"getirmen" - Translation from Turkish to Arabic

    • تحضر
        
    • إحضار
        
    • تجلب
        
    • تحضري
        
    • تحضرها
        
    • تجلبي
        
    • تحضرى
        
    • تحضريها
        
    • إحضاره
        
    • لتحضر
        
    • جلبك
        
    • تحضره
        
    • تحضريه
        
    - Pete, müşteriyi senin getirmen benim de çalışmak için sana yalvarmam gerekiyordu. Open Subtitles أعتقد أنك مفترض منك أن تحضر حساباً وانا يفترض مني أن أعمل عليه
    Bir hanımefendiye, onu çıkarmak için... yalvardıktan sonra, bir şey getirmen gerektiğini düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أنه يجب عليك أن تحضر شيئًا إلى الآنسة عندما تطلب منها الخروج معك؟
    Bize bu şekilde yiyecek getirmen kanuna aykırı. Open Subtitles إحضار الطعام لنا بهذه الطريقة مخالف للقانون
    Mara'nın beni düzeltebilmesi için bana bir parça aether getirmen gerek. Open Subtitles اريد منك ان تجلب لي بعض الاثير حتى تستطيع مارا معالجتي
    Annemi hemen buraya getirmen gerekecek. Open Subtitles لدينا مشكلة خطيرة.. يجب أن تحضري أمي إلى هنا فورا
    Senden yapmanı istediğim şey şu film izleme işinin hâlâ geçerli olduğunu düşündürtmen ama onun yerine onu klube getirmen. Open Subtitles ما أحتاج لتقوم به أن تتظاهر بأن فكرة السينما ما زالت قائمة و من ثم تحضرها للنادي بدلاً من ذلك
    Denize düştüğünde, bir balık getirmen gerektiğini biliyor musun? Open Subtitles أتعلم, عندما تسقط في الماء.. يتوجب عليك أن تحضر لي سمكة
    Kardeşim seni bulmam için yolladı. Düello diskini getirmen gerektiğini söyledi. Open Subtitles ارسلنى اخى لابحث عنك و قال من الضرورى ان تحضر اوراقك معك حالاًَ
    Kızı bu gece havaalanına getirmen gerekiyor. Open Subtitles تغيير في الخطط سنريدك أن تحضر الفتاة للمطار الليلة
    Aralarına sızıp, hedefi bulman ve sonra bu hedefi yuvana, bizlere getirmen. Open Subtitles لتتسلّل ، وتجد هدفاً ثم تحضر هذا الهدف لنا
    - Cyril. Gece bir kadını morga getirmen gerçekten çok tuhaftı. Open Subtitles إنه من الغريب جد أن تحضر النساء .إلى المشرحة ليلاً
    İhtiyacım olan tek şey bu malları bana getirmen. Open Subtitles كل ما أحتاجه منكِ هو ألا تتوقفي عن إحضار هذه الأشياء
    İhtiyacım olan tek şey bu malları bana getirmen. Open Subtitles كل ما أحتاجه منكِ هو ألا تتوقفي عن إحضار هذه الأشياء
    Bizim için sorun değil. Ama düğüne daha fazla hediye getirmen lazım. Open Subtitles نحن بخير، و لكن عليك إحضار بعض الهدايا الإضافية لاستقبالنا
    Eve azılı suçlu dostlarını getirmen bir an meselesi. Open Subtitles انها فقط مسالة وقت قبل ان تجلب مجرمين الي المنزل
    Patates istiyorsan buraya biraz para getirmen lazım. Open Subtitles هل تريد البطاطا ؟ أقترح عليك أن تجلب بعض النقود
    Bir müslümana kahvaltı getirmen konusunda adamların ne düşünür? Open Subtitles ماذا يفكر الرجال بك كونك تجلب لي الفطور الإسلامى؟
    Tatlı patatesi ben yaptım. Senin mısır getirmen gerekiyordu. Open Subtitles أنا أعددت البطاطا المهروسة كان من المفروض أن تحضري الذرة
    Onu Collier'a getirmen gerektiğini, onun bunların bir parçası olduğunu söyledim, ve öyle. Open Subtitles لقد قلت أنه يجب أن تحضرها لـ كولير إنها كانت جزء من هذا و ما زالت
    Geri getirmen gereken buydu. Open Subtitles أينبغي عليك ان تجلبي الحظ؟ انا؟ ذلك كان من المفترض عند عودتك
    O haritayı bana, Kolombiya'ya, getirmen gerekiyor. Open Subtitles أحتاجكِ إلى أن تحضرى تلك الخارطة إلىّ فى كولومبيا.
    Senin de götünü kaldırıp çantalar için Charly'ye yardım etmen ve Ed'i buraya getirmen gerek. Open Subtitles و عليكي أن تحركي مؤخرتك إلى الخارج و تساعدي تشارلي بحقائبهم و تحضريها إلى الداخل
    Bu soğuk havada getirmen doğru mu? Open Subtitles هل كان من الجيد إحضاره في هذا الطقس البارد؟
    Seni uyarıyorum. Bana mallarımı getirmen için beş dakikan var. Open Subtitles أنا أحذرك لديك فقط خمسة دقائق لتحضر البضاعة
    Ama beni buraya getirmen, başlangıcı sen olan... bir şeylerin sonu. Open Subtitles رغم أني أعرف أن جلبك لي إلى هنا كان نهاية شيء شاركت أنا ببدايتهم، مثلك تماماً
    Senin için en iyisi onu buraya getirmen olur, haksız mıyım? Open Subtitles اعتقد ان افضل شيئ الان هو ان تحضره الي هنا الان , حسنا ؟
    Onu bize getirmen gerekiyordu. Open Subtitles كان من المفترض ان تحضريه الينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more