"ilişkiler" - Translation from Turkish to Arabic

    • العلاقات
        
    • الشؤون
        
    • للعلاقات
        
    • العلاقة
        
    • علاقات
        
    • بالعلاقات
        
    • لعلاقات
        
    • للشؤون
        
    • الشئون
        
    • والعلاقات
        
    • العلاقه
        
    • العِلاقات
        
    • روابط
        
    • علاقاتنا
        
    • آر
        
    Belki de en başarılı ilişkiler olumsuzluk çıtası en yüksek olanlar diye düşünebilirdim. TED لذا كنت لأفترض بأن العلاقات الأنجح هي تلك حيث تكون عتبة السلبية عالية.
    Evet, bayılırdım onlara. (Gülüşmeler) Neyse, orada her zaman zevk, ilişkiler ve tabii ki seks üzerine yazılar olurdu. TED نعم، أحبها حقا. على كل حال، دائما ما كان هناك مقال عن المتعة و العلاقات و بكل تأكيد الجنس.
    Sivil ilişkiler ve sivil toplum girişimleri. TED ومبادرات من الشؤون المدنية والمجتمع المدني.
    en bağlı toplumuz. Ama ben gittikçe düşünmeye başlıyorum ki sahip ya da sahip olduğumuzu düşündüğümüz ilişkiler, insan TED ولكنني بدأت أعتقد أن هذه الارتباطات التي نملكها أو التي نعتقد أننا نملكها هي مجرد محاكاة ساخرة للعلاقات الإنسانية.
    Eğer aile de fakirse, bu çocukları ziyaret etmek neredeyse imkansızlaşıyor ve ilişkiler de yavaş yavaş kopuyor. TED و إن كانت العائلة فقيرة، تصعب عليهم زيارة أطفالهم و تدريجيًّا تتهشم العلاقة بينهم.
    Sınırların tarihsel açıdan en keyfi olduğu ve lider nesillerin birbirleriyle düşmanca ilişkiler içinde olduğu tüm bu bölgeler. TED كل تلك المناطق حيث الحدود تاريخياً أكثر تعسفية وحيث أجيال من القادة كانوا على علاقات عدائية مع بعضهم البعض.
    - Alınma ama söz konusu ilişkiler olunca gerikafalı bir gelenekçisin. Open Subtitles و لكنك تصبح تقليدياً غليظاً عندما يتعلق الأمر بالعلاقات يا صديقي
    Kişisel ilişkiler, bence muhtemelen sahip olduğumuz en güçlü araçlar. TED أعتقدُ أن العلاقات الشخصية، هي ربما أقوى الوسائل التي لدينا.
    Ve ideal anlamında siyaset, daha iyi bir yaşama ve daha iyi bir topluma erişmek için ilişkiler ağımızı sürekli irdelememizdir. TED و السياسة في التفكير المثالي، هي الطريقة التي نوجه كلامنا بشكل مستمر لشبكة من العلاقات لتحقيق حياة أفضل و مجتمع أفضل
    Aralarındaki her çizgi iki insan arasındaki ilişki. Farklı türde ilişkiler. TED كل خط بينهم هو علاقة بين شخصين أنواع مختلفة من العلاقات.
    Ama ilişkiler hep böyle yürüyor. Sevinçle başlıyor üzüntüyle bitiyor. Open Subtitles لكن العلاقات غالبا تكون كذلك تبدأ بالمتعة وتنتهي بالحسرة والغم
    İlişkiler yarışmak gibidir. Aşk için yaptığında çoktan kazanmış sayılırsın. Open Subtitles العلاقات مثل السباق عندما تفعله من اجل الحب فقد فزت
    Peki halkla ilişkiler işin görünen yüzüyse? Open Subtitles وإذا كانت الشؤون العامه تعتبر فقط كجبهه ؟
    İner inmez uluslar arası ilişkiler subayını bulup evrak işlerini halletmeliyiz. Open Subtitles أول ما نهبط، سنجد ضابط الشؤون الخارجية، ونعمل على الأوراق.
