Gelişme çağında bir çocukken, ülkesinin işgal edilmesiyle tanıştı, ve bununla mücadele etmek zorunda kaldı -- ülkenin lideriydi. | TED | وفي فترة مراهقته واجهت .. بلاده الغزو .. وكان يتوجب عليه التعامل مع هذا .. لانه كان قائد بلده |
İnsanlar, Almanya'ya Polonya'yı işgal ettiği için savaş açtığımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | الناس يقولون أننا أعلنا الحرب على ألمانيا لأنهم غزو بولندا |
Tarihte hiçbir zaman güç ile bastıralamayan bir silahlı işgal olmadı. | Open Subtitles | كان هناك أبدا الاحتلال المسلح في التاريخ التي لم الإطاحة بالقوة. |
Aslında, kız arkadaşım şu işgal yanlış anlaması nedeniyle hapse atıldı. | Open Subtitles | في الحقيقة, خليلتي وضعت في السجن من أجل الإحتلال المُساء فهمه |
Avrupa'yı Britanya'yı kuşatması için zorlamayı denedi, kabul etmeyen ülkeleri işgal etti, ve kazandıklarını kaybetmemek için daha fazla savaş çıkardı. | TED | حاول فرض حصار أوروبي واسع على بريطانيا، وقام بغزو أي دولة لم تمتثل لأوامره، وشن المزيد من الحروب للحفاظ على مكاسبه. |
Ama yozlaşmış polisler varoşları işgal etmeye başladıktan sonra satıcılar geri gelemedi | Open Subtitles | لكن عندما الشرطة الفاسدين يبدأون في إحتلال الأحياء الفقيرة التجار لم يعودوا |
Yakında kuzeyli bir hancıdan aldığım habere göre 20.000'den fazla adam bu özgür Hristiyan topraklarını işgal etmeye hazırlanıyormuş. | Open Subtitles | لقد تلقيت مؤخرا مجموعة الأخبار أن القطاع الشمالي يحوي أكثر من 20،000 رجل مستعدون لغزو هذه الأرض المسيحية الحرة |
Neden, 1940’ta Almanya’nın Norveç’i işgal gününü konu alan bir radyo programı yapmıyoruz dedi. | TED | إذن هو قال، لماذا لا نعمل برنامجًا إذاعيًا نستذكر فيه يوم الغزو الألماني للنرويج عام 1940. |
Ooo. Harika bir fikir, ancak bu işgal gününden sadece birkaç hafta önceydi. | TED | رائع. فكرة عبقرية، لكن كان ذلك قبل أسبوعين فقط من يوم الغزو. |
Eğer Berlin haklıysa, yakaladığımız ikinci dizeye göre işgal 24 saat içinde başlayacak demektir. | Open Subtitles | إذا كانت برلين على حق فعندما نعترض السطر الثاني من القصيده فهذا يعني ان الغزو سيتم خلال 24 ساعة |
Bu adam Koloni'yi işgal edecek. BBF'nin yaşam alanları tükeniyor. | Open Subtitles | إنه يُريد غزو المُستعمرة الإتحاد تنفذ منه الأماكن الصالحة للعيش. |
Albay Hortiz, kalenin başkomutanı, "Bütün subay ve askerlerin sınırımızın işgal edileceği söylentisini ciddiye almamalarını rica etti. | Open Subtitles | إن قائد هذا الحصن يأمر كل الضباط والجنود في هذه الحامية بتجاهل كل الإشاعات عن غزو وشيك على حدودنا |
Suçu Castro'ya atarız, bütün millet Küba'yı işgal etmek ister. | Open Subtitles | يمكن ألقاء اللوم على كاسترو وساعتها فإن البلاد ستريد غزو كوبا |
İşgal sırasında bu markayı bulamıyorduk. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلامة التجارية موجودة أثناء الاحتلال. |
Sadece Amerikan işgal güçleri üyelerinin girdiği bir bar. | Open Subtitles | هل الملهى مخصص لأفراد قوات الإحتلال الأمريكية؟ |
Eğitimim sürerken ülkem Rusya tarafından işgal edildi. | TED | بينما كنت في مرحلة إتمام دراستي، قامت روسيا بغزو بلدي. |
Bana bile danışmadan Kara Kuvvetleri, Çinhindi'ni işgal etme kararı almış. | Open Subtitles | .. حتى بدون أستشارتى جيشنا قرر إحتلال الهند الصينية |
Güney sınırını işgal etmek için sıraya girmiş başka ülke görmüyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أرى أيّ بلدان أخرى تصطفّ لغزو حدودها الجنوبيّة |
[Bölüm 11] Bunlar, Hitler'in şahsi hukuk danışmanı ve işgal edilmiş Polonya'nın valisi olan Hans Frank'ın soyu. | TED | تلك هي سلالات هانز فرانك الذي كان المستشار القانوني الشخصي لـهتلر والحاكم العام لبولندا المحتلة. |
Fakat daha sonra Ruslar Çekoslavakya'yı işgal ettiler ve... | Open Subtitles | ولكن بعد وقت قصير عندما غزا الروس تشيكوسلوفاكيا |
Gizlice işgal eder ve tek seferde öldürürsünüz. | Open Subtitles | لكنت كنت غزوا سريا وقتلت الجميع مرة واحدة |
2014 yılı Şubat ayı başlarında, Rusya'nın Kırım'ı işgal etmesinden birkaç hafta önce bir telefon görüşmesi Youtube'a kondu. | TED | في بداية فبراير 2014، عدة أسابيع قبل أن تغزو روسيا شبه جزيرة القرم تمّ نشر مكالمة هاتفية على يوتيوب. |
Başka bir boyuttan gelen beyaz güveler dünyamızı işgal edip her bir erkeğe, kadına ve çocuğa virüs bulaştırırken, olanları oturup izlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقف موقف المتفرّج من أجل مزغب أبيض من العالم الآخر يغزو عالمنا ويتعدى على كل ما تبقى من رجل وامرأة وطفل |
Eş-dost kapitalizmi Çay Partisi için ne kadar önemliyse Wall Street İşgal Et için de o kadar önemli. | TED | نقد رأسمالية المحسوبية أمر أساسي بالنسبة لحزب الشاي كما هو الحال في احتلال وول ستريت. |
Çenesiz balıklar okyanusu işgal etti; av noktaları, çatal dişler ve son olarak yüzgeçler. | TED | غزت الأسماك عديمة الفك المحيط، بارزة نقاط وشوكات وأخيراً الزعانف. |
Bu arada, kasaba ve şehirlerimiz, oldukları yerdelerdi ve orada geliştiler çünkü bütün önemli alanları işgal ettiler. | TED | وبالمناسبة ، بلداتنا ومدننا أينما كانوا لأنها تحتل كل المواقع الهامة. |