| havuzun sığ kısmından başka bir yere gitmeye izni bile yoktu. | Open Subtitles | إنه لم يُسمح له أن يبتعد عن الحافة الضحلة من المسبح. |
| Bugün, havuzun kenarında yürürken yüzeyin altında ters giden bir şeyler olduğunu haber veren kız ben oluyorum. | TED | اليوم، أستطيع أن أكون تلك الفتاة التي تمشي قرب المسبح لأقوم بالإنذار أن هناك شيء يحدث تحت السطح. |
| Sonrasında ise bu havuzun tamamen boş olduğunu zor yoldan öğreniyorum. Buz gibi soğuk su neredeyse donmak üzere. Kelimenin tam anlamıyla nefesimi kesiyor. | TED | سرعان ما أدركت الورطة وهي أن هذا الحوض فارغ تماماً لأن الماء به كان بارداً قريبًا من التثلج وبصعوبة أخذت أنفاسي. |
| Onlar havalı otellerinde havuzun yanında oturuyor, gülüşüyor, içki içiyor. | Open Subtitles | انهم يجلسون عند البركة في فندقهم الفاخر يضحكون وشربون الخمر |
| Birini bekliyorum. havuzun yanında olacağım. | Open Subtitles | أنا بإنتظار أحد ما، سأخرج إلى حوض السباحة |
| Bunu havuzun orada buldum. Ne biçim sal ama, değil mi? | Open Subtitles | لقد وجدتُ هذا أسفل حمام السباحة يا لها من مجموعة مجنونة |
| havuzun sonundaki yeşil mayolu kızı gördün mü? | Open Subtitles | أترى عند نهاية المسبح, تلك الفتاة بملبس السباحة الأخضر ؟ |
| Sanırım havuzun içi yapraklarla, çer çöple doluydu. | Open Subtitles | و أعتقدأنه كان فيه بعض الأغراض في ذاك المسبح |
| Tüm gün havuzun başında yatmalar, kız peşinde koşmalar... | Open Subtitles | أنتم تجلسون حول المسبح طيلة اليوم تطاردون الفتيات |
| Küçük havuz kollukları takıyorlar, havuzun etrafında koşuyorlar. | Open Subtitles | و يرتدون عوامات صغيرة في أذرعهم، و يركضون حول المسبح |
| Güzel görünüşüm havuzun parasını ödedi yeteneğimde suyu doldurdu. | Open Subtitles | وسامتي دفعت قيمة هذا المسبح وموهبتي ملأته بالماء |
| Hemen havuzun yanında üstünü değiştirebileceğin bir kabin var. | Open Subtitles | هناك في مكان يمكنك أن التغيير فيه قرب الحوض |
| Yönetimden havuzun suyunu değiştirmelerini isteyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب من الاداره تصريف المياه واعاده ملئ الحوض |
| Bu pencere ısının bir bölümünün kızılötesi olarak havuzun ısısından taşınmasını sağlar. | TED | تسمح هذه النافذة بعبور جزء من الحرارة إلى الأعلى في صورة أشعة تحت حمراء لينفذ بفاعلية، حاملًا حرارة تلك البركة بعيدًا. |
| Neden, artık havuzun yanındaki fotoğrafımı gösteremediğin için mi? | Open Subtitles | أنتِ غاضبة لأنه لم يعد يمكنك أن تعرضي صورتي حول البركة بعد الآن، صحيح؟ |
| havuzun kenarında duruyormuş. Sonra beyninde hasar. | Open Subtitles | كان الفتى يجلس بجوار حوض السباحة و بعد ذلك أُصيب بتلف فى المخ. |
| havuzun üzerini temizlemen gerekir. | Open Subtitles | ـ حوض السباحة الخاص بكِ بحاجة لتنظيف ـ أجل |
| Millet, masalar oraya doğru sıralanacak ve bar, havuzun yanında olacak. | Open Subtitles | يا رفاق، ضعوا الطاولات في الخلف هناك والمسقى بجانب حمام السباحة |
| Yüzme havuzunda, bir dolap anahtarı var, havuzun dibinde bulacaksın. | Open Subtitles | بداخل حمام السباحة يوجد مفتاح خزانة عند مصرف المياه في نهايته بالعمق |
| Sen onları sinirlendir, onlarda seni bir sandalyeye bağlasın ve havuzun dibine bıraksınlar. | Open Subtitles | أنت تغضبهم فيربطونك على كرسي ويتركونك في قعر مسبح |
| Ve bir gün hocam bana 25 metrelik bir havuzun diğer ucuna nefes almadan yüzmem gereken bir alıştırma verdi. | TED | وفي أحد الأيام طلب مني المدرب أن أقطع سباحة بركة بطول 25م دون أن آخد نفسًا. |
| Hava güneşliyken belki havuzun oraya gidebiliriz. | Open Subtitles | لقد اعتقدت ربما يمكن ان نقضى بعض الوقت بجانب حمام السباحه بينما الشمس لاتزال جميله |
| havuzun etrafından dolaş, içeri girecek bir yer bul. | Open Subtitles | شقّْ طريقَكَ حول البركةِ وحاول ان تجد وسيلة للدخول |
| Bazı günler özeldi çünkü Crystal tekerlekli sandalyesinde olmaz ve havuzun yanında otururdu. | TED | كانت بعض الأيام خاصة جدًا لأن كريستال كانت خارج كرسيها المتحرك تجلسُ بالقرب من النافورة. |
| Tercihen Santa Cruz'da büyük bir havuzun içinde. | Open Subtitles | يفضل أن يكون في سانتا كروز في حمام سباحة من الخيار باللبن |
| - Hayır. Babam daha gelip havuzun keyfini çıkardığımızı görmedi. | Open Subtitles | كلا، أبي لم يعد للبيت بعد لكي يرانا نستمتع بالمسبح |
| havuzun etrafındaki 2500 kişi hastalık tehlikesiyle karşı karşıya. | Open Subtitles | تعرض 2500 شخص بحمام السباحة للبكتيريا |
| Mahkeme iki saat ara veriyor. havuzun önünde yeniden toplanacağız. | Open Subtitles | المحكمة تُؤجل لساعتين سنلتقي مجدداً عند البِركة |
| Arka bahçeye bak, havuzun yanına. | Open Subtitles | دور عليها في الفناء الخلفي لحمام السباحة |