"güneşin" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشمس
        
    • للشمس
        
    • الشمسِ
        
    • بالشمس
        
    • الشموس
        
    • الشروق
        
    • والشمس
        
    • يخبو
        
    • شمسية
        
    • الشمسية
        
    • الشمسَ
        
    • الشمسُ
        
    • شمسنا
        
    • لنشهد
        
    • شمسهم
        
    Gerçekten vücudunuzun içinde güneşin sıcaklığını veya radyoaktif nükleer santral istiyor musunuz? TED وهل تحتاج حقاً إلى حرارة الشمس أو محطة نووية مشعة داخل جسمك؟
    güneşin içinden çıkıp seni tekrar beni beklerken bulmak istiyorum. Open Subtitles اريد ان امشى الى الخارج فى الشمس مجددآ واجدك منتظرآ
    Vücudumuzda tek bir atom yok, güneşin ocaklarında da dövülmedi. Open Subtitles لا توجد ذرة في جسدنا.. ليس للشمس دور في وجودها
    Ve güneşin altında şapkasız beklediğim için burnum kıpkırmızı. Open Subtitles وأنا أَعرف بأنّ أنفي أحمر من الإنتظار في الشمسِ بدون قبعة على
    güneşten gerçekten keyif almalarını sağlayabilirler güneşin iyi tarafını. Ve güneşten keyif almak TED بالاستمتاع بضوء الشمس بالجزء الجيد من الشمس والاستمتاع بالشمس
    Bütün gün, güneşin altında, susuz nasıl yürüyebiliyor bu adam, hayret ediyorum. Open Subtitles ما يحيرنى هو كيف يمكنه التحرك طوال النهار تحت الشمس بدون ماء
    Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. Open Subtitles موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا
    Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. Open Subtitles موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا
    Bir köşebaşında güneşin altında duran bir yabancı görüyor... ve ona yaklaşıp dudaklarından öpüyor, bu hiç tanımadığı adamı. Open Subtitles ثم ترى رجلاً غريباً يقف تحت أشعة الشمس في نهاية طرف الشارع ثم تذهب إليه لتُقبله. ذلك الشخص الغريب.
    güneşin bir dakikadan daha kısa sürede geçişi çok tuhaftı. Open Subtitles انا كنت منزعج لرؤيت الشمس تقل فى اقل من دقيقة
    Ve her zaman güneşi çok sevdiğini söyleyen Leydi Boynton orada güneşin altında kavrularak ölüyor ve hiçbir şey söyleyemiyordu. Open Subtitles والسيدة بوينتون ، التي أعلنت بنفسها إنها محبة للشمس كانت الان تحمص حتى الموت و لم تستطع أن تنبس بشفة
    Sadece tamamıyla örtülmüş bu durumdayken güneşin saklı harikası ortaya çıkmaktadır. Open Subtitles والآن فقط ، وخلال هذا كله , كُشفت الأعجوبة الخفية للشمس
    Gelemem, cildimi güneşin etkilerine karşı koruyan bir tedavi alıyorum. Open Subtitles لا أستطيع ، أنا آخذ دواءً يجعل جلدي حساساً للشمس
    Kovboy güneşin batışına doğru atını sürmeye devam mı ediyor? Open Subtitles يَغادر راعيَ البقر بعيداً إلى مكانِ جلوس الشمسِ ؟
    Ve yaşam, güneşin ulaşamadığı 1500 metre derinlikteki sönmüş bir volkana uzanır. Open Subtitles رغم بإِنَّهُ جميعاً يَتفتّحُ على بركان خامدِ a ميل تحت وصولِ الشمسِ.
    Öyleyse bu teorem doğruysa, demek ki uzayda ışık güneşin yanından geçerken bükülmüş olabilirdi. TED فاذا كانت هذه النظرية صحيحة فهذا يعني أنه عند مرور الضوء بالشمس لابد و أن ينثني حولها
    Bulutların ötesinde geniş bir evren bizi bekliyor milyonlarca güneşin aydınlattığı bilinmeyen ve üzerinde yaşanmayan dünyalarıyla. Open Subtitles وراء السحب هناك كون واسع ملايين الشموس تشرق عوالم مجهولة تحفظ العديد من الناس
    güneşin ve ayın ışığına karşı verilen nörolojik bir tepkiymiş. Open Subtitles أنه يتعلق بردة فعل عصبية تحاه نور الشروق وضوء القمر
    Doktor bir ay için içkinin ve güneşin iyi geleceğini söyledi. Open Subtitles بعد شهر من النبيذ والشمس هو ما وصفه له الطبيب بالضبط
    güneşin son ışıkları kayaları ısıtırken Open Subtitles ? حين يخبو عن الصخر آخر لامع ?
    SD: Sonuçlar şunu gösterdi ki daha önce gördüğümüz M87'deki kara delik altı buçuk milyar güneşin kütlesine sahip. TED ش.د: لقد اتضح أن الثقب الأسود في المجرة مسييه 87، الذي شاهدناه سابقًا، ذو 6,5 مليار كتلة شمسية.
    güneşin maliyeti geçen sene yüzde 50 düştü. TED تكلفة الطاقة الشمسية انخفضت 50 بالمئة منذ السنة الماضية.
    güneşin hala her akşamüstü battığını farz ediyorum. Open Subtitles أَفترضُ الشمسَ ما زالَتْ تَضِعُ كُلَّ مَسَاءٍ.
    Bu kurban töreni olmadığı takdirde, güneşin gökyüzünden aşağıya düşeceğine ve dünyanın sonunun geleceğine inanırlardı. Open Subtitles كانَ أولئكَ الناس مُقتنعين أنهُ بدون هذهِ الأُضحية ستقعُ الشمسُ من السماء و ينتهي العالَم
    Galaksimize dışarıdan bakabilseydik ve güneşin bulunduğu yere zumlasaydık yıldızların gerçek haritasını görürdük. TED حسنا, إذا كنا قادرين على رؤية مجرتنا من الخارج ثم تكبيرالمشهد نحو شمسنا سنرى خريطة حقيقية للنجوم
    Güneş iki saat içinde doğacak... ve hepimiz birlikte güneşin doğuşunu izleyeceğiz. Open Subtitles ستشرق الشمس بعد ثلاث ساعات و سنكون كلنا هنا لنشهد هذا
    Önünde sonunda senin de güneşin batacak. Her saatini sihirli saatinmiş gibi yaşa. Open Subtitles و هم يعلمون أن في النهاية شمسهم سوف تغرب و تجعل ساعتهم ساعة سحرية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more