Bu ilacın hayat kurtarıcı olacağı kişiler ilaçlarını almaya devam edebilirlerdi. | TED | بالنسبة للأشخاص الذين كان الدواء بالنسبة لهم منقذاً للحياة مازال بإمكانهم أخذ علاجهم. |
İlaçlarını istemiyorum! Moron gibi ayağına gelmek istemiyorum! | Open Subtitles | . لا أريد أدويتك أو أن تتعطفى علىً مثل أحد البلهاء |
Dinle dostum, ilaçlarını aldın mı bilmiyorum ama, buna artık bir son ver, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع ياصاح , لا اعلم اين دوائك , ولكن هذا ينتهي الان , حسنا؟ |
Ferguson hapishanesinde bu ilaçları alamıyordu, çünkü kimse ilaçlarını alamıyordu. İki haftasını bir hücrede geçirmenin nasıl bir şey olduğunu anlattı; | TED | لا تستطيع الحصول على تلك الأدوية في سجن فيرجسون، لأن لا أحد يستطيع الحصول على الأدوية. |
İlaçlarını yeni aldı. Onu bir gün sonra gör. | Open Subtitles | نعم، حسنا، تناولت دوائها للتو أمهلها يوم واحد |
...Eğer ona her gün ilaçlarını almasını söylersem... ...evdeki kimse onun hastalığını bilmeyecek... ...ve bu işe yaramayacak. | TED | إذا نصحتها بأخذ أدويتها يومياً بإنتظام، في الوقت الذي لا يعلم أحد من أهل منزلها بأمر مرضها، لذا لن تفعل ذلك. |
Bak, o orospu çocuğunu diğer hastalara ilaçlarını tükürmelerini söylerken gördüm. | Open Subtitles | انظر , لقد رأيت هذا الوغد يخبر أحد المرضى ببصق دوائه |
İlaçlarını alması gerekenlerimiz ya almıyor ya da yanlış alıyorlar. | TED | العديد منا الذين يحتاجون لتناول الدواء لا يأخذونها أو يأخذونها بطريقة خاطئة. |
O, ilaçlarla dönünce kardeşime ilaçlarını vereceğiz. | Open Subtitles | حالما يعود بالأدوية سنعطي الدواء لأختى الصغيرة |
Safra kesesindeki tıkanıklık gitmiş, İlaçlarını alıyor. | Open Subtitles | زال الانسداد الصفراوي ويتناول الدواء بالفم |
En iyi ilaçlarını hazırla, Doktor. Çünkü kalbin hastalanacak. | Open Subtitles | جهز أفضل أدويتك أيها الرجل الطبيب لأن فؤادك سيؤلمك غماً |
Neredeyse bir gündür ilaçlarını kullanmıyorsun. Korumalar sistemini terk etti. | Open Subtitles | عدم تناولك أدويتك ليوم تقريباً لن يكون هناك عامل حماية في نظام جسمك |
İlaçlarını kullanmayı bırakmadın, değil mi? | Open Subtitles | لم تتوقف عن تناول دوائك , أليس كذلك؟ لا لا لا |
Sonra da ilaçlarını al. İlaçlarını aksatmamalısın. | Open Subtitles | إذن لتتناول بعضاً من دوائك يجب أن لا تتجاهل دوائك |
Bugün hedeflenmiş terapi denen kişiye özel ilaçları kullanan bir sürü taşıyıcı var. Bunlar kendi terapi ilaçlarını ve gelişmekte olan ilaçları deneyip özelleştirmeye yarıyorlar. | TED | اليوم، هناك الكثير من هذه الأدوية المصممة خصيصاً، وتُدعى العلاجات المُستهدِفة، وهي متوفرة للأطباء من اليوم ليتمكنوا من تخصيص العلاجات لمرضاهم، والكثير غيرها قيد التطوير. |
Ve bu paylaşma adı altında... ...insanlar, kendilerine nasıl bakacaklarını, açıklama yapacaklarını... ...ve ilaçlarını nasıl alacaklarını öğrenirler. | TED | و من خلال المشاركة يستطعن الخروج بخطط لكيفية الرعاية بإنفسهن، و كيفية الإفصاح عن الأمر، و كيفية تناول الأدوية. |
Geçen gün ilaçlarını almayı unutmuş. Bir tepsiyi kafasına geçirmiş. | Open Subtitles | في ذلك اليوم لم تأخذ دوائها ضربته بالدرج |
Eğer birinci derece bir hastalığı varsa serbest kalması ilaçlarını kullandığı ölçüde önemlidir. | Open Subtitles | تعرف ان كان لديها اختلال من النمط الاول فإن إطلاق سراحها لن يكون بنفس أهمية كونها تتناول أدويتها او لا |
Ama eğer söylediğin doğruysa, yani Harold ilaçlarını almayı kestiyse o zaman bu ölümünün bir nedeni olabilir. | Open Subtitles | لكن إن كان ما تقوله صحيح, أن هارولد توقف عن تناول دوائه, فهذا يمكن أن يكون عاملاً لوفاته. |
Rahibenin bana verdiği uyku ilaçlarını sakladım. | Open Subtitles | قُمتُ بتجميع دواء النوم الذي كانَت تُعطيني إياه الأُخت |
uymak ve kan basıncı ilaçlarını ayarlamak zor. | TED | إنه لمن الصعب الالتزام والتكيف مع أدوية الضغط التي لديك. |
İlaçlarını alması için çalışıyordum ve birden çıldırdı. Üzerime atladı. | Open Subtitles | حاولت أن أساعده ليتناول دواءه ولكنه ثار. |
İlaçlarını bir gün bile kaçırırsa sonuçları çok ciddi olabilir. | Open Subtitles | إذا لم يتناول أدويته ليوم واحد فسيشكل هذا خطراً عليه |
O uyku ilaçlarını hala almıyorsun değil mi? | Open Subtitles | لَيستْ أنت ما زِلتَ تَأْخذُ تلك الحبوب المنومِّةِ، أيضاً؟ |
- Patates Kafa! - Aptal ilaçlarını bu sabah almadın mı sen? | Open Subtitles | يا رأس البطاطس هل جميعكم أخذتم حبوب الغباء هذا الصباح؟ |
Hala ilaçlarını almak zorundasın, Harold. | Open Subtitles | مع ذلك, يجب عليك أن تأخذ دواءك, هارولد. |
Söylentilere göre, tekrar nöbet geçiriyormuşsun, çünkü ilaçlarını almıyormuşsun. | Open Subtitles | إليك الأحاديث الساخنة لديك ازمة مجدداً بسبب تخلّيك عن تناول ادويتك |