"gidecek bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • آخر تذهب
        
    • يذهبون إليه
        
    • للذهاب إليه
        
    • لنذهب إليه
        
    • لتذهبوا اليه
        
    • تذهب اليه
        
    • آخر نذهب
        
    • آخر أذهب
        
    • آخر للذهاب
        
    • وشك القيادة
        
    • ليذهب إليه
        
    • لتذهب إليه
        
    • لتذهبي إليه
        
    • لنذهب فى
        
    • للذهاب اليه
        
    Bu sabah olanlardan sonra, gidecek bir yeri kalmamıştı. - Kalmadı mı? Open Subtitles بعد ما حصل هذا الصباح , ليس لديها مكان آخر تذهب إليه
    Trene yetişiyorlar, taksi tutuyorlar; gidecek bir yerleri var, buluşacak birileri. Open Subtitles يركبون القطارات وعربات الأجرة فلهم مكان يذهبون إليه أو شخصاً يلتقون به
    Adam yaralı, polisler peşinde ve gidecek bir yer arıyor. Open Subtitles هو مُصاب، والشرطة تسعى خلفه، ويبحث عن مكان للذهاب إليه.
    Bu kez bizi koruyacak ne Ebu Talip var, ne de gidecek bir yerimiz. Open Subtitles الآن ليس هناك أبو طالب ليحمينا. ولا مكان لنذهب إليه.
    Maazallah bu yürümezse çocuğun ile gidecek bir yerin olur bu şekilde. Open Subtitles لو لم تسر الامور على ما يرام.. وسوف يكون لك ولطفلك مكان لتذهبوا اليه.
    Hanımefendi? gidecek bir yeri kalmadı, Clay. Open Subtitles سوف اجعل من جنازة شيرمان كنزهة الطير ليس لها مكان تذهب اليه ، يا كلاى
    - gidecek bir yer yok, satacak mal yok kellelerimiz tehlikede! Open Subtitles ‫لا مكان آخر نذهب إليه، ليس لدينا ما نبيعه
    Başka gidecek bir yer bulana dek birkaç gece burada kalacaktım. Open Subtitles كنت سأبقى هنا لبضع ليال حتى أجد مكاناً آخر أذهب إليه.
    - Anne, gidecek bir yerimiz yok. - John'la Fanny yakında burada olur. Open Subtitles ـ ماما ليس لدينا اي مكان آخر للذهاب إليه ـ جون وفاني سوف يكونان هنا قريباً
    Mermi saniyede 275 metre hızla betona çarpıp gidecek bir yer bulamayınca paramparça olmuş. Open Subtitles الرصاصة تضرب الخرسان بسرعة 900 قدم في الثانية لكن ليس لديها مكان آخر تذهب له فتتفرق تماماً
    Şirkette kalmış çünkü zaten gidecek bir yeri de yokmuş. Open Subtitles وبقيت مع الشركة لأنّه لمْ يكن لديها أيّ مكان آخر تذهب إليه.
    Sadece gerçekten gidecek bir yerleri olmayan insanlar için yerim var. Open Subtitles أحتاج الفراغ للاشخاص الذين ليس لهم مكان يذهبون إليه
    Ama birçoğu için gidecek bir yer yoktu. Open Subtitles لكن كثير منهم لم يجدوا مكاناً يذهبون إليه
    Tamam. Zaten bu kasabada gidecek bir yer yok. Open Subtitles حسناً، لا يوجد مكان للذهاب إليه في تلك المدينة الغبية على كل حال
    Hiç paramız yok ve gidecek bir yerimiz olmadığını düşündükçe... Open Subtitles أننا لا نملك المال، ولا مكان لنذهب إليه.
    Hâlâ gidecek bir yeriniz yok. Open Subtitles فانت ليس لديك مكان تذهب اليه
    gidecek bir yerim yok nasılsa. Open Subtitles ليس هناك مكان آخر نذهب إليه
    Ne yapacak bir işim ne de gidecek bir yerim var. Open Subtitles ليس لدي شيء آخر أفعله -أو مكان آخر أذهب له -آنسة (سوليفان )
    gidecek bir yeri yokmuş ve ben de ne diyeceğimi bilemedim. Open Subtitles حسنا، لم يكن لديه أي مكان آخر للذهاب إليه ولم أعرف ما أقول
    Kayalık bir yoldan 100 km hızla gidecek bir adam. Open Subtitles رجل على وشك القيادة نحو منحدر بسرعة 60 ميلا في الساعة
    Herkesin yapacak bir şeyi ve gidecek bir yeri vardı. Open Subtitles كل شخص لديه شيء ليفعله أو مكاناً ليذهب إليه
    gidecek bir yerin yoksa neden benimle gelmiyorsun? Open Subtitles إذا لم يكن لديك أي مكان لتذهب إليه ، لما لا تأتي معي؟
    gidecek bir yerin varsa seni bırakabilirim. Open Subtitles إذا كان لديكِ مكان لتذهبي إليه, يمكنني أن أوصلكِ.
    gidecek bir yerimiz olmadığını biliyorsun. Open Subtitles و كما تعرف بأنه ما من مكان لنذهب فى إثره
    Ne evi, ne gidecek bir yeri vardı hem de Buffalo'da, Aralık'ın ortasında. Open Subtitles لم يكن لديها منزل أو مأوى للذهاب اليه في منتصف شهر ديسمبر في بوفالو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more