Her ikisinin de iyi olmasını umarsın. Ama illa ki aynı olmayacaklardır. | TED | تأمل ان يكون كلاهما جيدًا. لكن ليس ضروريا ان يكونا نفس الشي. |
Yazması, ilk ikisinin toplamından daha uzun sürdü, orası kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد استغرق وقت أكثر في الكتابة من الاثنين السابقين مجتمعين |
Bu yüzden hiçbirimiz üç eski suçludan ikisinin beş yıl içinde tekrar suça karışmalarına şaşırmamalıyız. | TED | لذلك يجب ألاّ يفاجأ أحد عندما يعود كلّ اثنين من ثلاثة مساجين سابقين إلى السّجن في غضون خمسة سنوات. |
O ikisinin ne kadar çok yiyebileceğini hayal bile edemezsin. | Open Subtitles | ليس لديك فكرة ما هذان الاثنان قادران على وضع بعيدا. |
Gemilerden birinin gerçek diğer ikisinin yanıltmak için olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد ان اثنتين منهما هما ستار وواحدة هي الحقيقية |
İslam'ın eşcinselliği yasakladığını öğrendiğimden beri ikisinin arasında bir engel hissettim. | Open Subtitles | حينما سمعت بأن الإسلام يحرم المثلية الجنسية شعرت بالعائق الذى بينهما |
Sadece bu ikisinin aralarındaki meseleyi hallettiklerinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أردتُ فقط التأكد من أنّه بمقدور هذين الإثنين أداء المهمة |
Şükran Günü ikisinin de beni öpmeye çalışması benim suçum değildi. | Open Subtitles | . هذا ليس خطأى , كلاهما حاولوا تقبيلى فى عيد الشكر |
Zaman çizelgeleri her ikisinin de tanışmadan önce yıkıcı olduklarını gösteriyor. | Open Subtitles | جدولهم الزمني يشير ان كلاهما كان محبا للدمار قبل أن يلتقوا |
Yıllar sonra olacağını sanmıştım sadece. Hele de ikisinin aynı anda öleceğini asla. | Open Subtitles | إفترضت فقط أنني سأخسرهم في وقتٍ لاحق وبالتأكيد ليس كلاهما في نفس الوقت |
Bu ikisinin kesişimi benim ödümü kopardığı gibi, sizde de aynı etkiyi bırakıyor olmalı. | TED | وتقاطع هذين الاثنين ينبغي أن يُخيفكم بشكل كبير، إنه يخيفني كثيرا. |
Kadınların eşitliği söz konusu olduğunda, bu ikisinin birbiriyle çatışmamalı. | TED | حينما يكون الموضوع عن مساواة المرأة الاثنين لا يتعارضون |
Ne tek başına izlemek, ne de bununla ilgili konuşmak yeterliydi; ikisinin kombinasyonu anahtardı. | TED | فلا المشاهدة فقط ولا مجرد الحديث حول البرنامج كان كافيًا، كان الدمج بين الاثنين هو الشيء الأساسي. |
Ama erken bakarsa, belki bir ikisinin yüzünü hatırlama şansı daha fazla olur. | Open Subtitles | في الحقيقة, كل ما نظرت في الدليل بشكل أسرع كل ما كانت فرصتها أكبر لتذكر وجه أو اثنين |
Sanki bu, ikisinin arasındaki küçük bir şeymiş gibi - | Open Subtitles | هل تصدق... أتعرف، كأنه شيء ما ضئيل بين اثنين من... |
Ve benim baktığım yerden, bu ikisinin çok önemli bir geçmişi var. | Open Subtitles | ، ومن ما كنت انظر إليه . هذان الاثنان لديهما تاريخ جدي |
Marjorie, seninle ben maalesef bu ikisinin düzenlediği iğrenç bir oyunun piyonlarıyız. | Open Subtitles | أننا أنا وأنتِ كنّا بيادق في لعبة مريضة يقوم بها هذان الاثنان. |
Bu ikisi hakkında çok ilgi çekici bulduğum şey, her ikisinin de aynı şeye bakmasıdır: Her ikisi de çevrelerine karşı bir tepkidir. | TED | ما قد تجده مثيرا جدا للاهتمام حول هذين حيث أن كلا منهما يعبر عن الشيء نفسه: باستجابتهم للبيئة المحيطة بهم. |
İkisinin arasındaki gizli bir konuşmaya kulak misafiri olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنا بأنكَ سمعتَ بالصدفة محادثة خاصة و سرية بينهما |
o ya organik veya sıradan olacak veya ikisinin bazı karışımları teslim edilecek. | TED | وهي ستكون طبيعية وتقليدية أو تجمع بين الإثنين. |
İnanmasak ve ikisinin de delirdiğini düşünsek daha da beter olur. | Open Subtitles | إذا لم نصدقهم، سيعني هذا أنهما مجنونان أكره هذه الفكرة أكثر |
İki güzel çocuğum var, ikisinin de rezalet dişleri olacak. | Open Subtitles | لدي طفلان جميلان كلهما سوف يكون لهما أسنان سخيفة وفضيعة. |
ve kanserli kemik iliği aldı. Ve birkaç hafta içinde, her ikisinin de gen haritasını çıkarttı. Zor birşey değil. | TED | ونخاع عظمي مسرطن، وسلسل الجينوم الكامل لكليهما خلال بضعة أسابيع، ليس مشكلا كبيرا. |
Bu da demektir ki ikisinin birden olması milyonda bir ihtimal. | Open Subtitles | هذا يعني أن أي اثنان منهم في نفس الوقت هو احتمال واحد في المليون |
İkisinin aşçı olması gerekiyordu - Hiçbiri değildi. | TED | اثنان كان من المفترض بهما أن يكونا طاهيين , ولم يستطيعا |
İkisi de çubuk şeklinde, ikisi de asite dayanıklı... ikisinin de ince bir gölgesi var tıpkı kapalı bir kapsül gibi. | Open Subtitles | كلتاهما على شكل عصويّ، مقاومات للأحماض .. كما أنّهما تملكان ظلّاً طفيفاً، تبدوان محفوظتان في كبسولة. |
İkisinin yalnız kalmasına dayanamadığı için sanmıştım. | Open Subtitles | أنها لم تتحمل الفكره بأنهم الأثنان مع بعضهم وحدهم |
Bir eski ile konuştum ve o ikisinin bize büyük bir bela açacağını onayladılar. | Open Subtitles | أنا تحدثُ للتو مع أحد الشيوخ وقد أخبرتني أن هؤلاء الإثنتين سيوقيعوننا في مشكلة كبيرة |