Çok özür dilerim. kıyafetlerin yanlışlıkla bağış yaptığım giysilerin arasına karışmış. | Open Subtitles | آسفة للغاية ملابسك إنتهى بها الحال في حقيبة تبرعت بها للمحتاجين |
Merak etme, kıyafetlerin temizlenir temizlenmez geri verilecek. | Open Subtitles | لا تقلق ، سوف تحصل على ملابسك العودة حالما يتم غسلها. |
Önceki gece ki kıyafetlerin. Yürüme şeklin. | Open Subtitles | حسناً , الّليل الماضية , ملابسك الطريقة التي كنت تتعاملين بها |
Bulmayı seviyorum, giyinmeyide ve şu sıralarda da, her durum için farklı renkli ve çılgın kıyafetlerin fotoğraflarını çekip blog yazıyorum. | TED | انا احب ان ارتدي و أجد ملابس جديدة ولاحقاً تصوير وتدوين ونشر عدة ألوان من الملابس الجنونية من اجل مناسبة واحدة |
- Neden? Polisin bu güzel kıyafetlerin iplerini bulmasını istemeyiz. | Open Subtitles | حتى لا تجد الشرطة أية ألياف من هذة الملابس الجميلة |
Aslında, seni de kıyafetlerin ile beraber makineye atıp, bir güzel yıkamak lazım. | Open Subtitles | كل ما نريده الآن هو أن نغير ثيابك و نضعها في الغسالة |
kıyafetlerin üstünde. Titremeyi kes. | Open Subtitles | لقد أرتديتي ملابسكِ الآن توقفي عن الإرتجاف |
Bugün hava güzel, kıyafetlerin hemen kurur. | Open Subtitles | الطقس جيد هذا اليوم لذا ستجف ملابسك سريعاً |
kıyafetlerin hazır. Çiftliğimizdeki ipeklerle tamir ettik. Gel hadi. | Open Subtitles | ملابسك جاهزة, تم رَتقُها بحَريرٍ من مزارعنا. |
Sabahın 3'ü Foreman seni evinden çağırmış olsaydı kıyafetlerin ütülü saçların yapılı ve makyajlı olmazdın. | Open Subtitles | انها 3 صباحا ان كان فورمان استدعاك من منزلك فلن تكون ملابسك مكوية |
Senin kıyafetlerin daha korkunç. Hadi içeri girelim. | Open Subtitles | ملابسك اكثر مروعه انتقلى الى الداخل بسرع |
Aldığın kıyafetlerin hepsinin ordudan kalma şeyler olması garip. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من المريب بأنّ تشتري كلّ ملابسك من فائض الجيش. |
kıyafetlerin. Burada giyinirsin. | Open Subtitles | هـذه غـرفة المـلابس , هـنا حيث تـبدلين ملابسك وتـصلحين هيئتك |
Bu kıyafetlerin yemek partisi için pekte iyi olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | لست واثقة من ان هذه الملابس بالشيء المناسب لحفلة عشاء |
Bu kıyafetlerin yemek partisi için pekte iyi olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | لست واثقة من ان هذه الملابس بالشيء المناسب لحفلة عشاء |
kıyafetlerin perde görevi gören kumaşlardan daha fazlası olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن الملابس قد تخدم عرضاً آخر غير مجرد الأقمشة. |
En büyük sıkıntım kıyafetlerin baskısını yapabilmek için doğru filamanı bulmaktı. | TED | التحدي الرئيسي كان إيجاد الخيط المناسب لطباعة الملابس. |
Tanrım, bu kıyafetlerin içinde sıcaklamış olmalısın. | Open Subtitles | ياإلهي، يجب وأنك تشعرين بالحر مع كل هذه الملابس. |
- Tamam. - Sonra yatağa yat kıyafetlerin üzerinde kalsın ama iyice sakla. | Open Subtitles | ثم إذهبي للفراش مرتديه ثيابك و خبئيها بالغطاء |
Birkaç dakika sonra kıyafetlerin hazır olur, tatlım. | Open Subtitles | ستجف ملابسكِ بعد عدة دقائق يا عزيزتي. |
Umarım doğduğundan beri sana yedirdiğim yemeklerin ve aldığım kıyafetlerin tadını çıkartmışsındır. | Open Subtitles | آملُ أنّكَ استمتعتَ بوجبتك و كلّ الثياب التي أحضرتها لك منذُ ولادتك |
Balo kıyafetlerin içindeki üç kadının kocaları olabilecek erkekler mi? | Open Subtitles | أتقصدين الرجال الثلاثة الذين قد يكونون أزواج أولئك النسوة بملابس الرقص؟ |
Süslü püslü kıyafetlerin, orospuların bitti de sıra uyuşturucuya mı geldi? | Open Subtitles | بملابسك الفاخرة، والهراء الذيتقومبه مع عاهراتك.. و الآن مخدرات ؟ |
Marie biliyorsun bu normalde giydiğim bir şey değil. Bununla diğer kıyafetlerin arasında bir fark göremiyorum. | Open Subtitles | أنت تعلمين ان هذا ليس ماألبسه في العادة انا لا أرى فرقا بين هذا وملابسك الاخرى |
Soğuktan titriyordun, kıyafetlerin sırılsıklamdı. | Open Subtitles | كنتِ تتجمدين من البرد وترتجفين وملابسكِ مبلله |
Sam, kıyafetlerin nerede? | Open Subtitles | ولقد أحضرت معي بعضُ الأصحاب لكي يساعدونني. أين ملابِسُكَ يا (سام)؟ |