| İnsanlar geldiğine sevinir. Güven duyarlar. | Open Subtitles | . و الناس سعداء بقدومك و الشعور بالآمان يكتنفهم |
| Teşekkürler. geldiğine inanamıyorum. Bu gerçekten de çok hoş. | Open Subtitles | أشكرك, لا أصدّق أنّك أتيتِ هذا رائع حقاً. |
| Ayrıca, geri geldiğine göre, Puja burada mutlu olamaz. | Open Subtitles | في الحقيقة، الآن بمجيئك ، بووجا لَنْ تَكُونَ سعيدَة هنا، هل انت سعيدة بووجا؟ |
| geldiğine sevindim. Tavsiyene ihtiyacım var. | Open Subtitles | مرحبا، أنا مسرور لقدومك أحتاج للكلام معك |
| Bana geldiğine göre iyi bilmelisin ki hızlı davranırım ve hızlı davranınca kahrolası bir çekiç gibi parçalarım. | Open Subtitles | لقد اتيت لي وانت تعلم أنا سريع الحركة وعندما أتحرك أدمر كمطرقة ملعونة |
| geldiğine çok sevindim. Nihayet şu fotoğrafları düzenleyebiliriz. | Open Subtitles | انا سعيدة لمجيئك اخيرا سنتمكن اخيرا من تنظيم هذه الصور |
| Ama buraya geldiğine göre bunu bir yere bağlamaya çalışabiliriz. | Open Subtitles | ولكن، بما أنكِ جئتِ ...ربما نستطيع العمل على الختام... |
| Onları kölelikten kurtaracak bir kurtarıcının geldiğine inanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن رسولا قد حضر ليخرجهم من عبوديتهم |
| Bana geldiğine memnunum ama bir kaç hücre ile yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أنا سعيد بقدومك إلي، لكن لا حيلة بيدي مع خلايا قليلة. |
| Jack, geldiğine sevindim. Bill, merhaba. | Open Subtitles | أنا سعيد بقدومك يا جاك بيل أهلاً |
| Bana geldiğine göre esaslı bir yardım olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها مهمّة ما دمت أتيتِ إليّ. |
| Buraya benimle geldiğine göre güvenmelisin. | Open Subtitles | لا بد أنك تثقين به لإنكِ أتيتِ معي |
| geldiğine sevindim. Seninle konuşmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | سررت بمجيئك لدي شيء أريد التحدث إليك بشأنه |
| geldiğine sevinmedin mi Clark? Acayip eğleneceğiz. | Open Subtitles | ألست مسروراً بمجيئك سوف نتسلى كثيراً |
| Maaşı konuşalım mı? Koca Anne, geldiğine çok sevindim. | Open Subtitles | أيتها الجدة الكبيرة أنا مسرورة جداً لقدومك اقصد هل يمكنك تخيل أنني ربما أوظف إحدى هؤلاء السيدات ؟ |
| - Güzelim, geldiğine o kadar sevindim ki. | Open Subtitles | عزيزتي, أنا سعيدة جداً لقدومك إلينا |
| Bana geldiğine göre iyi bilmelisin ki hızlı davranırım ve hızlı davranınca kahrolası bir çekiç gibi parçalarım. | Open Subtitles | لقد اتيت لي وانت تعلم أنا سريع الحركة وعندما أتحرك أدمر كمطرقة ملعونة |
| - Teşekkür ederim. geldiğine sevindim. - Sam gerçekten burada olmak istedi. | Open Subtitles | شكرا, سعيد لمجيئك سام كانت تريد ان تكون هنا. |
| geldiğine çok sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنكِ جئتِ |
| Onları kölelikten kurtaracak bir kurtarıcının geldiğine inanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أن رسولا قد حضر ليخرجهم من عبوديتهم |
| Ya da XYZ'nin başkanının, XYZ'yi satma zamanı geldiğine karar vermesi gibi mi? | Open Subtitles | أو عن رئيس مجلس المجموعة تقرّر أن الوقت قد حان للتخلّص من المجموعة؟ |
| - Sen buraya geldiğine göre önemli bir şey olmalı. | Open Subtitles | قدومك يدل أن هناك أمراً مهماً بالفعل |
| - Vegas'a geldiğine mutluyum. | Open Subtitles | إسمعي،أنا سعيد بحضورك إلى فيغاس |
| Ve gerçek geleceğine adım atma zamanının geldiğine karar verdik. | Open Subtitles | ولقد قررنا أنه حان الوقت أن تحصل على مستقبل حقيقي |
| geldiğine memnun oldun, değil mi? | Open Subtitles | سعدت بقدومكِ الأن |
| Oh, Leo, geldiğine çok sevindim. | Open Subtitles | أوه، الأسد، أَنا مسرورُ جداً جِئتَ فيه. |
| Bizzat buraya geldiğine göre, değer verdiği biri olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من إنّها تكنّ له مشاعر عظيمة لتأتي إلى هنا شخصيّاً |