| Evet, erkek arkadaşın seni aldattı. Evet, Meksika'da az kalsın ölüyordun. | Open Subtitles | لذا فقد خدعك صديقك وانت تقريبا اوشكتي علي الموت في المكسيك.. |
| Şey, ben sadece biraz şans erkek arkadaşın vermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | حسناً ، كنت أحاول . أن أعطي صديقك حظاً صغيراً |
| Bu yüzden tekrar erkek arkadaşın olmamı istemezsin değil mi? | Open Subtitles | مع هذا لن تطلبي مني ابدا ان اصبح حبيبك صحيح؟ |
| Noelle, en iyi erkek arkadaşın bilir diye mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | نويل, هل تعتقدين أن خليلك يعلم ما هو الأفضل ؟ |
| Kibarca bir yerden başlayabilirsin. Bana bir erkek arkadaşın olduğunu söyleyerek başlayabilirdin. | Open Subtitles | كنتي تستطيعين كسرها بلطف امامي عندما تقولين لي بان لديك حبيب |
| Hayır, bence bunu sana erkek arkadaşın söyledi, değil mi? | Open Subtitles | كلا، أعتقد أن صديقكِ هو من أخبركِ بذلك أليس كذلك؟ |
| Senin bir erkek arkadaşın olmasını sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ الإنتِظار حتى تُصبحُ خليل. |
| Öküz erkek arkadaşın seni galaya davet etmediği için keyfin yok. | Open Subtitles | أنتِ في مزاج سيء لأن خليلكِ الأحمق لم يقم بدعوتك للحفل. |
| Biliyormusun? her şey sen ve senin erkek arkadaşın değil. | Open Subtitles | أتعلمين، ليس كل شيء يجب أن افعله معك ومع صديقك. |
| Küçük erkek arkadaşın şehre gelip seninle... ve annenle yaşamaya başlamadı mı? | Open Subtitles | ألم يعد صديقك إلى البلدة و انتقل للاقامة معكِ و مع والدتكِ؟ |
| Betty, o eski erkek arkadaşın şu anki erkek arkadaşın benim. | Open Subtitles | لا بيتي لا تستطيعين الذهاب هو صديقك السابق وأنا صديقكِ الحالس |
| Bakıyorum da erkek arkadaşın son moda takip cihazıyla hava atmıyor artık. | Open Subtitles | أرى أن صديقك لم يعد يضع أخر أزياء في تقنية أجهزة المراقبة |
| Anlaşılan erkek arkadaşın aynı anda her yerde birden olabiliyormuş. | Open Subtitles | اتضح أن بإمكان حبيبك التواجد بكل مكان في نفس الوقت |
| O senin erkek arkadaşın, Aria. Yavru bir sincap değil. | Open Subtitles | حسناً انهو حبيبك , اريا , هو ليس طفل السنجاب |
| Ben senin erkek arkadaşın olsaydım... senin için modellikten vazgeçerdim ve sonra tekrar kabul ederdim ki sonra tekrar vazgeçeyim. | Open Subtitles | لو كنت أنا خليلك لكنت تخليت عن عرض الأزياء من أجلك وبعدها أحصل عليه مجددا فقط كي أتمكن من التخلي عنه مجددا |
| Birisi herkesin senin erkek arkadaşın olduğunu bilmesini istiyor. | Open Subtitles | شخص ما يريد الناس أن تعرف بأن لديك حبيب. |
| O kadar yıl boyunca erkek arkadaşın olmadı, her dakikanı bu adamla geçiriyorsun. | Open Subtitles | طوال هذه السنوات لم يكن لديكِ خليل , وتقضين كل وقتكِ معه |
| Ben erkek arkadaşın nasılmış bi bakıcam. Gelirim hemen | Open Subtitles | سأذهب لأرى كيف حالك خليلكِ سأعود في الحال |
| Benim anladığım, eski erkek arkadaşın Wes Perkins'ten saklanıyor olduğun. | Open Subtitles | مما فهمته هو أنكِ تختبئين من عشيقك السابق ويس بيركنس |
| Takımdan biri bana senin erkek arkadaşın olup olmadığını sordu çünkü o- | Open Subtitles | سأل شخص من فريق المصارعة ما إذا كان لديكِ صديق حميم لأنه |
| Uh, pekala, o gerzek, yani erkek arkadaşın. | Open Subtitles | حسناً, أنتِ تافهة, لأنه حبيبكِ في النهاية. |
| Beni dinle. Birlikte dansa gidemeyeceksen erkek arkadaşın olsa ne yazar? | Open Subtitles | ليس هناك هدف من إمتلاك عشيق إذا لم يذهب إلى الرقص معك |
| Ama erkek arkadaşın bir polis öldürdü. Ve sen yerini biliyorsun. | Open Subtitles | صديقها قتلوا مجرد شرطي وأنت تعرف أين هو. |
| - Belgeyi istiyorum yoksa erkek arkadaşın da ölü bir zenci uyuşturucu satıcısı olacak! | Open Subtitles | - ماذا ؟ - أريد العقد أو سيصبح عشيقكِ هذا |
| Senin de pek mücadele ettiğin söylenemez. Babana erkek arkadaşın olduğumu bile söyleyemedin. | Open Subtitles | لا اراك تكافحين بشده لا اراك تقولين لوالدك انى رفيقك |
| Belki sen ve erkek arkadaşın veya eşin beraber yapabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما هناك شئ تريدين انت وصديقك أو زوجك تفعلانه معا |