"kabiliyeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • القدرة
        
    • قدرة
        
    • مهارات
        
    • قدرته
        
    • المقدرة
        
    • مهاراته
        
    • يمتلك قدرات
        
    Çekim, saygı, güven, dayanıklılık iletişim kurma isteği ve kabiliyeti. Open Subtitles القدرة و الرغبة للتواصل, أن كل هؤلاء الأجزاء مُحدّدة وراثياً.
    Bu, bana kendi ''güç'' tanımımı çağrıştırıyor. Basitçe şöyle diyebiliriz: Başkalarına istediğiniz şeyleri yaptırma kabiliyeti. TED وهذا يحيلني إلى تعريف القوة، وهو ببساطة: القدرة على جعل الآخرين يقومون بما تريدهم أن يقوموا به.
    Yeni modeller yapmak ve test etme kabiliyeti sadece bilimin her dalında değil, modern toplumda da gerekli hale geldi. TED القدرة على صنع و اختبار نماذج أصبح أساسياً ليس فقط في كل مجال من مجالات العلوم اليوم بل و في مجتمعنا الحديث بنفسه
    Bir kişinin bir sürü kişiyi etkileme kabiliyeti üssel olarak artıyor ve hem iyilik ve hem de kötülük için artıyor. TED قدرة شخص واحد على التأثير على الكثير تزداد بشكل مضاعف، تتطور لتنفع الخير والشر بنفس الوقت
    Aynı zaman aralığında, bilgisayarların fotoğraflardaki insanları tanıma kabiliyeti 1000 kat geliştirildi. TED في نفس الفترة الزمنية، قد زادت قدرة الحواسيب على تعرف على الناس في الصور إلى ثلاثة أضعاف.
    Ne eğitim aldım, ne yeteneğim var ne de sendeki müzik kabiliyeti var. Open Subtitles بدون تدريب , وبدون مهارات بدون كل مواهبك الموسيقية التى تملكها أنت
    Onun, kayıp veya zarar görmüş dokularda eşsiz bir yenilenme kabiliyeti var. Open Subtitles قدرته على تجديد الأنسجة المفقودة والمتضررة تحث على إجراء المزيد من الأبحاث
    Bu veriyi sese dönüştürme kabiliyeti, astronomiye muazzam bir dönüştürme gücü verir. TED هذه القدرة على تحويل البيانات إلى صوت تمنح علم الفلك قوة هائلة من التحول.
    Kötü haber ise yanlışlıkla onlara ölümcül lazerlerle ateş etme kabiliyeti verdin ...ve bunu devre dışı bırakamazsın. TED الأخبار السيئة هو أنكَم عن طريق الخطأ أعطيتموهم القدرة على تصويب الليزر المميت ولا يمكنك إطفاؤه.
    Ama bize benzeyen bir şeye sahip, o da elektriği kullanarak iletişim kurma kabiliyeti. TED ولكن ما لديها، هو شيء مشابه جداً لما لدينا، وهو القدرة على التواصل باستعمال الكهرباء.
    İnsanoğlu olarak bize, kim olduğumuzu anlama kabiliyeti gibi bir nimet verilmiş, hangi katkıyı yapabiliriz ve ne tür bir hayat sürmek istiyoruz. TED ولكوننا كائنات بشرية، فإننا نملك نعمة القدرة على فهم ذاتنا، وعلى معرفة ما نريد تقديمه ونوع الحياة التي نريد أن نعيشها.
    Kanatları gelişmiş olmasına rağmen uçuş kabiliyeti zayıftır ancak çok hızlı koşabilir. Open Subtitles بغض النظر عن تطور أجنحته فالطائر ليس لديه القدرة على الطيران ولكن يمكنه الركض بسرعة شديدة
    İnsan dışı bir kuvveti ve su altında nefes alma kabiliyeti olan birinden de normal yaşaması beklenemezdi. Open Subtitles طبيعى بالقدر المحتمل لرجل يحمل هذه الجينات المتطورة و القدرة على التنفس تحت الماء
    Eğer bu adamın 3 yerde aynı anda bulunma kabiliyeti yoksa tabi. Open Subtitles يعيق فعليا في البحث من خلال الدعوة في مشاهد كثيرة جدا. ما لم يكن هذا الرجل لديه القدرة ليكون في 3 أماكن في وقت واحد.
    Evet, Amerika'nın buzdolaplarını giderek büyütmek gibi bir kabiliyeti var. TED حاليا امريكا تمتلك قدرة مذهلة في زيادة حجم الثلاجات
    Bence dünyanın şu an ihtiyacı olan şey atletik kabiliyeti sıfır olan insanlar için Olimpiyat yapmak. TED أعتقد بأن ما يحتاجه العالم الآن هو دورة أولمبياد للأشخاص الذين ليس لديهم أية قدرة رياضية.
    Ancak camın dışavurumsal olma kabiliyeti çok sınırlı. TED لكن الزجاج لديه قدرة محدودة أن تكون معبرة.
    Ayrıca bir çoğunuz bilmeyebilir ama bunun hesaplama kabiliyeti bir masaüstü bilgisayardan çok farklı değil. TED أيضا ، الأمر الذي قد لا تعرفه، هو أن قدرة الحاسب لهذه المهمة لا تختلف كثيرا عن قدرة الحاسب على كمبيوتر مكتبك الخاص.
    Ne eğitim aldım, ne yeteneğim var ne de sendeki müzik kabiliyeti var. Open Subtitles بدون تدريب , وبدون مهارات بدون كل مواهبك الموسيقية التى تملكها أنت
    Bu kabukları olağanüstü yönlendirme kabiliyeti omurgasızlar arasında alet kullanımının ilk bilinen örneğidir. Open Subtitles قدرته المدهشة على استخدام القشور هي أول دليل معروف لاستخدام الأدوات بين اللافقاريات
    Beni tamamen susturan tuhaf bir kabiliyeti vardı. Open Subtitles لديه تلك المقدرة الغريبة كما لو أنه يفقدنى قدرتى على الكلام
    kabiliyeti ne olursa olsun yalnızca bir gladyatördü. Open Subtitles إنه مصارع بغض النظر عن مهاراته
    Gemiyi iyi tanıyan ve savaş kabiliyeti iyi biri lazım. Open Subtitles يمتلك قدرات قتالية عالية ومعرفة كبيرة بالسفينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more