Bu olaydan yalnızca 90 gün sonra, belki de geçmiş yüzyılın en büyük keşfi gerçekleşti. | TED | 90 يوما فقط بعد هذا، يمكن القول أن أعظم اكتشاف في القرن الماضي قد حصل. |
Tabaktaki ilaç keşfi derler insanlar bundan bahsettiklerinde. | TED | اكتشاف الدواء باستخدام الأوعية ما عادة يتحدث عنه الناس. |
John ile tanışmak büyük mutluluğun keşfi ve büyük mutsuzluğun yok edilmesiydi. | TED | كان لقائي بجون بمثابة إكتشاف قمة السعادة وأيضا القضاء على التعاسة الكبرى، |
Hiperbolik uzayın keşfi, matematikte Öklitsel olmayan geometri adı verilen bir alanı doğurdu. | TED | إن إكتشاف الفراغ الزائدي في مجال الرياضيات قاد لما يسمى بالهندسة غير الايقليدية. |
Siz dostlarım, hepiniz bu keşfi yapan insanlar olarak ölümsüzleşeceksiniz. | Open Subtitles | وانتم يا أصدقائى سنكون جميعا خالدون لأننا صنعنا هذا الاكتشاف |
Sana getirdiğim şey 20. yüzyılın en önemli keşfi olabilir: | Open Subtitles | اناقادملك مع ذلك. الإكتشاف البارز للقرن العشرون |
Gezegenlerarası keşfi sevdiğim kadar bu fikre sonuna kadar karşıyım. | TED | بقدر ما أحب استكشاف الكواكب، فإنني أختلف بشدة مع هذه الفكرة. |
ve sonunda egemen bir devletin keşfi muazzam bir rahatlama getirdi. | TED | لذلك فمن المريح جدا اكتشاف مفهوم الدولة السيادية. |
Karanlık maddenin keşfi bizi olayların merkezinden bir adım uzağa götürdü. | TED | اكتشاف المادة المظلمة قادنا إلى خطوة بعيداً عن مركز الأشياء. |
Uzay keşfi bağlamında, von Neumann makineleri dünyada birleştirilip uzaya fırlatılabilirdi. | TED | في سياق اكتشاف الفضاء، يمكن بناء آلات فون نيومان على الأرض وإطلاقها إلى الفضاء. |
Ama bugün bir bulgu üzerine odaklanmak istiyorum: belki bu dikkate değer çalışmanın en önemli keşfi. | TED | ولكن اليوم أود أن أُركز على إكتشاف واحد، ولعله أهم اكتشاف تم إستنتاجه من هذه الدراسة الرائعة. |
Peynirin keşfi Neolitik insanlara muazzam bir hayatta kalma avantajı sağladı. | TED | منح اكتشاف الجبن إنسان العصر الحجري الحديث فرصاً هائلة للبقاء. |
Yönetici olarak sahip olduğum sorumluluğun sadece yeni işlerin keşfi değil, aynı zamanda heyeyan verici işlerin keşfi olduğunu hissediyorum, | TED | كمنسقة أشعر بالشرف، ليس لمجرد إكتشاف أعمال جديدة إكتشاف أعمال مثيرة |
Bu olay, daha yüzlerce uzak gezegenin keşfi için bir başlangıç olmuştu. | Open Subtitles | وهو الذي فتح الباب أمام إكتشاف مئات الكواكب البعيدة الأخرى |
Ve sonra, tabi ki, NASA ayrıca büyük bir duyuru yaptı ve Başkan Clinton Mars gezegeni'nin bu inanılmaz keşfi hakkında bir basın toplantısı düzenledi, | TED | ومن ثم ,بالطبع وكالة ناسا كان لها ايضاً إعلان كبير وقام الرئيس كلينتون بعمل مؤتمر صحفي حول هذا الاكتشاف المُدهش حول الحياة في نيزك مريخي |
Bu olayın keşfi beni arkadaşlarımın ve ailemin yaptığı gündelik hatırlama problemlerine karşı daha anlayışlı hale getirdi. | TED | هذا الاكتشاف قد جعلني أكثر تسامحا من أخطاء الذاكرة اليومية التي يصنعونها أصدقائي وأفراد أسرتي. |
Bu küçük keşfi yapmam yarım saat sürdü. | Open Subtitles | أخذ هذا فقط نصف ساعة للتوصل إلى ذلك الإكتشاف الصغير |
Bu keşfi bunun nedenini öğrenmek için bir fırsat olarak gördük. | Open Subtitles | و رأينا أن هذا الإكتشاف فرصتنا لنعرف السبب |
Mekan keşfi için Madrid'den ayrılmayı hiç istemesem de şu Amerikalılar servet ödüyor. | Open Subtitles | أنا لا أريد استكشاف موقع التصوير حقاً لكن الأمريكان يدفعون لي الكثير ، ونحن بحاجة للمـال |
Bu gemi, insanlığın Yıldız Geçidinden sonraki en büyük keşfi olabilir. | Open Subtitles | هذه السفينة ممكن أن تكون أهم أكتشاف للأنسانية منذ (ستارغيت) نفسها |
Ve onun keşfi, evrenin nasıl işlediğiyle ilgili tüm fikirlerimizi altüst edecek. | Open Subtitles | وسيقلب اكتشافه كلّ الموازين بشأن كيفية عمل الكون الحقيقية |
Ve mühendis iş arkadaşlarımız da bu tarz bir veri keşfi için dünyanın en büyük değişken bilgisayarlarından birini yapıyorlar. | TED | وزملاؤنا المهندسين يصنعون أحد أكبر الحواسيب المتغيرة دايناميكيا في العالم لهذا النوع من إستكشاف البيانات. |
Uzay keşfinde bir olay yaşadık, DIY uzay keşfi. | TED | ولدينا موضوع آخر .. يتعلق بالفضاء هذا قمرٌ صناعي صغير لاكتشاف الفضاء |
Çalışma günlüğüme bu olağanüstü keşfi eklemeliyim. | Open Subtitles | يجب أنّ أضيف هذا الأكتشاف الغير عاديّ إلى صحيفة حقلي. |