Havuzda su terapistimiz ile geçirdiği zaman kasılma nöbetlerini hafifletti ve daha rahat uyumasını sağladı. | TED | فالوقت الذي قضاه في بركة السباحة مع معالجينا المائيين قلّصت من التشنجات التي عانى منها، وساعدته على النوم ليلًا. |
Sonunda 32 yaşına geldiğinde hücrede geçirdiği süre tüm temyiz çabalarının tükendiği annesinin evinde geçirdiğinden fazlaydı. | Open Subtitles | أخيراً, عندما أصبح بعمر 32 وقد قضى عمراً أطول في العنبر مما قضاه في بيت أمه، وجميع استئنافاته انتهت. |
Yazarın çocukluğunu geçirdiği Aracataca'daki küçük evleri Macondo'nun ana ilham kaynağını oluşturdu. | TED | منزلهم الصغير في أراكاتكا حيث قضى المؤلف طفولته شكّل الإلهام الرئيسي لماكوندو. |
Söyleyin, çocuğun hafta sonlarını... evde tek başına geçirdiği doğru mu? | Open Subtitles | اخبريني .. هل أحيانا يقضي في البيت عطل نهاية الإسبوع وحده؟ |
Bir insanın uzayda kesintisiz olarak geçirdiği en uzun süre 12-14 ay dolaylarında. | TED | فأطول مدة قضاها الإنسان في الفضاء هي حوالي 12 و14 شهراً. |
Kocasıyla geçirdiği yılları asla silip atamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أبداً أن تنسيها السنوات التي قضتها مع زوجها |
Yerkürenin geçirdiği ani değişimler... tükenmelerine yol açmış olmasaydı, bu gezegende... insanlar değil de Raptorlar egemen tür olabilirdi. | Open Subtitles | لولا الجوارح التى قضت عليها كان ممكنا جدا أن تصبح الرابتور بدلا عن البشر النوع المسيطر على الكوكب |
Tamam, o geçirdiği hayatı hoş erkek, sadece sonunda onlar tarafından ihanet edilecek. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أمضت حياتها في إرضاء الرجال كي تخان من قبلهم في النهاية |
Baba oğul olarak geçirdiği tek zamanı Etruryalı bir çocuğun 2000 yıllık iskeletiyle geçirdi. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي قضاه بين الأباء والأبناء كان مع هيكل عظمي لطفل من أرتيريا عمرة 2000 سنة |
Hapiste geçirdiği zaman için avukatını suçlayan ve intikam isteyen eski bir müvekkil olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون عميل قديم، يلوم محاميه من أجل وقت الذي قضاه في السجن, يريد الأنتقام |
Hastanede geçirdiği her ay için bir tane. | Open Subtitles | .واحد من أجل كل شهر قضاه متألماً في الفراش |
Serbest bırakılması gerekirken içeride geçirdiği zamanı da göz önünde bulundurursak hafif suçlar cezaevine gönderilmemesi için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى سببًا لعدم وضعه في منشأة في انتظار بيان بشأن الوقت الذي قضاه. |
Davayı düşünmeden geçirdiği tek bir dakikası bile olmuyordu. Kendi açtığı davadan sadece birkaç gün önce bir sabah acı içerisinde uyandı ve stres kaynaklı bir kalp krizi sebebiyle hayatını kaybetti. | TED | قضى كل وقته بالتفكير فيها و قبل ايام من موعده مع المحكمة استيقظ في الصباح بألم شديد ومات بنوبة قلبية جراء الضغط النفسي |
Gerçekten o kadar korunmuştu ki, garip bir şekilde, işlerden arta kalan zamanında, korunmasız kalabileceği tek yer bir hayli zaman geçirdiği haremiydi. | Open Subtitles | ولذا فكانت حقيقة أنه كان محميا بشدة لعبت دورا بطريقة ما لتعرضه لتأثير رفيقاته الاتى قضى وقتا أطول معهن |
Oyunun çoğunu iç dünyasıyla yüzleşerek geçirdiği için ardında bıraktığı yıkımı çoğu zaman görmüyor. | TED | وبما أنه يقضي وقت طويلا من المسرحية في مواجهة نفسه فإنه غالباً ما يفشل في رؤية الدمار الذي يخلفه ذلك |
Kız arkadaşınla vakit geçirdiği için bir sorunun varsa nefretini bana kusma, adamım. | Open Subtitles | إن كنت غاضباً لأنه يقضي وقتاً طويلاً مع فتاتك |
Hapiste geçirdiği onca zaman beynini sulandırmış olmalı. | Open Subtitles | لابد ان تلك الفترة التى قضاها بالسجن قد أثرت على عقلة |
Seninle geçirdiği günler için kardeşimi kıskanıyorum. | Open Subtitles | إنّني أحسد أخي على الأيام التي قضاها معكِ. |
Seninle geçirdiği bütün o yılları fırlatıp atmak istedin. | Open Subtitles | لقد اردتى ان ترمى كل هذه السنوات التى قضتها معكِ |
O gece olan her kötü şeye rağmen, aslında tam olarak kız yurdumuzun geçirdiği en güzel geceydi. | Open Subtitles | على الرغم من كل الأمور السيئة فالليلة كانت في الواقع إحدى أجمل الليالي التي قضتها أخويتنا. |
Eğer Trudy insanlarla, bitkilerle geçirdiği zaman kadar zaman geçirse, belki de gerçek bir insanlar bir randevuya çıkabilir. | Open Subtitles | إذا قضت ترودي مع الناس نفس الوقت الذي تقضيه مع نباتاتها ربما ستحصل على موعد مع رجل حقيقي بين الحين والآخر |
Demek Sarah Connor'ın 3 yılını geçirdiği oda burası? | Open Subtitles | إذاً هنا حيث أمضت سارة 3 سنوات من حياتها |
Evde geçirdiği süreyi ölçtüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنه ينظم الوقت الذي يقضيه في كل منزل |
Birini ele geçirmiş olan ruh eğer bu kutuya bakarsa, ele geçirdiği bedenden sıyrılır. | Open Subtitles | عندما تُحتجز الروح المتملكة داخل هذا الصندوق, سيتم إنتزاعها من الجسد المُضيّف |