| Eğer onlardan biri patlarsa, güvertede delik açılır. Dikkat et. | Open Subtitles | تبلغ فجوة تحدث إحداها انفجرت إن حذراً كن السفينة، سطح |
| Toplum olarak 50'li yıllarda olduğundan, iki katı fazla et tüketmekteyiz. | TED | نحن كمجتمع نأكل ضعفين من اللحوم مما كنا عليه خلال الخمسينيات. |
| Lanet paranı al... ..bu zenciyi vur ve s.kilmiş hayatına devam et! | Open Subtitles | خذ نقودك اللعينة و قم بقتل هذا الحقير و استمر بحياتك البائسة |
| Bu yüzden önümüzdeki birkaç saati nasıl geçireceğine çok dikkat et. | Open Subtitles | .. اذا كوني حذرة جداً في طريقة اللعب الساعات القليلة القادمة |
| Elini kaldır ve tekrar et, ´Artık hiçbir insanı öldürmeyeceğime yemin ederim.´ | Open Subtitles | فقد ارفع يدك الى اعلى و قل اقسم بالا اقتل اي احد |
| Aslında, bu topları neden çorbanın içine koyuyoruz, içlerinde zaten et yok mu? | TED | في الواقع، لماذا نضع هذه الكرات في الحساء، هناك لحوم على أية حال؟ |
| Hey kaptan, ona daha fazla yanaşamıyorum. Hadi devam et. | Open Subtitles | كابتن نحن نقترب كن على مسافة تمكنك من معرفة وجهتهم |
| Acele et ve itibarını daha da artır ki işimiz daha kolay olsun. | Open Subtitles | أسرع و كن شخصا مهما في الجيش حتى تقدم لنا المزيد من الدعم |
| Çok dikkat et, oğlum. Git o kanı falan iç. | Open Subtitles | كن حذراً يا رجل اشرب هذه الدماء أو ما شبه |
| Beni politik açıdan yanlış bir parça et için mi ektin? | Open Subtitles | أنت فجر لي من أجل قطعة من اللحوم غير صحيح سياسيا؟ |
| O Çinliye söyle, et dolabına bakmak istediğimde, iş birliği yapsın! | Open Subtitles | أخبر ذلك الصيني عندما أريد إلحاقه بمخازن اللحوم فيجدر عليه التعاون |
| Ve elbette et ve özellikle bozulmuş et dışarıda kalırsa toksik hale gelir. | Open Subtitles | وبالطبع من لحوم اللحوم الفاسدة وعندما تنتهى صلاحيتها . يمكن ان تكون سامة |
| Ayırabileceğiniz et ve parçacıkları ayırın daha sonra da onları sıvıda bekleterek yumuşatın. | Open Subtitles | قم بإزالة أية جزيئات لحمية قدر ما تستطيع و من ثم قم يتطريته |
| İhtiyacı olan başka birine yardım et ve ödeşmiş sayılalım. | Open Subtitles | قم بمساعدة من هم بأمس الحاجة لها، وكذلك سنكون نحن |
| Ama dikkatli et ve bir şeye dokunayım deme olur mu? | Open Subtitles | لكن كوني حذرة و احرصي أن لا تلمسي أي شيء، موافقة |
| Dosyasını yok et. FBI'ın O'nu reddetmesini sağla. Bu yüzden tutuklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | قل للمباحث الفيدرالية أن تتبرّأ منها، أريدها أن تُعتقل من أجل ذلك |
| Aslında şu anda et olarak tükettiğimiz her şeyle makayese edilebilir durumda. | TED | في الواقع، انها بالمقارنة لكل ما نأكل من لحوم في هذه اللحظة. |
| Fred, yapabildiğin kadar çabuk kasabaya git. Singapur'da Joyce'a telefon et. | Open Subtitles | فريد, اذهب الى القرية بأسرع ما يمكنك, واتصل بجويسى فى سنغافورة |
| Bizi, mutlaka öldürmeye çalışacaklardır. Ateş et, sakın tereddüt etme. | Open Subtitles | إنهم سيحاولون ويقتلونا، لذا قومي أأنتِ بإطلاق الطلقة، ولا تترددي |
| Temiz kesmeye dikkat et, tamam mı? | Open Subtitles | كُن متأكداً من نظافة المكان حقاً حين تقطع, حسناً؟ |
| Evet, şu mini-buzdolabını güvenlik görevlisine görünmeden geçirmeme yardım et. | Open Subtitles | أجل، ساعدني على تهريب هذا البراد الصغير من رجال الأمن |
| Bana oğlunun ne anlattığını söyle. Devam et. Ne anlattığını söyle. | Open Subtitles | قولي لي مالّذي يقوله ابنكِ تفضّلي قولي مالذي قاله |
| Geri döndüğünde burada olacağım, söz. Git ve Sheldon'a yardım et. | Open Subtitles | أعدك بأني سأكون هنا عندما تعود فقط إذهب الآن لمساعدة شيلدون |
| Evde çürümüş et kokusu gibi korkunç bir koku var. | Open Subtitles | فكانت هُناك رائحة كريهة أشبه باللحم الميت حول أرجاء المنزل. |
| Gitmeye kalkarsa bir kez ateş et. Parayı almaya kalkarsa iki kez. | Open Subtitles | لو حاول الرحيل، اطلق النار مرة لو أخذ النقود اطلق النار مرتين |