| Ya kaseti buluyorsun, ya da seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | إما أحصل على الشريط أو لا أرئك أبدا ً مرّة ثانية |
| Öncelikle ona kaseti çekenin kim olduğunu söylemedin... ikincisi de senin gibi üçkağıtçı avukatlar yüzünden... yüzbinlerce dolar harcadık. | Open Subtitles | حسناً أولاً لأنك لم تخبرة بمن صنع الشريط.. وثانياً أننا أنفقنا مئات ألاف الدولارات على محامين أنتان مثلك تماماً |
| Şu kaseti izleyebileceğimiz bir şey bulun ve savcıyı arayın. | Open Subtitles | هات حاجة تشغل الشريط دة و كلم مكتب دي اية |
| Bu repliği meşhur kayıp zombi kaseti bölümünde söylememiş miydin? | Open Subtitles | لم توضح الخط جيداً في المشهورينِ حادثة شريط الزومبي المفقودة؟ |
| Evet, hatta senin düzeltmelerini duyabilmek için sınıfı kaydettiğimiz kaseti geriye bile sardık. | Open Subtitles | أجل، ولقد أعدنا تشغيل الشريط الذي سجّلناه في المحاضرة لنسمعكِ كيف تُصلحين التعويذة |
| İçkisini içer içmez kendinden geçecek sen de video kaseti alırsın. | Open Subtitles | وعندما يشرب سينام كالحمل الوديع وتحصل أنت على الشريط يا رجل |
| Asıl plan büyük ihtimalle Dusty'nin kaseti Gale'in infazından sonra ortaya çıkarmasıydı. | Open Subtitles | تعرف، الخطّة الأصلية كانت من المحتمل لداستي لإصدار الشريط بعد إدانه غايل |
| Sanırım bu kaseti dinlemeden önce öldüğüm haberini almış olacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنك حين تتسلم هذا الشريط ستعرف انني قد رحلت |
| kaseti Joanna'ya senin verdiğini biliyorum. Ama bir sorum var. | Open Subtitles | أعرف أنك أنت الذي أعطيت جوانا الشريط لدي سؤال واحد |
| Hayır, hayır, kaseti sana vermeyeceğiz, onu yok edeceğiz bu odadan dışarı çıkmayacak. | Open Subtitles | كلا , كلا لن نعطيك الشريط قد نتلفه لكنه لن يخرج من هنا |
| Tamam, Fowler özel kuryesini kaseti alması için sabah sekizde gönderiyor. | Open Subtitles | حسنا ، فاولر سيرسل ساعيه الخاص ليحمل الشريط الساعه الثامنه صباحا |
| Dinle Hâkim Clark, parayı yakında vermezsem esas kaseti Fowler'a göndereceğini söylüyor. | Open Subtitles | اسمع تقول القاضيه كلارك اذا لم ادفع لها قريبا سترسل الشريط لفاولر |
| Ama itibarımı korumak için kaseti geri almak istediğimde beni dinlemedin bile. | Open Subtitles | لكن عندما احتجت ان استرد الشريط لأحافظ على كرامتي، لم تستمع حتى. |
| Çektiğimiz kaseti birisi çalmış. | Open Subtitles | الشريط الذي صورناه مع بعضنا شخصٌ ما سرقه |
| kaseti herkese dinletiriz. Bu mükemmel bir hikaye. Ne dersin? | Open Subtitles | و من ثم نشغل هذا الشريط إنها قصة رائعة، ما رأيك؟ |
| Fikrimi değiştirdim. kaseti dinlemenizi istiyorum. | Open Subtitles | أسمع، لقد غيرتُ رأيي أريدك أن تسمع الشريط |
| - Gidip ona kaseti ve filmi vereceğim. | Open Subtitles | ـ إذا، سأعطيه الشريط و الفيلم ـ لماذا لم يعاود الأتصال بيّ؟ |
| Az önce izlemiş olduğunuz kaseti birkaç hafta önce yolda gezinti yaparken bulduk. | Open Subtitles | شريط الفيلم الذي شاهدتموه كان شيئاً إلتقطناه قبل عدة أسابيع رأيته على الطريق |
| Hâlâ o maçın kaseti var bende. Babam Şükran Günü'nde izletir. | Open Subtitles | مازال لدي تلك المباراة على شريط ابي يعرضها في اعياد الشكر |
| Amerikan televizyon haberlerini içeren bir kaseti sana gönderdim. | Open Subtitles | أرسلت لك شريط فيديو بتقرير أخبار التلفزيون الأمريكي |
| Ama yazdıkları, kasettekilerle örtüşürse bu kaseti paha biçilmez yapar. | Open Subtitles | لكن إن طابق ما يوجد بالشريط فسيجعله لا يقدر بثمن |
| Sanırım sende defalarca kez üst üste izleyebileceğin bir video kaseti olduğundan, hatırlaması daha kolay oluyor. | Open Subtitles | أنه أسهل بالنسبة اليك لتتذكره, بأمتلاكك للشريط لتستطيع رؤيته مرارا وتكرار ومرار |
| İçinde her ne varsa Beau ile onun arasındaki seks kaseti değil. | Open Subtitles | أياً كان ما يُوجد عليه، فإنّ ليس شريطاً جنسيّاً لها هي و(بو). |
| Tüm bunların hepsini güvenlik kaseti kayıtlarını izleyerek mi planladın? George: Evet, haklısın. | Open Subtitles | لذا خططت لكل هذا فقط من مشاهدة أشرطة المراقبة؟ |
| Aaa, bir kaset çalar, Birkaç Creedence kaseti ve, Ve... | Open Subtitles | شريط لاصق، مع شرائط كريدنس، وكان أيضاً.. |
| Davacı kaseti çıkarmadan önce çıkıp gideceğini sanıyordu. | Open Subtitles | إعتقد إنه سيفلت حتى المدعي العام شغّل شريطًا. |
| Jordan, Spikings'i kaseti gördüğü için vurdurdu. | Open Subtitles | ثمّ جوردن أطلق النار علي سبيكنجز لأنه رَأى الشريطَ |
| Yarın o kaseti ofisimde istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ ذلك الشريطِ في مكتبِي، غداً |
| kaseti ve yaptırdıklarını gördüm. Ama senden duymak istiyorum. | Open Subtitles | رأيتُ الشَريط و أعرف ماذا فعل بك, لكن أريد أن أسمعها منك |
| Evet, biraz fazla uçtum. Aslında bütün kaseti kullandım. | Open Subtitles | نعم ، لقد بالغت قليلا و إستخدمت شريطا كاملا |
| Herkesin bir seks kaseti vardır. | Open Subtitles | لا تقلق من ذلك يا رجل كلّ واحد لديه شريطه الجنسيّ |
| Ve şimdi de, 8 haberleri, özel haber. Uzun zamandır duyduğumuz, katil kaset hakkında. kaseti ele geçiren ilk kanal biziz. | Open Subtitles | والان البث المدهش لشريط الفيديو القاتل الذى طالما تكلمنا عنة ولنا فقط حق بثة على هذة القناة للمشاهدة كل ليلة |
| Video oynatıcımı, temizlenmiş video kasetimi, video kaseti temizleme spreyimi bezimi ve geri sarma aletimi alıp, buradan çekip gideceğim! | Open Subtitles | انسى سآخذ مسجل الفيديو وشريط تنظيف المسجل وبخاخ تنظيف المسجل ومنشفة تنظيف المسجل |