"geçirdiği" - Translation from Turkish to Arabic

    • قضاه
        
    • قضى
        
    • يقضي
        
    • قضاها
        
    • قضتها
        
    • قضت
        
    • أمضت
        
    • الذي تقضيه
        
    • الذي يقضيه
        
    • المُضيّف
        
    Havuzda su terapistimiz ile geçirdiği zaman kasılma nöbetlerini hafifletti ve daha rahat uyumasını sağladı. TED فالوقت الذي قضاه في بركة السباحة مع معالجينا المائيين قلّصت من التشنجات التي عانى منها، وساعدته على النوم ليلًا.
    Sonunda 32 yaşına geldiğinde hücrede geçirdiği süre tüm temyiz çabalarının tükendiği annesinin evinde geçirdiğinden fazlaydı. Open Subtitles أخيراً, عندما أصبح بعمر 32 وقد قضى عمراً أطول في العنبر مما قضاه في بيت أمه، وجميع استئنافاته انتهت.
    Yazarın çocukluğunu geçirdiği Aracataca'daki küçük evleri Macondo'nun ana ilham kaynağını oluşturdu. TED منزلهم الصغير في أراكاتكا حيث قضى المؤلف طفولته شكّل الإلهام الرئيسي لماكوندو.
    Söyleyin, çocuğun hafta sonlarını... evde tek başına geçirdiği doğru mu? Open Subtitles اخبريني .. هل أحيانا يقضي في البيت عطل نهاية الإسبوع وحده؟
    Bir insanın uzayda kesintisiz olarak geçirdiği en uzun süre 12-14 ay dolaylarında. TED فأطول مدة قضاها الإنسان في الفضاء هي حوالي 12 و14 شهراً.
    Kocasıyla geçirdiği yılları asla silip atamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أبداً أن تنسيها السنوات التي قضتها مع زوجها
    Yerkürenin geçirdiği ani değişimler... tükenmelerine yol açmış olmasaydı, bu gezegende... insanlar değil de Raptorlar egemen tür olabilirdi. Open Subtitles لولا الجوارح التى قضت عليها كان ممكنا جدا أن تصبح الرابتور بدلا عن البشر النوع المسيطر على الكوكب
    Tamam, o geçirdiği hayatı hoş erkek, sadece sonunda onlar tarafından ihanet edilecek. Open Subtitles حسناً ، لقد أمضت حياتها في إرضاء الرجال كي تخان من قبلهم في النهاية
    Baba oğul olarak geçirdiği tek zamanı Etruryalı bir çocuğun 2000 yıllık iskeletiyle geçirdi. Open Subtitles الوقت الوحيد الذي قضاه بين الأباء والأبناء كان مع هيكل عظمي لطفل من أرتيريا عمرة 2000 سنة
    Hapiste geçirdiği zaman için avukatını suçlayan ve intikam isteyen eski bir müvekkil olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون عميل قديم، يلوم محاميه من أجل وقت الذي قضاه في السجن, يريد الأنتقام
    Hastanede geçirdiği her ay için bir tane. Open Subtitles .واحد من أجل كل شهر قضاه متألماً في الفراش
    Serbest bırakılması gerekirken içeride geçirdiği zamanı da göz önünde bulundurursak hafif suçlar cezaevine gönderilmemesi için bir sebep göremiyorum. Open Subtitles لا أرى سببًا لعدم وضعه في منشأة في انتظار بيان بشأن الوقت الذي قضاه.
    Davayı düşünmeden geçirdiği tek bir dakikası bile olmuyordu. Kendi açtığı davadan sadece birkaç gün önce bir sabah acı içerisinde uyandı ve stres kaynaklı bir kalp krizi sebebiyle hayatını kaybetti. TED قضى كل وقته بالتفكير فيها و قبل ايام من موعده مع المحكمة استيقظ في الصباح بألم شديد ومات بنوبة قلبية جراء الضغط النفسي
    Gerçekten o kadar korunmuştu ki, garip bir şekilde, işlerden arta kalan zamanında, korunmasız kalabileceği tek yer bir hayli zaman geçirdiği haremiydi. Open Subtitles ولذا فكانت حقيقة أنه كان محميا بشدة لعبت دورا بطريقة ما لتعرضه لتأثير رفيقاته الاتى قضى وقتا أطول معهن
    Oyunun çoğunu iç dünyasıyla yüzleşerek geçirdiği için ardında bıraktığı yıkımı çoğu zaman görmüyor. TED وبما أنه يقضي وقت طويلا من المسرحية في مواجهة نفسه فإنه غالباً ما يفشل في رؤية الدمار الذي يخلفه ذلك
    Kız arkadaşınla vakit geçirdiği için bir sorunun varsa nefretini bana kusma, adamım. Open Subtitles إن كنت غاضباً لأنه يقضي وقتاً طويلاً مع فتاتك
    Hapiste geçirdiği onca zaman beynini sulandırmış olmalı. Open Subtitles لابد ان تلك الفترة التى قضاها بالسجن قد أثرت على عقلة
    Seninle geçirdiği günler için kardeşimi kıskanıyorum. Open Subtitles إنّني أحسد أخي على الأيام التي قضاها معكِ.
    Seninle geçirdiği bütün o yılları fırlatıp atmak istedin. Open Subtitles لقد اردتى ان ترمى كل هذه السنوات التى قضتها معكِ
    O gece olan her kötü şeye rağmen, aslında tam olarak kız yurdumuzun geçirdiği en güzel geceydi. Open Subtitles على الرغم من كل الأمور السيئة فالليلة كانت في الواقع إحدى أجمل الليالي التي قضتها أخويتنا.
    Eğer Trudy insanlarla, bitkilerle geçirdiği zaman kadar zaman geçirse, belki de gerçek bir insanlar bir randevuya çıkabilir. Open Subtitles إذا قضت ترودي مع الناس نفس الوقت الذي تقضيه مع نباتاتها ربما ستحصل على موعد مع رجل حقيقي بين الحين والآخر
    Demek Sarah Connor'ın 3 yılını geçirdiği oda burası? Open Subtitles إذاً هنا حيث أمضت سارة 3 سنوات من حياتها
    Evde geçirdiği süreyi ölçtüğünü biliyoruz. Open Subtitles نحن نعلم أنه ينظم الوقت الذي يقضيه في كل منزل
    Birini ele geçirmiş olan ruh eğer bu kutuya bakarsa, ele geçirdiği bedenden sıyrılır. Open Subtitles عندما تُحتجز الروح المتملكة داخل هذا الصندوق, سيتم إنتزاعها من الجسد المُضيّف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more