Peki, benimde onu bu iki bombalama olayına karışmadığına dair bilimsel kanıtım var. | Open Subtitles | حسنٌ ، لديّ دليل علميّ بأنـّه ليس هنالك ما يربطه بأيّ من القنبلتين. |
- Ver şunu bana, fatura olmazsa, kanıtım da olmaz. | Open Subtitles | هل وقعت؟ أعطنيه، ألم أملك الإيصال لن أملك أي دليل |
Elle tutulur bir kanıtım yok ama durum öyle görünüyor. | Open Subtitles | ليس لدي دليل قاطع على هذا ولكن يبدو الوضع كذلك |
kanıtım üç bölümden oluşuyor. Birincisi, söylediğim kişi değilsem... burada ne işim var? | Open Subtitles | الدليل من ثلاث اجزاء اولا اذا لم اكن انا من ادعي |
Bir insan hem az hem de çok nasıl sevinebilir ki? Artık adil olanla olmayanın Victor'un yüreğine yabancı gelmediğini ispatlayan bir kanıtım vardı. | Open Subtitles | لقد امتلك الدليل على أن العادل والضالم لم يعودا بعد اليوم غريبان عن قلب فيكتور |
kanıtım şu testi kandırabilirim, seni kandırabilirim. | Open Subtitles | التلاعب دليلي هو أنّني تمكّنتُ من خداع الاختبار وخداعك |
Sizi, kendimi ve vekillerin 3'de 2'sini önümüzdeki 20 yıl boyunca parmaklıkların arkasında tutacak kadar dosyamda kanıtım var. | Open Subtitles | الموضوع هو أنني لدي أدلة كافية في ملفاتي الخاصة أدلة حول أبنية سكنية عقود طرق ، ومواني ومشروعات تعليب |
Tabii. Bak, bunun kulağa çılgınca geldiğini ve kanıtım olmadığını biliyorum, ama... | Open Subtitles | اسمع, اعلم أن هذا يبدو جنونياً وليس لدي دليل عليه, لكن 000 |
Kendine bunu söyleyip duruyorsun ama görsel kanıtım var benim. | Open Subtitles | أجـل ، إستمري بقـول ذلك لنفسك لكـن لديّ دليل بالصـور |
Tutuklayabilmek için kanıtım yoktu ve onu kimse benim kadar iyi tanıyamaz. | Open Subtitles | كلا، ليس لدي دليل لإعتقاله ولا أحد يعرف من هو إلا أنا |
Hayır ! Uzaylıların bu işe dahil olduğuna dair hiç kanıtım yok. | Open Subtitles | لا أنا لم أجد أي دليل على أنهم أهل الفضاء |
Sadece bilgi sakladığınıza dair yeterince kanıtım olmadığı için. | Open Subtitles | فقط لانى ليس لدى دليل كافى انكم اخفيتم معلومات |
Ötekilerin suçla bağlantısını ispatlayacak bir kanıtım yok. | Open Subtitles | أنا عندي أي دليل مادي لادراك التعادل الآخرين في الجريمة. |
Daha önce bir şey söylemeliydim ama bugüne kadar kanıtım yoktu. | Open Subtitles | يجب أن أقول أنها قريبة من هذا لكني لم أملك دليل على هذا حتى اليوم |
Şu an başka bir kanıtım yok, sayın yargıç. | Open Subtitles | ليس لدي أي دليل آخر في هذا الوقت، حضرة القاضي |
Şimdi ben. Sorgulama için sizi getirebilecek yeterli kanıtım yok, ama bir açıklamaya minnettar kalırım. | Open Subtitles | ليس لديّ الدليل الكافي لاحضارك للتحقيق، ولكني أقدر تفسيراً منك |
Kardeşlerim için önemli olabileceğini düşündüğüm bir konuda bilgim ve yazılı kanıtım mevcut. | Open Subtitles | انا لدي الدليل الذي سيساعد اشقائنا. ماالذي ذو أهمية كبيرة لاخواننا |
Evet, ama ilk gemi kanıtım olabilirdi. | Open Subtitles | نعم, ولكن السفينة الاولى ستكون هي الدليل |
kanıtım kardeşimi hayatı boyunca tanımış olmam. | Open Subtitles | دليلي هو أنّي أعرف أخي جيّداً. |
Sadece Hammond'ın değil, onun lider ekibinin de bu işte suçu olduğuna dair bir yığın kanıtım var. | Open Subtitles | كشفت بالجبل أدلة لاتورط فقط الجنرال هاموند , لكن فريقه الأول كذلك |
Hiç bir kanıtım yoktu fakat nedense ona tümüyle güvenmiyordum. | Open Subtitles | لم يكن لدى أى برهان لكن بطريقة ما, لم أثق به كلية |
En kötü tarafını biliyor musun? Numara yapıyor, ve kanıtım yok. | Open Subtitles | أتعرفين ما أسوأ جزء أعرف أنه يدعي الإصابة ولا أملك دليلاً |
Hayır, terk etmediler. Onlar terk etmedi, Baba. Bir kanıtım var. | Open Subtitles | كلا هم لم يفعلوا لدي البرهان على ذلك أبي |
Doisneau'nun öldürüldüğüne dair şu ana kadar bir kanıtım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أي قضية ضده حتى وجدت دليلا ان دوانو قد قتل |
Bu benim kanıtım. Hapse mi gitmek istersin, eve mi? | Open Subtitles | ، أخبرتك , إن ذلك المال هو دليلى تريد الذهاب إلى السجن أم إلى البيت ؟ |
kanıtım var, gel sana göstereyim. | Open Subtitles | لدي الأثبات. تعال ساريك |
Bunu kanıtlayan kanıtım var, ama bana hiç zaman vermediniz. | Open Subtitles | لدي الدلائل التي تثبت ذلك ولكنك لا تمنحني أي وقت |