| Kutsal metinlere inanan bir dünyada evrim ve jeoloji yüzünden yaradılışa olan inançları sarsılan insanlar için büyük bir heyecan, bu kutsal metinlerin tarihsel olarak doğru olduğunun kanıtı. | TED | وحماس عظيم لعالم حيث أولئك الذين يؤمنون بالكتب المقدسة قد تمت زعزعة إيمانهم بالنشوء عن طريق التطور وعلم الأرض كان دليلا هنا على أن الكتب المقدسة كانت صحيحة تاريخيا. |
| Kernof'lar dindar insanlar ancak inançları onları avutmakta yetersiz. | Open Subtitles | آل كيرنوف متديّنون, لكن إيمانهم يمنحم راحة قليلة. |
| Mahkumlar, HYB'lere ırkları sebebiyle dinleri ya da siyasi inançları yüzünden gönderiliyor. | TED | يقع إرسال السجناء لوحدة إدارة الاتصالات بسبب العرق، والدين أو معتقداتهم السياسية. |
| Bu bir şeye dayanmıyor, belli bir şey yok, fakat biliyorsunuz, ben batıl inançları olan biriyim. | Open Subtitles | ليست مستندة على حقائق لكن هل تعرف أني رجل مؤمن بالخرافات |
| Mutlu haberi kutlamak için saçma sapan batıl inançları uygulamayı bıraktığına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك تخليت عن جميع المعتقدات السخيفه بشان الاحتفال بالأخبار السعيده |
| Bazılarınızın inançlarıyla Emily'nin veya sanığın inançları bağdaşmıyor olabilir. | Open Subtitles | بعضكم قد يجد نفسه غير قادراً على التوفيق بين معتقدات إيميلي روز أو معتقدات المتهم مع معتقداته الخاصة |
| Şimdi de sizlerin dini inançları üzerine sohbet etmek istiyorum. | Open Subtitles | اود الان ان اتحدث حول حول ديانات كل واحد منكم |
| Ayrıca onların inançları Hristiyanlık, Gnostisizm ve Neoplatonizm ile uyum içinde. | Open Subtitles | علاوة على ان ايمانهم يتقبل المسيحية والعلمانية والافلاطونية |
| İnançları, soru sorulduğunda... - ...sessizliğin yayılacağıdır. | Open Subtitles | إيمانهم الأساسي هو أن الصمت سيعم عندما يُطرح السؤال |
| Bana olan inançları sayesinde bunu başarabileceğime güvendim. | Open Subtitles | الذين إيمانهم منحني الثقة لأؤمن انه يمكنني ان أفعل ذلك |
| İnsanlar bu küçük makinelerinizi öğrenirlerse, inançları yerle bir olur. | Open Subtitles | ذلكَ يعني إنْ إكتشف الناس أمر مكائنكم الصغيرة فسيُفسد ذلكَ إيمانهم |
| Onun tuhaf gerçeklik anlayışı ile kendi ezoterik inançları arasında paralellik kurdular. | Open Subtitles | في نسختها الغريبة لها من الواقع، رأوا التشابه مع معتقداتهم الباطنية الخاصة. |
| Daha sonra tekrar dini inançları soruluyor. | TED | ثم تم سؤالهم مرة أخرى عن معتقداتهم الدينية. |
| Latince sözler, ot filan... batıl inançları var da. | Open Subtitles | تلك المادة باللغة الأتينية والأعشاب إنه فقط مؤمن بالخرافات الحقيقية |
| Birazcık batıl inançları var ama. | Open Subtitles | هي بعض الشيء مؤمن بالخرافات ولكن لا بأس بذلك |
| Ama şimdi inançları olasılık ile sunacağız. | TED | لكننا سنقوم بتمثيل المعتقدات باستعمال الاحتمالات. |
| İnsanları kendi uğruna öldürtüyorsun. - İnançları için. | Open Subtitles | تفضّل أن يموت الآخرين من أجلك بسبب ما يؤمنون |
| Ama size söz veriyorum, ben hükmettiğim sürece Languedoc'taki hiçbir insan dinî inançları uğruna suçlanmayacak! | Open Subtitles | لكنني أعدكم بهذا, طالما أنني حاكم لا شخص في الأرض سوف يهان بسبب معتقداته |
| Ben, kutsal topraklarda yaşayan bütün inançları bir araya getirecek seçilmiş kişiyim! | Open Subtitles | أنا المختار الذي سيوحد ديانات الأرض المقدسة |
| Zafere olan kayıtsız şartsız inançları eminim ki bu açığı telafi edecektir. | Open Subtitles | ايمانهم اللامحدود بالنصر النهائي يعوّض عن ذلك |
| Kendilerini savunmuyorlar ama yalnızca dini inançları yüzünden yargılandıklarını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | هم لا يقدّمون دفاع كثير ما عدا بأنّهم يضطهدون لمعتقداتهم الدينية. |
| İnançları var mı? | Open Subtitles | هل لديهم ديانة هناك؟ |
| Beni tanıyanlar, hem eski inançları hem de polis işlerini bir arada tutmaya çalıştığımı bilir. | Open Subtitles | أنا أبقى الإعتقادات القديمة بالخارج و عمل الشرطة هنا |
| Bu yüzden bu çocukları,Bessie Griffin... ve ruh karıstırıcıları dinliyorum çünkü... onların inançları var. | Open Subtitles | ولـ(بيسي غريفين) و(محرِّضو الأرواح) لأن لديهم إيمانٌ راسخ. |
| Katolik inançları yüzünden, Kral'ın büyük kızı, Prenses Mary'nin, Kraliçe olmasını engellemek için bir girişimde bulunuldu. 1533'de tacını giydi. | Open Subtitles | وقد بذلت محاولات عديدة لمنع الابنة الكبرى للملك, الأميرة ماري من أن تصبح ملكة لمعتقداتها الكاثوليكية |
| Dünyayı değiştirmek istiyorlardı ve inançları onları beraber tuttu. | Open Subtitles | إيمانهما في المقام الأول بتغيير العالم وإيمانهما أبقاهما معا |
| Lanet olası inançları var. | Open Subtitles | إن لديهم إيمانًا راسخًا. |