"Kasım, gözünü mağaradaki hazinelere dikmişti. | Open Subtitles | قاسم نظر بشكل ثابت فوق الكنوز داخل الكهف |
Kasım, taşıyabileceği tüm hazineyi bir araya topladı tek yapması gereken mağarayı gizli tutan kapıyı bulmaktı. | Open Subtitles | قاسم جمع كل الثروة التى كان في إستطاعته حملها ليجد باب الكهف قد اُحكم غلقه للتو |
Del Mar boşanma davası 6 Kasım 1975 günü mahkemece karara bağlanmıştır. | Open Subtitles | تعلن المحكمة طلاق عائلة ديل مار في اليوم السادس من نوفمبر 1975 |
14 Kasım'da tam olarak ne olduğunu hatırlamayabilirim ya da 12 Mart'ta ya da şu anda arabayı otoparkta çalışırken bıraktığımı. | Open Subtitles | ربما لا أتذكر مالذي حدث في الرابع عشر من نوفمبر او الثاني عشر من مارس أو تركت السيارة شغالة في المواقف |
Kasım'ı ikna edin, onu buraya getirsin. Bir şey göstereceğim. | Open Subtitles | إقنعى "كاظم" بإحضار "تروج" إلى هناك هناك شىء سأرية لة |
Eylül'den Kasım'a doğru... 300 kadar aç kutup ayısı, avlanmak için deniz buzullarına geri döndüğü yoldan, Churchill'e iniyor. | Open Subtitles | مِن أيلول الى تشرين الاول بعدد300دب قطبيشره ، يهبطون نحو تشيرشل في طريقهم للعودة الى الصيد عند جليد البحر. |
Ama kapı hareket etmedi. Kasım, aklına gelen her tahılın adını söyledi. | Open Subtitles | لكن الباب ما تزحزح قيد اُنملة , قاسم سمَّى كل حبة نبات صالح للأكل إستطاع أن يفكر فيها |
"Kasım, saklanmak için kaçtı, ama ayağı takıldı ve altınlar etrafa dağıldı. | Open Subtitles | قاسم ركض ليختبئ , لكن تعثَّر , مرسلاً العملات لتفيض في كل إتجاه |
Adel, Kasım'ın, bu gece geldiğini bilmiyor mu? | Open Subtitles | عادل لم يكن يعرف بأن قاسم سيأتي هذه اللية ؟ |
Babamın, Kasım'ın, annemin en sevdiği sendin. | Open Subtitles | كنت دائماً المفضلة لدى الوالد ، قاسم و الوالدة |
8 Kasım 1960 tarihli bir günlük sayfasına bakman gerekli de. | Open Subtitles | أريدك أن تتفقد يوميّاته بتاريخ الـ 8 من نوفمبر عام 1960. |
Pekâlâ, 1960. 9 Kasım'da bir silahlı gasp olayı rapor edilmiş. | Open Subtitles | حسنٌ، عام 1960، جاء بلاغ عن هجوم في التاسع من نوفمبر. |
3 Kasım'da vergilerimizin zenginleri daha da zengin yapmasına dur diyelim! | Open Subtitles | في الثالث من نوفمبر صوتوا ضد استيلاء الأغنياء على أموال الضرائب |
Jerash'ta, Kasım'ın babasının üç ay önce öldüğünü duymuştum. | Open Subtitles | ليس حتى الان لقد سمعت فى "زيراس" أن الخليفة والد "كاظم" مات منذ ثلاثة شهور |
Prenses Farah ile Kasım'ı görmeden Charak'tan ayrılmam. | Open Subtitles | لن أرحل عن "شراك" حتى أرى "الأميرة "فرح" و "كاظم |
Ve burada çok kısa bir süre içinde bulunuyorlar, ekim, Kasım, aralık. | TED | وهي تظل هنا لفترة قصيرة جداً، أكتوبر/تشرين الأول، نوفمبر/تشرين الثاني، ديسمبر/كانون الأول. |
Kasım'ın sonlarında Kuzey Buz Denizi bir kere daha buzla kaplanır. | Open Subtitles | بحلول أواخر شهر نوفمبر .يعود المحيط المتجمد الشمالي للإغلاق مرة أخرى |
Kasım 98'de arabası köprüde yanmış. 8 ay hiçbir kaçırılma olmamış. | Open Subtitles | سقطت سيارتها عن جسر في نونبر 1998، 8أشهر قبل أي من الاختطافات. |
Doğru. Aslında enfarktüs geçirmedim. Bir Kasım ölmedi, sinir hasarı da yok. | Open Subtitles | صحيح، لم أصب بذبحة في ساقي أبداً لا عضلة ميتة، لا تدمير للأعصاب |
Tahmini gidiş-geliş tarihi zamanı: Kasım 1960-Şubat 1967 | TED | تاريخ المغادرة المتوقع هو: أكتوبر 1960 إلى فبراير 1967. |
Yani cesetler 25 Kasım'la 9 Aralık arasında suya atılmış. | Open Subtitles | الجثث غمرت في الماء بين 25 نوفمبر و 9 ديسمبر |
ve 2002 Kasım ayında tanıştık ve şimdi Aicha nasıl geliştiğini anlatacak. | TED | وهكذا التقينا في نوفمبر 2002 و عائشة ستخبركم الان كيف كان ذلك |
Ordudan önce Kasım ile Souk Tawila'da çalıştım. | Open Subtitles | "عملت مع (قسيم) في "سوق الطويلة قبل أن ألتحق بالجيش |
Kasım'ın zamanı doldu, Lawrence. Kaderinde yazılı. | Open Subtitles | لقد حان قضاء جاسم يا لورنس ان هذا مكتوب |
Kasım için radyo eksi on yedi derecenin altında olacak, diyor. | Open Subtitles | يقولون أنه فى نوفمبر. يوم السابع عشر حسبما سمعت فى الاذاعة. |
Yirmi sekiz yıldır. 13 Kasım 1981'de başladım. 28 yıl oldu. | Open Subtitles | ثمان وعشرون سنة منذ الثالث عشر من نوفبر 1981، ثمان وعشرون سنة |
"Bravo Kasım 1. Görev başındaki tüm memurlara. | Open Subtitles | احسنت نوڤمبر ١ ، الى كل الضباط في الحراسة |