| Eğer bunları işe almayacağım dersen, söyle ben istifa edeyim. | Open Subtitles | إذا لن توافق على توظيف هؤلاء أخبرني الآن حتى أستقيل |
| - Sağol. Tamam, buraya kadar. Bu aileden istifa ediyorum. | Open Subtitles | حسن ، هكذا الأمر ، أنا أستقيل من هذه العائلة |
| Madem böyle düşünüyorsun, neden istifa edip yeniden er rütbesiyle en baştan başlamıyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت تشعر هكذا لم لا تستقيل من منصبك و تبدأ من جديد كمجند ؟ |
| Öğrenci değişim programıyla Hindistan'a giden... kızım Caithlin'i... yetiştirmek için istifa ettim. | Open Subtitles | استقلت لأربي طفلتي كايتلن التي تمضي عامها الأخير حالياً ببرنامج تبادل بالهند |
| Suçlanmadan istifa etti. Çünkü büyük ihtimalle hüküm giyeceğini biliyordu. | TED | فقد استقال قبل أن يحدث ذلك لأنه يعلم بأنه سيدُان. |
| İşe geç gelme konusunda sıkıntı yaşadık ve hastaneden istifa etti. | Open Subtitles | حدث بيننا خلاف حول المواعيد وتخلفها عنها وقررت الإستقالة من المستشفى |
| Yapabileceğimiz tek şey var. Ben istifa ederim ve çıkarız. | Open Subtitles | دعينا نفعل شيئا واحدا انا سوف استقيل ثم سأذهب معكي |
| Hangi insan yeni bir iş bulmadan işinden istifa eder? | Open Subtitles | الذي يستقيل من عمل دون البحث عن واحد أخر ؟ |
| Annem işimizi konuşmak için buraya geliyor, ...ve ben istifa ediyorum. | Open Subtitles | حسناً, أمي ستأتي إلى هنا لمناقشة أعمالنا و أنا سوف أستقيل |
| Yani, neden 12 sene önce utançla istifa etmedim ki? | Open Subtitles | الأمر مثل ، لماذا لم أستقيل منذ 12 مضت ؟ |
| Asla istifa etmeyeceğim tek işimsin. Kafamı mı kokladın sen? | Open Subtitles | أنه العمل الوحيد الذي لن أستقيل منه هل شممتِ رأسي؟ |
| Bu gece teyzene gideceksin, ona artık burada çalışmak istemediğini, istifa edeceğini söyleyeceksin... | Open Subtitles | لكنالليلةأريدأنتذهب للقاءعمتك" دوري " تخبرها أنك لم تعد تهتم بالعمل هنا وسوف تستقيل |
| Mademki işinizden nefret ediyorsunuz neden istifa etmiyorsunuz? | Open Subtitles | إذا انت تكره العمل كثيراً, لماذا لا تستقيل ؟ |
| Bu ilçede bulabileceğim en iyi iş, ve çoktan istifa ettim. | Open Subtitles | أفضل وظيفة على الاطلاق قد أجدها بهذه المقاطعه و استقلت بالفعل |
| İyi dinle beni. Bir açıklama yapmadım. İstifa ettim, o kadar. | Open Subtitles | لدىّ ما أقوله فى هذا الشأن, أنا لم أُدل بأى تصريح أنا استقلت هذا كل ما فى الأمر |
| 4 general başkanın politikalarını pervasız ve sorumsuz olarak nitelendirerek istifa etti. | Open Subtitles | لقد استقال اربع جنرالات احتجاجا, يدعون بان رئاسة الرئيس مستهترة وغير مسؤولة |
| Bunu yapanlar istifa etti ya da ettirildi. | Open Subtitles | ومَن احتج قدّم إستقالته، أو أجبـِر على الإستقالة |
| Öncelikle benden istifa etmemi istemek bir tür kötü yönetimdir. | Open Subtitles | هذا نوع الادارة السيئة الذي جعلني استقيل من البداية معه |
| En yüksek kar getiren çalışanımı istifa ettirmek bu tanıma uymuyor. | Open Subtitles | وأنا لا أحدد هذا بجعل أحد أفضل من يكسبون لدي يستقيل |
| Dört yıl önce, bölge savcı yardımcılığı görevinden istifa etmiştim. | Open Subtitles | منذ أربع سنوات قدمت استقالتي من وظيفة مساعد محامي المقاطعة |
| İstifa ediyorum patron. Bu işe uygun olmadığımı ikimiz de biliyorduk. | Open Subtitles | ـ انا مستقيل ، سيدي ن انظر كلانا يعلم انني غير مناسب لهذا العمل |
| Çizimine yapılan saldırıyı kınamak için The Banner'dan istifa etti. | Open Subtitles | لقد استقالت من جريدة بانر أعتراضا منها على الهجوم على مبناك |
| - Senin gibi bir adam karşısında, istifa edersem durumu düzelteceğimi düşündüm. | Open Subtitles | مع رجل مثلك إن إستقلت. فأن هذا يحسن الأمور بيننا |
| Ama herneyse, bass gitaristimiz bir gün istifa etti, tamam mı? | Open Subtitles | لكن على أي حال، عازف إيقاع الفرقة إستقال في يوم ما |
| Ortalığı böyle karıştırdıktan sonra işinden bir istifa mektubuyla çıkacağını mı sandın? | Open Subtitles | لقد سببتي الفوضى وتقولين بأنكِ ستقومين فقط بتقديم طلب إستقالة وتهربين ؟ |
| Yani seni istifa etmeye zorlayan sadece basın veya parazitler değildi. | Open Subtitles | إذاً، لم يكن فقط الصحافة أو المتطفّلين الذين أرغموك على الاستقالة |
| Çok özür dilerim. Böyle bir emri kabul etmeden önce, görevimden istifa ederim. | Open Subtitles | معذرة ، و لكن قبل ان أقبل هذا الامر اننى أقدم استقالة لجنتى |