Boş iddialar başka yerlerde inandırıcı olabilir, ama burada değil. | Open Subtitles | الإدعاءات الفارغة قد تُجدي في مكان آخر لكن ليس هنا. |
Bu iddialar Teamsterlar'ın başkanlığını etkileyecektir. | Open Subtitles | هذه الإدعاءات سوف تؤثر على ترشيحك لرئاسة النقابة. |
Boş iddialar başka yerlerde inandırıcı olabilir, ama burada değil. | Open Subtitles | إدعاءات فارغة ربما تعمل في مكان أخر ولكن ليس هنا |
Deneyli ya da deneysiz, bu iddialar etikette beyin resminin hemen yanında çok önemli bir konuma sahip | TED | تجارب او بدون تجارب ، هذه الادعاءات كانت موضوعة بوضح على الديباجة بجانب صورة دماغ |
HUD işiyle ilgili tüm iddialar sulandı. | Open Subtitles | كُلّ الإدّعاءات إلى عملِ إتش يو دي ي مَسْقي. |
Alman ve Amerikan istihbarat teşkilatlarının illegal gözetleme yaptığına dair iddialar davalarda kullanılan kanıtların geçerliliğini şüpheye düşürmüş durumda. | Open Subtitles | الأدلة التي استخدمتها أجهزة المخابرات الألمانية والأمريكية حول مزاعم التجسس غير القانوني تم التشكيك فيها وهي التي استخدمت في الدعوى الأصلية |
Bazi ifadeleri korumakta bir nevi uygunsuz davranıldığını söyleyen iddialar vardı. | Open Subtitles | كانت هناك ادعاءات أنه اتبع سلوك غير لائق في تأمين الشهادة |
İddialar devam ediyor çarpışmada Flight 5'in düşmesine neden olan unsurun yanlış bir hava trafiği kontrolü olduğu öne sürülüyor. | Open Subtitles | المزاعم استمرت عن سبب الإرتطام الذي أسقط الطائرة قد كان سببه متحكمٌ جويّ غير ملائم |
Bu iddialar hakkındaki ifadenizi zaten duyduk Ajan Mulder. | Open Subtitles | لقد سمعت شهادة بخصوص هذه الإدعاءات, أيها العميل مولدر. |
Ama Koç Carr'la ilgili iddialar doğru çıkınca, idare Yakma Defteri'ndeki her iddiayı araştırmayı gerekli gördü. | Open Subtitles | انا أعرف , ارون ولكن بعد تتبع الإدعاءات حول الكابتن كارر. ظهرت أنها صحيحة. بالتالى قررت إدارة المدرسة تتبع كل الإدعاءت. |
Dünyadaki hiçbir yalan ve yanlış iddialar bunu değiştiremeyecek. | Open Subtitles | لا شيء من الأكاذيب أو الإدعاءات الكاذبة في العالم سوف تغير ذلك |
Bay Haskell, iddialar bir yana birini tehdit etmek ciddi bir suçtur. | Open Subtitles | السّيد حزقيل، تعليق إدعاءات جانبي هي جريمة للتهديد أي واحد. |
Nakil mekiğinin son dakikaları hakkında bazı iddialar var. | Open Subtitles | إدعاءات مزعومة تتعلق بالدقائق الأخيرة في الناقلة |
Tüm bu değişikler daha çok alışveriş yapmanız için tasarlanmış iddialar. | Open Subtitles | كل هذه أصبحت إدعاءات تسويقية مصممة لجعلك تشتري المزيد |
Eğer bu iddialar doğru ise, alakası var. | Open Subtitles | حسنا اذا كانت الادعاءات صحيحه فأن لها علاقه بالتاكيد |
Eşim hakkındaki iddialar ortaya çıktıktan 2 gün sonra bir boşanma avukatıyla kısa bir görüşme yaptım. | Open Subtitles | كان عندي إستشارة قصيرة مع محامي طلاق بعد أيام قليلة من هذه الادعاءات التي ظهرت ضد زوجي |
Bu iddialar tamamen asılsız ve kesinlikle doğru değil. | Open Subtitles | الإدّعاءات التي يتمّ نشرها .لا أساس لها من الصحّة تمامًا وغير حقيقيّة |
Tehlikeli iddialar ama güvenilmez değiller. | Open Subtitles | أجل مزاعم خطيرة، ولكن ليست إستهتارًا |
Her gün buna benzer sağlık manşetleri yayınlanıyor, bazen de birbirinin zıttı iddialar ortaya atarak. | TED | تُنشر عناوين صحيّة مثل هذه كل يوم، مدّعية في بعض الأحيان ادعاءات معاكسة لبعضها. |
Sıra dışı iddialar, sıra dışı kanıtlar gerektirir ve benim görevim, sorumluluğum ise bir astronom olarak uzaylı hipotezinin, son çare olması gerektiğini insanlara hatırlatmak. | TED | تستلزمُ المزاعم الإستثنائية أدلة استثنائية، وهذا هو عملي ومسؤوليتي كفلكية لتذكير الناس أن فرضية مخلوقات الفضاء يجب أن تكون دائماً الملاذ الأخير. |
Günlükte kocanın sana ruhsal ve fiziksel tacizde bulunduğuyla ilgili iddialar var. | Open Subtitles | إنّها تحوي اتهامات باعتداء جسدي ونفسي .. |
Tüm saçma iddialar, bir Fargo'dan gelir. | Open Subtitles | حول كل الأدعاءات المضحكة من قبل آل فاركو |
Üçüncü kişilere dayanan kinayeli söylemler doğruluğu ispatlanmamış iddialar, isimsiz kaynaklar ve büyük manşetler kullanan Post, Beyaz Saray ile Watergate arasında doğrudan bir bağlantı olduğu izlenimini vermeye çalışmıştır. | Open Subtitles | إنهم يستخدمون التلميحات و شائعات من أشخاص يدعون سماع الأحاديث إتهامات غير مؤكدة مصادر مجهولة |
Bu iddialar asılsız mı? | Open Subtitles | و هل تعلنين أنه لا أساس له من الصحة؟ |
Tabii ki bir sebepten dolayı Mike hakkındaki iddialar düşerse ayrı mesele. | Open Subtitles | الا, بالطبع لسبب ما هذه الدعاوي ضده تم اسقاطها |
Ya da onlarla ilgili iddialar. | Open Subtitles | ، أو أنا يجب أن أقول إدّعاءات منها. |
Bunlar ciddi iddialar. Herhangi bir kanıtın var mı? | Open Subtitles | هذه إدعائات جطيرة هل لديك اي دليل ؟ |