Bu yüzden bir kara deliğin arkasına hiçbir şey saklayamazsınız. | TED | و بذالك لا يمكن إخفاء أي شيء وراء ثقب أسود. |
Biz bu iki değişken arasında herhangi bir şekilde hiçbir bağlantı bulmadık. | TED | لم نجد قطعا أي صلة، وأي تأثير أيا كان، بين هذان المتغيران. |
En yakın büfenin nerede olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. | TED | ليس لدي أي فكرة عن مكان أقرب مخزن للمواد الغذائية. |
hiçbir şekilde canlı çalan müzisyenlere ihtiyaç yok. Ve ses sistemleri gayet iyi. | TED | لا توجد حاجة لوجود أيّ موسيقيين ليؤدوا مباشرة بالمرة. و أنظمة الصوتيات جيدة. |
Bu harekete nasıl eriştiği konusunda gerçekten hiçbir fikrimiz yok. | TED | نحن في الحقيقة لا نملك اي فكرة عن كيفية حركتها |
Kimseden yalan söylemesini istemedim, bir kere bile, hiçbir zaman. | TED | لم أخبر أحدا بأن يكذب، ليس مرة واحدة ، ابدا. |
Geçen sene kayak yapmaya gittiğimizde hiçbir şeyi kırmamama ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن العام الماضى عندما ذهبنا للتزلج ولم أكسر أى شىء؟ |
Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var. | TED | قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة. |
Bu projeyle ilgili en ilginç şey ise Beau ve bizim bunun işe yarayıp yaramayacağına dair hiçbir fikrimiz olmamasıydı. | TED | ما كان مثيرا حقاً في هذا المشروع هو أننا، وبو، لم تكن لديه أي فكرة عما إذا كان هذا سيعمل. |
Bu benim doğruluğuna dair hiçbir kanıt görmediğim ama insanların doğruluğundan emin olduğu bir neden. "Yerliler evlerinin sorunu, bu tahribat" diye çekiliveriyorlar. | TED | التي لم أرى أي دليل له, هذا ما تم اشاعته دائماً بما يتعلق بمشكلة البيوت المحلية حسناً, تسعة بالمئة مما أنفقنا هو تلف, |
Burada bir karıncanın ayağının tabanından ve pençeler kazmadığın da, bu ped karınca hiçbir şey yapmadan otomatik olarak çıkıyor. | TED | نرى هنا من تحت قدم نملة، وعندما لا تنغرس المخالب، تخرج تلك الوسادة تلقائياً بدون أن تفعل النملة أي شيء |
Hatta bu akşam hiçbir şeye dokunmadan oturmaya dikkat ettiniz mi? | TED | وحتى هذا المساء، أأوليت اهتمامًا أن تجلس دون لمس أي شيء؟ |
Ne de olsa saymaya başlamadan önce hiçbir şey saymamıştık. | TED | فقبل أن نبدأ بالعد، نكون لم نعد أي شيئ أصلا. |
hiçbir kuralın olmadığı bir yerde yaşamanın nasıl olduğunu hiç merak ettiniz mi? | TED | هل تخيلت يوماً كيف قد تكون الحياة في مكان خالٍ من أي قواعد؟ |
Aynı konuşmayı altı ay önce de yapmıştık ama değişen hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا هذه المحادثةِ قبل ستّة شهور وأنا لا أَرى أيّ شئَ تَغيّرَ. |
Dersimden, bu deneyimden hiçbir şey almasanız bile, şunu alın... | Open Subtitles | إذا لم تحصلوا على أيّ شيء آخر من صفي، لذا،منهذهالخبرة،لتكونهذه: |
Ve öğretim materyallerini güncel tutmak için hiçbir uygulama yok gerçekten. | TED | وبالفعل ليس هناك اي تدريب لإبقاء المواد التعليمية في تحديث مستمر. |
hiçbir kötü alışkanlığa sahip olmadım. İşbirliği yapmaya da hazırım. | Open Subtitles | و إننى على استعداد للتعاون يمكنهم سؤالى أى أسئلة يريدون |
Bu bize buz tabakasının zamanla nasıl değiştiğine dair hiçbir ipucu vermiyor. | TED | وهي لا تزودنا بأي مؤشر حول كيفية تغير الصفيحة الجليدية مع الوقت. |
80lerde başladı ama başlangıçta, makineler bir köpük bloğundan çok çok kırılgan bir model oyuyorlardı ve bu modelin gerçek hayatta hiçbir kullanışlılığı yoktu. | TED | بدأت في الثمانينات، لكن في البداية كانت جهاز ينحت في كتلة من الفوم نموذج كان هش و ضعيف جدا و غير صالح لأي استخدام |
Eyaletteki başka hiçbir pranga mahkumları kampında bundan daha iyisini bulmazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الحصول على طعام افضل فى اى سجن فى الولايه |
hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف. |
Vücudum bana hiç ihanet etmedi ve hiçbir zaman yanlış değildi. | TED | لم يخنّي جسدي على الإطلاق، ولم يكن جسدي خطأً على الإطلاق. |
Beş yıldızlı bir otelde satış şubesinin ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu. | TED | لم يكن لدي أدنى فكرة عما يفعله قسم المبيعات في فندق خمسة نجوم |
hiçbir şey ya da hiç kimse için işe yaramadığınızı anlarsınız. | Open Subtitles | تجد نفسكَ عـاجزاً لا منفعة لكَ لأيّ شيء أو لأيّ شخص |
hiçbir dolap adalete engel olamamıştır. Bu sefer de durum değişmeyecek. | Open Subtitles | لانه لن يوجد قانون يُعيق العدالة, ولن نبدأ بهذا الحدث معك |
Çizgi romanlar yapmaya devam ettim ve Worcester Sanat Müzesi'nde, bana hiçbir eğitmen tarafından verilmeyen en harika tavsiye verildi. | TED | و ظللت أصنع الرسوم الفكاهية، و في متحف وركستر للفنون تم إعطائي أعظم نصيحة قد يستطيع تقديمها معلم على الإطلاق |