"haz" - Translation from Turkish to Arabic

    • المتعة
        
    • الفرح
        
    • الإثارة
        
    • إشباع
        
    • السعادة
        
    • المتعه
        
    • للشماتة
        
    • اللذة
        
    • اللذّة
        
    • بالرضا
        
    • اكل
        
    Bir de şu zihinsel haz var ki, fiziksel tepki olarak gülmeyi de beraberinde getirir. Hiç tesadüfen olmayarak, TED وهناك تلك المتعة الداخلية متبوعة بالضحك كرد فعل لذلك، والتي تطلق، بالصدفة، الأندورفين في المخ.
    Ama paranız bitiverir, daha fazlasını elde daha fazla harcamak ve aynı mutluluğu korumak için çok çalışmak zorundasınızdır; içinde olduğunuz durum haz odaklı bir kısır döngü gibidir. TED نفس المستوى من السعادة ، إنها نوع من المتعة المفرغة التي تزول بمجرد تحققها. لا تستطيع الخروج من هذا، ولا تشعر مطلقا بالرضا. عنما تصبح مؤثرً فعّالاً فهذا يعطيك
    Sınırsız haz eksi sıfır acı eşittir maksimum haz başka bir deyişle, tam da tecrübe makinesinin sunduğu durum. TED المتعة اللامتناهية مع انعدام الألم تساوي المتعة الصافية العظمى، أو بكلمات أخرى، نفس السيناريو الذي تقدمه آلة التجربة.
    dünyadaki her şeyi deneyimlemek ne kadar haz verici. TED انها مثل هذا النوع من الفرح حين تجرب كل شيء في العالم.
    Onun gibi birilerini öldürmekten haz alan insanları kontrol edemezsin. Open Subtitles شخص مثل هذا شخص ما يحصل على الإثارة عند القتل لا يمكنك التحكم بشخص مثل هذا
    Kötü aşk gibi bir şey yok Bu sadece haz, şehvet. Open Subtitles ليس هنالك مجال للحب في عالم الشر، فهنالك رغبات إشباع ذاتية فحسب
    Ona göre, acı çekmeden gerçek haz deneyimini asla yaşayamazsın. Open Subtitles وقد قال لا يمكنك ابدا تجربة المتعه بدون الشعور بالألم
    Bir pastanın içindeki her bileşeni biliyor olabilirsiniz, ama sonra oturup yediğinizde, hâlâ haz alırsınız. TED يمكنك أن تعرف كل مكونات قطعة من كعكة الشوكولاتة، ومن ثم عند الجلوس وتناول تلك الكعكة، لازال بامكانك تشعر بتلك المتعة.
    Kendi ifadelerinizle haz ve tatmini tanımlamakla ilgili. TED وبتعريف المتعة والرضا بمصطلحاتك الخاصّة.
    Kristin Diehl ve USC'deki iş arkadaşlarından fotoğraf çekmenin haz seviyelerinde ki etkisiyle alakalı bir araştırma hakkında bilgi edindim. TED اطلعت على بحث لكريستين ديول وزملائها في جامعة جنوب كاليفورنيا، والذين درسوا تأثير التقاط الصور على مستويات المتعة.
    Yalnızca haz fikir sahibi olmaya değer birşeydir. Open Subtitles إن المتعة هي الشئ الوحيد الذي يستحق وضع نظرية بشأنه
    Dövme yaptırınca, beyin haz verici madde olan endorfin salgılar. Open Subtitles إن وضعت وشماً، يفرز المخ إندورفينات تخلق المتعة
    Yemek düğmesi yerine ölene kadar haz düğmesine basan deney fareleri gibisin. Open Subtitles أنت مثل أحد جرذان التجارب الذي يفضل المتعة عن الطعام
    haz sayesinde gözlerimizle karanlıkta bile görebiliriz. TED لأنه في الفرح نرى حتى الظلام بعيون جديدة.
    Almancada "utançverici haz" demek birinin diğerinin acı çekmesinden haz alması. Open Subtitles إنها المرادف الألماني للشماتة الفرح بمعاناة الآخرين
    Bu, pikerizmini tetiklemiş. İnsan vücudunu keserek haz alma duygusu. Open Subtitles هذا الأمر أثَّر عليهِ, أصبح يحب طعن الضحايا وتشريح اللحم من أجل الإثارة
    Belki de bunu yapan adam farklı bir haz peşindeydi. Open Subtitles أو ربما من فعل ذلك له كان يبحث عن نوع من الإثارة المريضه
    O yüzden kendine şişkin cüzdanlı, gözü bozuk ve düzgün cinsel haz ihtiyacı çok az olan adam arayışına başla. Open Subtitles لذا فلتبدأي في البحث عن رجال أغنياء وضُعفاء البصر ، ولديهم حاجة ضئيلة للغاية ليحصلوا على إشباع جنسي مُلائم
    Bir anlığına bunu yakaladınız ve bu sakin hayatı bulmak kısa şarkıları veya onun gibi bir şeyleri dinlemek bana inanılmaz derecede haz veren bir şey. TED تخيلتموها للحظة، واكتشاف هذه اللوحات أشبه بسماع أغنية أو ما شابه ذلك إنها تشعرني بقدر كبير من السعادة
    - Evet! - Ne kadar haz aldığımı anlatabiliyor muyum? - Farkındayım. Open Subtitles هل تعلم المتعه التي كنت انا بها عندما رايتها هكذا ؟
    Ve onların ilerlemelerini görmek size çok büyük bir haz verir. TED ويمنحك ذلك قدرًا كبيرًا من اللذة, لتشاهدهم يمضون قدمًا.
    Sonrasında verdiği haz. Kötü biri olmak istememiştim. Open Subtitles اللذّة هي ما تجلبكَ بعد ذلك لم أكن أقصد أن يكون شرّاً
    Çocukların sadece havuç yeme ve süt içme ihtimallerini arttırmayı değil, onların havuç yemekten ve süt içmekten daha fazla haz duymalarını ve onların daha iyi tadlara sahip olduklarını düşünmelerini nasıl sağlayabilirsiniz? TED وكان السؤال كيف نجعل الاطفال يفضلون اكل الجزر وشرب الحليب كيف نجعلهم سعداء اكثر حين أكل الجزر و شرب الحليب وان نجعلهم يظنون ان نكهتهم أفضل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more