"etrafım" - Translation from Turkish to Arabic

    • محاط
        
    • محاطة
        
    • مُحاط
        
    • محاطٌ
        
    etrafım embesillerle çevrili. Her şeyi kendim mi yapmak zorundayım? Open Subtitles .إنّي محاط بالبلهاء هل عليّ ان أفعل كل شيء بنفسي؟
    etrafım koduğumun genelkurmay başkanlarıyla çevriliyken size gizli mesaj falan atamam! Open Subtitles لا أستطيع إرسال الرسائل بينما أنا محاط بقادة هيئة الأركان المشتركة.
    etrafım aptal steno dolu. Dolma kalem getiriyorum. Open Subtitles أنا محاط بجماعة من العجزة كتبة الاختزال العقيمون الأغبياء
    etrafım gösterişli, çekici ve nazik saray efendileri tarafından sarılmıştı. Open Subtitles وكنت محاطة برجال الحاشية الفرنسية الرائعون
    etrafım yeteneksizlerle çevrili. Open Subtitles عديمة الكفائة ، انا محاطة بعديمي الكفائة
    Beş yıldır etrafım saplarla çevriliydi. Open Subtitles كلا، أخرجوني. ظللت مُحاط برجال طيلة 5 سنوات.
    etrafım zorunluluklarımın farkında olmayan budalalarla çevrili. Open Subtitles انا محاط بمجوعه من الاغبياء الذين لا يقدروا التزامتي
    Şimdi beni görebilseydin etrafım cesur askerlerimizle sarılı hepsi benim adamım ve onları seviyorum. Open Subtitles يجب أن تشاهدينى الان اجلس محاط من قبل هؤلاء الرجال المخلصين لوطننا رجالى
    etrafım robotlar, canavarlar ve yaşlı insanlarla sarılmış olsa da kendimi hiç bu kadar evimde hissetmemiştim. Open Subtitles وحتى مع أنني محاط بالرجال الآليين والوحوش والمسنين فلم أشعر يوماً وكأنني بعيد عن المنزل
    Aman ne güzel. etrafım büyük adamlarla çevrili. Open Subtitles أوه، حسنا، من اللّطيف لذا أن يكون محاط من قبل العديد من الرجال العظماء.
    Yaptığım şeyin yanlış olduğunu biliyordum öğrendiğim ve çocuklarıma öğrettiğim tüm ilkelere aykırı bir şeydi ama yabancı bir mekânda, etrafım yabancı insanlarla doluydu. Open Subtitles علمت بان ما أفعله كان خاطئًا.. ضد كل ما تعلمته وكل ما علمته أطفالي ولكنني كنت محاط بغرباء لا أعرفهم وبمكان لا أعرفه
    Eğer, bu işi benden çalmak isteyen gangısterler çocukları, korkutmuş olmasaydım etrafım onlar tarafından kuşatılmış oldurdu. Open Subtitles انا محاط بفتية موهوبين قد يسرقون هذا العمل في لمحة ان لم يكونوا خائفين مني
    Endişelenme, eğer afallarsam etrafım erteleyen kişilerle dolu. Open Subtitles لا تقلقي، إذا تحيرت في شيء، أنا محاط بالمماطلين.
    etrafım generallerle doluyken size gizli mesaj falan gönderemem ki. Open Subtitles لا أستطيع إرسال الرسائل بينما أنا محاط بقادة هيئة الأركان المشتركة.
    Tanrım, etrafım yeni ilişkiler ve mutluluklarla dolu. Open Subtitles يا الهي انا محاط بعلاقات جديدة هنا والسعادة, مقرف
    Ve bunun yerine, etrafım arkadaşlarımla sarılı bir şekilde, dışarı çıkıyorum. Open Subtitles وبدلاً من ذلك، سأخرج الليلة، محاطة بالاصدقاء
    etrafım işimi daha iyi yapabileceğini düşünen insanlarla çevrili olduğunun farkındayım. Open Subtitles أنا مدركة أنني محاطة بأناس يشعرون بأن بوسعهم أداء العمل بشكل أفضل.
    Şanslıyım ki etrafım bu kadar aptallarla çevrili. Open Subtitles من حسن حظي أني محاطة بهكذا غباء.
    etrafım fanatik bir kalabalıkla çevrili onlar sorunların bir darbede çözüleceğini düşünüyorlar ve onları hiç bir şey durduramaz. Open Subtitles لكني مُحاط من قِبل حشد متعصبون في رأيهم، كل المشاكل يمكن أن تُحل في ضربة واحدة ولن يتوقفوا عند أي شيء
    etrafım salaklarla çevrili. Bulabildiğim tüm yardımı almalıyım. Yardımcı olmadığını biliyorsun. Open Subtitles إنّي مُحاط بالحمقى، وأحتاج إلى كلّ عونٍ يسعني نيله.
    etrafım acemilerle dolu. Open Subtitles لإبراز أدائي المفعم بالحيوية أنا محاطٌ بهواة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more