| Kampüs polisinin atladığı bir şey var mı, bir bak. | Open Subtitles | أنظر لو كان بإمكانك إيجاد شيء فوّتته شرطة الحرم الجامعي. |
| Kampüs etrafında ucuz parfüm tutkusuyla gülünç bir fahişe gibi dolanıyorsun. | Open Subtitles | تتخبطين حول الحرم الجامعي مثل عاهرة سخيفة مع ولع للعطور الرخيصة |
| Ve Kampüs güvenliğinin bilgisine, öğretim programının hiçbir yerinde hiçbirimiz | Open Subtitles | وتنبيه لأمن الحرم الجامعي. لم يلتحق أي منا بالمنهج الدراسي |
| Bu Johnny D'Franco, Kampüs Güvenliği. Bana Lynn Johnson'u bulabilir misiniz? | Open Subtitles | أنا جوني ديفرانكو من أمن الجامعة أيمكنك أن تصليني بالعميد جونسون؟ |
| Okul, Kampüs kılığına girmiş çok sıkı korunan bir hapishaneydi. | TED | كانت الجامعة مشددة الحراسة كالسجن تظهر كانها حرم جامعة. |
| Aldırdığımdan değil ama, üniversiteli olmayan gençler genelde Kampüs dışında olmaz mı? | Open Subtitles | ليس هذا ما أعنيه ، و لكن أليس عادة الرجال من خارج الكلية لا يدخلون الحرم الجامعى ؟ |
| Vize sınavında çıkmış eve dönüyorum. Kampüs'te ayaklanma var. | TED | أثناء عودتي إلى المنزل بعد اختبار، كانت هناك مظاهرة عنيفة في الحرم الجامعي. |
| Kampüs güvenliğine gidip onu rapor etmem gerekmişti. | Open Subtitles | كان لا بدّ أن أذهب إلى شرطة الحرم الجامعي وأحفظ تقريرا حولها |
| Kampüs polisi sadece bunu gizli tutmakla ilgilendi. | Open Subtitles | حرس الحرم الجامعي كان مهتم فقط بابقاء الامور هادئة. |
| Bir gece bir varil bira içip, Kampüs boyunca çırılçıplak koşmuşsun ve 58 insanı bir telefon kulübesine sıkıştırmışsın. | Open Subtitles | سمعت أنه شرب في ليلة واحدة برميلاً كاملاً من الجعة وقطع الحرم الجامعي بأكمله عدواً وحشر 58 بشرياً داخل حجيرة هاتف. |
| Kampüs bana ancak bir hafta sonra kalacak bir yer bulabilecek. | Open Subtitles | إنّ الحرم الجامعي سيَعطيني مسكنا بعد إسبوع. |
| Aslında, bir Kampüs turu var. | Open Subtitles | تعلمون، يفعلون ديك تلك الجولات الحرم الجامعي. |
| Bütün hafta Kampüs rehberindeki tüm Charlie'leri kontrol ettin. | Open Subtitles | أنت قضى تحلق عطلة نهاية الأسبوع كل تشارلز في الدليل الحرم الجامعي. |
| Kampüs turu burada başlıyor. | Open Subtitles | هذا هو المكان تبدأ جولة في الحرم الجامعي. |
| kanıtlamak istiyordu. Bir Kampüs partisine gitmişti ve orada gördüğü bir delikanlıdan çok hoşlanmıştı. | TED | توجهت إلى حفلة أقيمت في الجامعة حيث رأت شابا يعجبها. |
| Bir sürü okulda kapalı Kampüs kuralı vardır. | Open Subtitles | العديد من المدراس تتبع سياسة الجامعة المغلقة |
| Öncelikle Kampüs güvenliğini bul ve kızı hemen buraya getirin. | Open Subtitles | أولاً قُم بإحضار أمن الجامعة ثمَّ إبحث عنها |
| Kampüs seslerine benzemiyor. Neredesin? | Open Subtitles | لاتبدو الأصوات بقربك صادرة من حرم الجامعة أين أنت |
| Bizi takip eden siyah araba... Kampüs güvenliğinden bilgi alabildin mi? | Open Subtitles | الشاحنة السوداء التي كانت تلاحقنا هل حصلت على معلومات من أمن الجامعة ؟ |
| Sakıncası yok ama üniversiteden olmayan gençler genelde Kampüs dışındaki alanları işgal etmez mi? | Open Subtitles | ليس هذا ما يعنينى ، لكن عادة لا تجد رجلا غير جامعى فى الحرم الجامعى ؟ عادة ، أنا فقط فكرت أن آتى و أتفقد فتياتى |
| Üniversitede bi cesaretle Kampüs turuna katıldığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت في الجامعه بأنكم ذهبتم إلى رحلة جماعية للجساره |
| Cesedi Kampüs yapımı sırasında ortaya çıktı. | Open Subtitles | الجثة اكتشفت خلال عملية انشاء السكن الجامعي |
| Kevin, buna göre Kampüs turu yarın öğlen 12:30'da. | Open Subtitles | حسنا,كييف ,تقول هنا ان الرحله الجامعيه في تمام 12: 30 بعد ظهر الغد |
| Şu ufak şeyleri aradan çıkaralım küçük broşürler ve Kampüs haritası, böylece nereye gideceğimizi bileceksiniz. | Open Subtitles | دعونا فقط نمرر هذه للطائشين نشرة قصيرة, خريطة للحرم الجامعي، لتعلموا إلى أين سنذهب |
| Ah çok güzel. Çok güzel bir Kampüs bilirsin işte. | Open Subtitles | إنه جميل، إنه حرم جامعيّ جميل كما تعلم |