    Bu savaş için feda ettiğimiz onca şeyden sonra savaş sonrası ilişkiler görüşmesinde sesimizi duyuramıyoruz. Open Subtitles بعد كلّ ما ضحينا به لأجل هذه الحرب. لمَ لا يمكن أن يكون لنا صوت في مناقشة الشؤون ما بعد الحرب؟
    Akıl hastalarını öldürmek halkla ilişkiler açısından hiç iyi olmaz. Open Subtitles قتل المختلين ليس مناسباً للعلاقات العامة
    Şu halkla ilişkiler programı fikri hoşuma gitti. Open Subtitles أَحْبُّ مثل تلك الحفلة للعلاقات الإجتماعيةِ.
    Herhangi bir çevrede iki tür geçer akçe vardır: performans ve ilişkiler. TED هناك نوعان من الدقة في أي بيئة: دقة الأداء ودقة العلاقة.
    İlişkiler köpekbalığı gibidir sürekli ilerlemek zorundadır, yoksa ölür. Open Subtitles العلاقة كما أعتقد هي مثل القرش عليها أن تتحرك باستمرار إلى الأمام وإلا فستموت
    Milyonlarca yıllık evrim bazı yakın ilişkiler daha yaratmış farklı dinozor türleri arasında. Open Subtitles ملايين السنين من التطور خلقت علاقات وطيدة بين أنواع مختلفة من الديناصورات أيضا
    Acentada çalışmaya başlayalı çok olmadı, ama bir nevi halkla ilişkiler bölümünde görev yapıyorum. Open Subtitles اننى مع هذه الوكالة منذ وقت قليل لكن هناك اننى اعمل بالعلاقات العامة
    Bu iyi halkla ilişkiler. The Wall Street Journal için. Open Subtitles هذه لعلاقات عامة جيدة انها لوول ستريت جورنال
    Halkla İlişkiler kredisini tamamlayan tek ders de buydu. Open Subtitles و هـذا هو القسم الوحيد الذي وفّى متطلباتي للشؤون العامة
    Halkla İlişkiler'den rakamları yeni aldım. Elektrikli araba kampanyası bir harika! Open Subtitles احضرت للتو التصميمات من اداره الشئون المجتمعيه حملات عربه الكابل نجحت
    Hem ayrıca, dışardan bakıldığında olağan dışı görünüyorsun ama olay duygular ve ilişkiler olduğu zaman senin de kimseden farkın kalmıyor. Open Subtitles ومن المؤكد أن لديك جوانبٌ استثنائية لكن حينما يتعلق الأمر بالمشاعر والعلاقات العاطفية فإنك لا تختلف عن أحد ٍ في ذلك
    Hepimiz mükemmel olmayan geçmiş ilişkiler yaşadık, ama geçmişteki bu ilişki, gelecekteki hayallerimizi etkiler mi? Open Subtitles عند عمر معين, كانت لدينا جميعاً علاقات ابعد بكثير من الماضي المثالي ولكن كم تأثر تلك العلاقه الماضيه
    Umarım olmaz çünkü gergin koşullarda başlayan ilişkiler asla uzun sürmüyor. Open Subtitles الأمل لَيسَ، ' سبب، تَعْرفُ، العِلاقات التي تَبْدأُ تحت الظروف الحادّة، هم أبداً لا يَدُومونَ.
    Sizi yakın ilişkiler kurmanızı sağlayacak davranışlarda bulunmaya iter. TED فيدفعكم لفعل أشياء تعزز من روابط علاقاتكم.
    İlişkiler nasıl kurulur bilmek istiyorlar. TED ‫يريدون أن يعرفوا سر علاقاتنا ‬ ‫التي تستمر؟‬
    Halkla ilişkiler müdürü şirketimizin son seçimlerde iki tarafın da politik eylem komitelerine para sağladığını söyledi. Open Subtitles رئيس بي آر أخبرَني بأنّ شركتَنا موّلت بي أي سي إس على كلا الجانبينِ أثناء الإنتخابِ الأخيرِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more