subtitles | النقط الخضراء هى جدولها و النقط الحمراء هى المساحة التى يتواجد بها حبيبها |
| Yukarı kattaki küçük fahişe Amber ve erkek arkadaşı Bay Z'nin parasını çalmışlar. | Open Subtitles | أظن أنك سمعت أن آمبر, تلك العاهرة الصغيرة في الطابق العلوي و حبيبها سرقوا من السيد زي |
| Artık bunun erkek arkadaşı hakkında olmadığını hissetmeye başladım. | Open Subtitles | لم اشعر أبدأ بأنها تدور حول خليلها مطلقا |
| Tamam, tamam, yani bu ikisi en iyi arkadaşlar ve o da erkek arkadaşı. | Open Subtitles | حسناً, حسناً, هاتانصديقتانالمفضلتان, و هو خليلها |
| Ne olmuş yani senle tanışmadan önce bir erkek arkadaşı olduysa? | Open Subtitles | صديق حميم قبل أن تقابلك؟ ليس صديق حميم, بل خطيب |
| O senin için fazla kadınsı, ve erkek arkadaşı var. | Open Subtitles | إنها إمرأة متعبه بالنسبة لك و لديها عشيق |
| Çünkü kocası burada değil. Bu şanslı adam erkek arkadaşı. | Open Subtitles | لأن زوجها ليس هنا سعيد الحظ هذا يكون عشيقها |
| erkek arkadaşı değilim. erkek arkadaşı olmak istiyorum. | Open Subtitles | لست صديقها الحميم، أريد أن أكون صديقها الحميم |
| O ve iki erkek arkadaşı akşam yemeğe geliyorlar. | Open Subtitles | هي وصديقها ورجلان آخران سيأتيان الليلة للعشاء |
| Neyse, umarım erkek arkadaşı bu gece burada değildir. | Open Subtitles | على كل حال ، أتمنى ألا يكون حبيبه هنا الليلة |
| erkek arkadaşı kurşun yedi. Lt cadı için yapılmıştı. | Open Subtitles | الصديق الحميم أصيب بالرصاصة إنها كانت مقدرة للساحرة |
| Grey, masadaki hasta annemin erkek arkadaşı. | Open Subtitles | غراي ، المريض الذي على طاولتك هو صديق والتي |
| Evet, ortadaki, erkek arkadaşı tarafından terk edildi. | Open Subtitles | اجل, فتلك الجالسة في المنتصف, تركها صديقه الحميم, |
| Fakat bilmeni isterim ki, kızın yoldan çıkmış ve keş erkek arkadaşı, benim suçum değil. | Open Subtitles | لكنها ليست مشكلتي أنها تحتفظ بصديق مدمن ورصيدها الإئتماني سيء وتميل للمشردين. |
| Onun da erkek arkadaşı vardı, o yüzden sorun yoktu. | Open Subtitles | هي كانت تملك حبيبا, فكان كل شي على مايرام |