İyice açtığımızda, ortaya bedeni ağır şekilde yanmış küçük bir kız çıktı. | TED | عندما ألزلنا الخرق وجدنا فتاة صغيرة .. كانت محروقة الجسد بصورة بالغة |
küçük bir kız için çok büyük bir sır olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | هو اعتقدان هذا سوف يكون سر كبير جدا على فتاة صغيرة |
Bir zamanlar küçük bir kız ormanda uzun bir yürüyüşe çıkmış. | Open Subtitles | ذات مرة كان هناك فتاة صغيرة ذهبت تتمشى طويلا في الغابة |
Bir zamanlar, küçük bir kız saat takmış beyaz bir tavşan gördü. | Open Subtitles | في قديم الزمان بنت صغيرة رأت أرنب أبيض يَلْبسُ ساعة |
New York'ta Plaza Hotel'in çatı katında yaşayan küçük bir kız. | Open Subtitles | فتاة صغيرة عاشت في شقة على سطح فندق البلازا في نيويورك |
Biz Kaybolmuş küçük bir kız Çocuğundan bahsediyoruz, Muhtamelen yaralanmış veya ölmüş... | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن فتاة صغيرة مفقودة، يُحتمل أن تكون مُصابة أو ميّتة. |
- Söz vermiştin bana. - Beni küçük bir kız olarak gördüğünü biliyorum. | Open Subtitles | ـ لقد وعدتيني بالتنحي عن هذا ـ أعلم إنني في نظرك فتاة صغيرة |
Şu an ameliyathanede beni bekleyen küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في غرفة العمليات والتي لن تعيش بدوني. |
Ama onun anısına bu yıl küçük bir kız bulup kafasına basacağız. | Open Subtitles | نحن في طريقنا للعثور على فتاة صغيرة و نسحق رأسها هذا العام. |
Bir zamanlar, gerçek bir gazeteci olmanın hayalini kuran küçük bir kız varmış. | Open Subtitles | في وقت من الأوقات كان هناك فتاة صغيرة حلمت بأن تصبح صحفية حقيقية |
Ona bunun küçük bir kız için yer olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت له أن هذا ليس المكان المناسب لنشأة فتاة صغيرة |
Dışarıda tüm ailesinini kaybetmek üzere olan küçük bir kız var. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في الخارج والتي على وشك فقدان عائلتها كُلها |
küçük bir kız çocuğu hakkında anlatılanları duydum, altına kaçırmaya engel olamıyordu çünkü bir sürü yetişkin asker kızın içine girmişlerdi. | TED | سمعت عن فتاة صغيرة التي لم تستطع وقف التبول على نفسها بسبب الكثير من الجنود المحدثين حشروا أنفسهم داخلها |
Sizden, ölü mavi bir ıspanak bitkisini elinde tutmakta olan küçük bir kız hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريد منكم جميعاً أن تتخيلوا فتاة صغيرة .تحمل في يدها نبتة سبانخ زرقاء ميتة |
Köylü kadınların şefinin yanında küçük bir kız çocuğu vardı benim gibi açık kahve teni, kir pas içindeydi. | TED | وقد كان لنسوة زعيم القرية فتاة صغيرة ،لونها معتدل مثلي .وسخة تماما |
küçük bir kız, mor düğmeyi çekmeyi denedi sonra da itmeyi. Olmayınca arkasına yasladı ve titreyen alt dudağıyla kutuya baktı. | TED | حاولت فتاة صغيرة أن تسحب الزر البنفسجي وأن تضغطه، ومن ثم استلقت وحدقت بالصندوق وشفتها السفلى ترتعش. |
Lisa Davis adında, Minneapolis'e gitmekte olan küçük bir kız. | Open Subtitles | بنت صغيرة اسمها ليزا ديفيس، في الطريق إلى مونوبوليس. |
Sen, ağzından doğru şeyler çıkan, ama derinden, benim sadece korunması gereken küçük bir kız olduğumu düşünen sinsi doktorlardansın. | Open Subtitles | أنت نوع من هؤلاء الذين يقولون كل الأمور الصحيحه عندما تظن في قرارة نفسِك إنني فتاه صغيره بحاجه إلي الحمايه |
küçük bir kız hastamın göz sinirlerinde kist var. | Open Subtitles | لدي فتاة صغيره يوجد لديها كيس طفيلي في العصب البصري, |
Ya küçük bir kız gibi davranmaya devam et... ilk tanıştığımız daki gibi. | Open Subtitles | و الآن، بإمكانك مواصلة التصرّف كفتاة صغيرة كما كنتِ حين تقابلنا للمرّة الأولى |
Sana gerek yok, ben her gün küçük bir kız gibi hissediyorum! | Open Subtitles | لا داعي لذلك , أشعر بأني فتاةٌ صغيرة كل يوم. |
Unutma, bizler gibi ezik, uysal küçük bir kız olman lazım. | Open Subtitles | لا تنس , أنت من المفترض أنك فتاه صغيرة وديعة مثلنا |
Bunun sana zor geldiğini biliyorum... Ama o artık küçük bir kız çocuğu değil. Rahatla biraz. | Open Subtitles | أعلم أن هذا صعب عليك، لكنها لم تعد تلك الفتاة الصغيرة بعد الآن، حسناً ؟ |
Affedersiniz! 6 yaşında küçük bir kız çocuğu gördünüz mü? | Open Subtitles | معذرة ، هل رأيتم طفلة صغيرة فى السادسة من العمر؟ |
Babasının sevgisini bekleyen mavi elbiseli... küçük bir kız hatırlıyorum. | Open Subtitles | فأنا مثلاً أتذكّر فتاةً صغيرة بفستانٍ أزرق تريد محبّة والدها |
küçük bir kız öyle korkunç bir kazadan nasıl kurtulur? | Open Subtitles | كيف يمكن لفتاة صغيرة النجاة من هذه المشكلة الرهيبة؟ |
Ya da belki küçük bir kız çocuğu okula gitmeden önce bilinmez bir oyun oynayan. | Open Subtitles | ... أوربما،تكون بنتا صغيرة ... قبلأنتذهبللمدرسة تعزف مع الجار المجهول |
İlişkisi olan küçük bir kız vardı, erkek arkadaşına yalan söyledi ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar. | Open Subtitles | الفتاة الصغيرة كانت على علاقة غرامية، كذبت لها صديقها، وتعيش في سعادة دائمة. |
Deniz topu oynayan bir kaç kadın ortalarında kumdan kale yapan küçük bir kız. | Open Subtitles | إمراتين يلعبان بكرة الشاطئ وفتاة صغيرة بينهم تبني قصر رملي |
küçük bir kız kayıp ve bence sen bir şeyler biliyorsun. | Open Subtitles | لا نملك أي وقت. هنالك فتاةٌ مفقودة، وأعتقد أنّك تعلمين بأمر ذلك. |