Bu ultra gizli ajan servisi bir zamanlar Kaos adıyla bilinen suç karteliyle mücadele etmiştir. | Open Subtitles | كانت سابقاً تحارب النقابة الإجرامية التي كانت معروفة باسم (كايوس) |
Son raporumun 627. sayfasından hatırlayacaksınız Kaos'un nükleerlere ilgisinde biraz artış var. | Open Subtitles | ربماتتذكرونمن الصفحة627 فيتقريريالأخير... أنه كان هناك تزايد في اهتمام (كايوس) بالأسحة النووية |
Bazen daha iyi olmak için hastaneleri patlatmak gerekebilir, Kaos. | Open Subtitles | أحيانا تفجير المستشفيات يكون من أجل 'الخير الأعظم، أيها 'الفوضوي. |
Sadece öldürücü öfkenle hareket edip dünyaya ölüm ve Kaos getiriyorsun. | Open Subtitles | يدفعه غضبه القاتل فقط ليجلب الموت الفوضوي للعالم |
Çok sinirliyim, Kaos çıktı, lanet olası bir Kaos çıktı. | Open Subtitles | أنا غاضب جدا، هو كان فوضى، يمارس الجنس مع الفوضى. |
Beni o Kaos iblisi için terk etmiş olmasaydın buraya dönmezdim! | Open Subtitles | لو لم تغادريني لأجل شيطان الفوضي لما كنت رجعت إلي هنا |
Tam bir Kaos var ve kimse nasıl durdurulacağını bilmiyor. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن فوضى عارمة ولا أحد يعرف كيف يوقفها |
Kaos'un güvenliğimizi ihlal ettiğine inanmak için nedenimiz var. | Open Subtitles | حسناً ، إن لدينا سبباً مقنعاً لنعتقد أن نظامنا الأمني قد تم اختراقه بواسطة (كايوس) |
Max'in istihbaratına dayanarak Ajan 38'i Kaos'un içine soktuk. | Open Subtitles | وبناءً على استخبارات (ماكس) استطعنا إدخال العميل (38) إلى (كايوس) |
Bir şeyi açığa çıkarmaya yaklaşmış olmalıyız ki Kaos bizi vurdu, hem de fena. | Open Subtitles | ولابد وأننا كنا على وشك اكتشاف شيء ما ولذلك قامت (كايوس) بضربنا ولقد ضربونا بقوة |
Bu kez seni durdurmak için buraya gelmedim, Kaos. | Open Subtitles | 'أنا لست هنا لأوقفك هذه المرة، أيها 'الفوضوي. |
Bak ben iyi adamım, Kaos. | Open Subtitles | 'انظر، أنا الشخص الخيِّر، أيها 'الفوضوي. |
Tamam, Kaos. | Open Subtitles | حسنا، أيها 'الفوضوي'، أنا ذاهب لإحضار الزناد |
Tam bir Kaos. İşleri kimin yürüttüğü belli değil artık. | Open Subtitles | الفوضى اللعينة لا أحد يعرف من يدير الأمور بعد الآن |
Şimdi herkes her şeye burnunu sokuyor ve sonuç Kaos. | Open Subtitles | الان الكل يصوتون على كل شئ و النتيجة هي الفوضى. |
Nikaragua devriminin etkisiyle, Orta Amerika'nın küçük ülkesi El Salvador da Kaos meydana geldi. | Open Subtitles | في اعقاب ثورة نيكارجوا حلّت الفوضي في السلفادور في أمريكا الوسطي |
Her saniye milyarlarcası ve milyarlarcası size çarpan havadaki görünmez parçacıklar, hepsi de tam bir Kaos içinde. | TED | جسيمات غير مرئية في الجو المحيط تصطدم بكم بالمليارات والمليارات في كل ثانية، كلها في فوضى عارمة. |
Sen, düzen ve barış için savaşıyorsun. Ben, Kaos ve yıkım için! | Open Subtitles | أنت، تكافح من أجل النظام والسلام، بينما أنا، للفوضى والدمار. |
Eğer Warp tarafından lekelenip, Kaos kötüleştirdiyse, onu öldürürüm. | Open Subtitles | اذا كانو ملوثون و فاسدون مثل الفوضويون فسوف اقتلهم |
Bölgede trafik gitgide sıkışıyor. Burada tam bir Kaos var | Open Subtitles | وازدحام مروري شديد يزحف علي المنطقة * إنها فوضي عارمة |
O zaman her şey Kaos içindeydi. Kimse kimseyi sorgulamıyordu. | Open Subtitles | الأمور كانت فوضوية ذلك الوقت لذا لم يسأل احد عنه |
Hepimiz Kaos ve kargaşanın hüküm sürdüğü bir dünyaya hapsolmuşuz. | Open Subtitles | كلنا رَمينَا فيها هنا سوية في عالم ملئ بالفوضى و التشويش. |
-Londra bankası ile başlayacağım -Dünyanın para sistemi Kaos olacak | Open Subtitles | نظام المالَ سَيَكُونُ في حالة فوضى وصقور الجو ستتحمّلَ المسؤوليةَ |
Bu sefer savaşçılar düzen ve Kaos veya entropi idi. | TED | في هذا التوقيت، تمثّل المتحاربون في النظام، والفوضى أو العشوائية. |
Kaos Teorisi doğru, ancak Kaos aslında o kadar da karmaşık değil ama kontrol edilebilir. | Open Subtitles | نظرية التشوش صحيحة ماعدا ان التشوش في حقيقة الامر ليس مشوش على الاطلاق لكن متحكم به بالكامل |
Senin her zaman ki Kaos'unu çözelim. | Open Subtitles | دعنا نجرب إن كنا سننجح في جعلك غير فوضوي |
Hayatım tam bir Kaos. | Open Subtitles | حياتي فوضى كليّة. |