Kafayı yemiş olmalısın. Ben o çatıyı barikat falan yapmıyorum. | Open Subtitles | لابد أنك فقدت عقلك لن أحصن نفسي في سطح لعين |
Eğer Cece'ye sarılıp öperek ona neler yaptırdığımı bilsen Kafayı yerdin. | Open Subtitles | سيذوب عقلك إذا عرفت ما أفعله عندما أحتضن و أقبل سيسي |
Gangsterlerin umurunda olmaz ama sıradan bir vatandaş geceyi hapiste geçirirse Kafayı yer. | Open Subtitles | ..المجرمين لا يهمهم ، لكن المواطن العادي بعد ليلتان في الحجز يفقد عقله |
Bu ücra yerde insan Kafayı yer. Yapacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لابد أن العيش في هذه المنطقة النائية يفقدك صوابك |
Gümüşle değil mi? Kafayı kalpten ayırmak gerekiyor. Gümüş yalnızca çok acı verir. | Open Subtitles | لا, فى الحقيقة عليكِ أن تفصلى الرأس عن القلب الفضة تؤذى كثيراً فقط |
Üsten çıktım bile, ve iyi ki çıkmışım çünkü Kafayı yedin. | Open Subtitles | أنا بالفعل قبالة قاعدة، وأنا سعيد لأني أنا لأنك فقدت عقلك. |
Pekala, bağırıp çağırmak veya Kafayı yemek yerine... şöyle diyorsun: "Şimdi zihnimi toparlıyorum ve... sanki sihirli bir aleme düşüyorum" | Open Subtitles | بدلا من الصراخ العالي تقولين حسنا أنك سوف تقنعين عقلك أنك تسقطين في عالم سحري |
Kafayı yemiş olmalısın! Güneşte fazla kalmışsın. | Open Subtitles | هل فقدت عقلك ذلك موضوع انتهي منذ زمن طويل |
Kafayı yemiş olmalısın. Kendimi çatıya kapatmayacağım. | Open Subtitles | لا بد أنك قد فقدت عقلك لن أغلق على نفسي في العليّة |
Sana gerçeği anlatacağım ama benim aptal olduğumu düşüneceksin ve Kafayı yiyeceksin. | Open Subtitles | سأخبرك الحقيقة ولكنك ستعتقدين أنها حماقة وستفقدين عقلك |
Babam Kafayı yediğinden beri eve aldığım tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت أوّل شخص أدعوه إلى المنزل منذ أن فقد أبي عقله. |
Adam, Kafayı yemiş durumdaydı. | Open Subtitles | لكنه خرج عن عقله اعني انه رجل مجنون مريض نفسيا |
Michael, sen Kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
Michael, sen Kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
Bununla beraber, Kafayı öne doğru yatırarak atardamarları ortaya çıkartırsınız. | Open Subtitles | ومع ذلك ، بإمالة الرأس للإمام فإن التيجان تكون معرضة |
Kafayı sıyırmış... ve çocuğun birini canlı canlı mumyalayıp öldürmüş. | Open Subtitles | لقد فقد صوابه وقام بتحنيط طفل وهو علي قيد الحياة |
Şu sıska orospu iki davanın bağlantılı olduğunu anlamıyorsa Kafayı sıyırmıştır. | Open Subtitles | تلك العجفاء فقدك عقلها إذا لم تعتقد أن هاتين الحالتين مترابطات |
Ağaçları, kaldırım taşlarını, elektrik direklerini... Kafayı yemek üzereyim. | Open Subtitles | أعد الأشجار , والشقوق في الرصيف وأعمدة الإنارة , إنني أجن |
Onun nasıl biri olduğunu biliyorsun. Evet. Kafayı bir kere buldu mu, adamı uçaktan aşağıya atar. | Open Subtitles | نعم, لقد ثمل فى مرة فالقى برجل من الطائرة |
Adamların Kafayı yiyip kadınlarını buraya kilitlediğinde böyle şeyleri öğreniyorsun. | Open Subtitles | تتعلم هذة الامور عندما يصاب الرجال بالجنون بسببكم يحبسن النساء |
Aynen, biraz alkol, biraz kokain alıp sonuçlarına bakmadan Kafayı dağıtalım. | Open Subtitles | نعم , لنحضر بعض الخمر والكوكايين و فقط نفعلها خارجا لاعواقف |
Nasıl bir anne, bakması gereken bir çocuğu varken Kafayı çeker ki? | Open Subtitles | سمعتيني، أي نوعٍ من الأمهات تثمل عندما يكون لديها طفل تعتني به |
Yüzmekte o kadar usta olmadığına göre, iyice Kafayı bulup gitmeye ne dersin? | Open Subtitles | مُذ أنك لست بسبّاح قويّ، دعنا نقول.. أن نثمل جداً جداً ونذهب لاحقاً.. |
Beni deli ediyorsun. Kafayı yemiş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | إنك تدفعني للجنون بهذا الفرن أمامك ،تبدو كالمجانين |
Hayır Kafayı bulmasını falan istemiyorum ama olacağı varsa olur. | Open Subtitles | كلا، لا أريده أن يثمل لكن إن حدث فليكن كذلك |
Çünkü öyle söylemezsem, gerçekten Kafayı yiyecek gibi, ölecek gibi oluyorum. | Open Subtitles | لأننى ان لم افعل ذلك سأجن أشعر وكأنني على وشك الموت |