Evet, şu anda dünyada olan değişimleri izlemek acı veriyor olabilir. | TED | نعم، رؤية هذه التغيرات في العالم الآن يمكن أن تكون مؤلمة. |
arkadaşlarım sizin yavaşca ölmenizi izlemek istiyorlar sonra siz olmayasanız | Open Subtitles | سأجعلك تشاهد أصدقائك وهم يموتون ببطء ثم سنأتى من اجلك |
Ve aynı yazılımı sağdaki videoda kullansak, bu bebeğin aldığı her nefesi görmemizi sağlıyor ve bunu onun nefesini izlemek için temassız bir yöntem olarak kullanabiliriz. | TED | ولو إستخدمنا نفس البرنامج على الفلم الأيمن يمكننا أن نرى كل تنفس تقوم به الطفلة ويمكننا هذا من مراقبة تنفسها دون لمسها |
Bu muhteşem ufaklığı dünyaya getirirken seni izlemek muhteşem bir şeydi. | Open Subtitles | مشاهدتك تأتين بذلك الشخص الصغير المدهش لهذا العالم كان ذلك رائعا |
Şişman bir adamın gülleyi midesiyle yakalamasını ağır çekimde izlemek gibi. | Open Subtitles | أشبه بمشاهدة رجل بدين يركض وراء كرة معدنية وبطنه بالتصوير البطيء. |
Benim tek yapabildiğim ise insanlık aynı hatayı tekrarlarken çaresiz bir şekilde izlemek. | Open Subtitles | وكل ما يمكنني فعله المشاهدة عاجزة، كما تكرر البشّرية اخطاءها نفسها مراراً وتكراراً |
Bu videoyu daha sonra tekrar izlemek bana bunu yapmaya devam etmem için ilham verdi. | TED | ومشاهدة شريط الفيديو ذاك ألهمني للاستمرار في القيام بما أفعله. |
Günbatımını izlemek için Apollo Tapınağı'nda! | Open Subtitles | فوق, عند معبد ابولو, حتى نشاهد منظر الغروب |
Senin şovunu izlemek istiyorum. Biliyorsun bu günlerde nostalji fırtınası esiyor. | Open Subtitles | أنا بالفعل أريد رؤية أحد عروضك الحنين للماضي يدفعني بقوة لذلك |
Güneş Sirki'ni sevdiyseniz ve daha fazla izlemek istiyorsanız, çok basit. | Open Subtitles | إذا كنتم تستمتعون بسيرك دو سوليل وتريدون رؤية المزيد فهذا سهل |
Birini böyle bir şey yaparken izlemek ne kadar nadir biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كم هو غير مألوف رؤية شخص يفعل شيئاً كهذا ؟ |
stadyumda futbol maçı izlemek. Ama bence bir öğleden sonrasını | TED | أن تشاهد لعبة كرة قدم في الملعب. لكن أظن أنها طريقة صحيحة تماما |
Yakınındaki insanın, seninle biraz daha vakit geçirmek için kendisini üç yıl boyunca zehirle doldurmasını izlemek, sizinle kalıyor. | TED | لأنك عندما تشاهد من يُهمك يملأ نفسه بالسم لمدة ثلاث سنوات، ليتمكن من البقاء معك لفترة أطول بقليل، ذلك يبقى معك، |
Bu çok küçük hareketleri izlemek yeterince zor ama değişimleri sismik olaylara dönüştüren unsurlar çok daha çeşitlidir. | TED | من الصعب مراقبة هذه التحركات الصغيرة، لكن العوامل التي تحول التحركات إلى أحداث زلزالية أكثر تنوعاً. |
Onun için dans edişini, onu nasıl rahatlattığını izlemek muhteşemdi. | Open Subtitles | كان من الجميل مشاهدتك ترقصين له, ورؤية تهدئتكِ له |
Bu bir muzipliktir. Sizlerin çeneleriniz düşüp, düşüp, düşüp anlayasaya kadar, izlemek gerçi hoşuma gitti. | TED | برغم أني استمتعت بمشاهدة أفواهكم وهي تنفتح دهشة أكثر وأكثر حتى استوعبتوا. |
Biliyorum resmin kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. | TED | أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة. |
Şunu düşünün -- iş yerinde oturmak, Facebook ekranını kaydırmak, YouTube'da videolar izlemek bizi daha az üretken yaptı. | TED | تخيل ذلك، الجلوس بالمكتب وتصفح فيس بوك ومشاهدة مقاطع الفيديو في اليوتيوب جعلنا بإنتاجية أقل |
Ama şimdi başka insanların eğlendiğini veya öldürüldüğünü izlemek daha iyi olabilir. | Open Subtitles | ولكن الان من الممتع ان نشاهد أشخاصا آخرين يستمتعون أو يقتلون |
Bildiğim şu ki, ne okuma yazma bilen ne de ailesini doyurabilen bir köylü evladının besinsizlikten ölüşünü izlemek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه ان الفلاح الذي لا يعرف يكتب او يقرا او اطعام اسرته عليه ان يشاهد ابنه يموت من سوء التغذية |
Hey, ben bu ikisini alıp eve götüreceğim biraz kriket izlemek için. | Open Subtitles | سآخذ هذين الإثنين معي للمنزل .لنشاهد بعض الكريكت ..سيكون من اللطيف مشاهدتها |
Hayır, hayır bu filmi bir daha izlemek istemiyorum, ben güneyi sevmem. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا, قلت لك اني . لا اريد ان اشاهد هذا الفيلم مجددا |
Her zaman Madison Square Garden'a gidip Knicks'in maçını izlemek istemişimdir. | Open Subtitles | أردت دائماً الذاهب إلى حديقة ساحة ماديسون، لرؤية .مسرحيّة التحفة الزهيدة |
Bir gün daha öylece geçti, küçük dostum şehirde gün doğuşunu izlemek için neler vermezdim. | Open Subtitles | ويوم آخر يمر، ولا يوجد أي سفينة تظهر ما أود إلى رؤيته هو غروب الشمس فوق نهر التايمز |
Film izlemek falan istersen biraz DVD ve VHS kasetim de var. | Open Subtitles | وإن أردت متابعة الأفلام فلدي بعضاً منها على اشرطة و قرص ليزري |
Seni meşgul etmeyeyim ki, benim kahvaltıda ağlamamı izlemek yerine onlara yardım edebilesin. | Open Subtitles | ربما أدعكِ تعودين إلى مساعده الناس بدلاً من مشاهدتي أبكي حول إفطاركِ الجميل |